Gelecek, yalnız ve yalnız İslamiyetin olacak

Gelecek, yalnız ve yalnız İslamiyetin olacak

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Evet, ben kendi hesabıma aldığım dersime binaen,
ey İslâm cemaati, müjde veriyorum ki:

Şimdiki âlem-i İslâmın saadet-i dünyeviyesi, bâhusus Osmanlıların saadeti ve bilhassa İslâmın terakkisi onların intibahıyla olan Arabın saadetinin fecr-i sadıkının emâreleri inkişafa başlıyor.

Ve saadet güneşinin de çıkması yakınlaşmış. Ye’sin burnunun rağmına olarak ben dünyaya işittirecek derecede kanaat-i kat’iyemle derim:

İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak. Ve hâkim, hakaik-i Kur’âniye ve imaniye olacak.

Öyleyse, şimdiki kader-i İlâhî ve kısmetimize razı olmalıyız ki, bize parlak bir istikbal, ecnebîlere müşevveş bir mâzi düşmüş. (Hutbe-i Şâmiye)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
bâhusus : özellikle; bilhassa
bilhassa : özellikle
ecnebî : yabancı (Batılı, Avrupalı)
emâre : işaret, belirti
fecr-i sadık : doğu ufkunda beliren ve güneş doğuncaya kadar kaybolmadan devam eden aydınlık
hakaik-i Kur'âniye ve imaniye : Kur’ân ve imana ait hakikatler, gerçekler
inkişaf : açığa çıkma
intibah : uyanış
istikbal : gelecek zaman
kanaat-i kat'iye : kesin kanaat
mâzi : geçmiş zaman
müşevveş : dağınık, karışık, düzensiz
rağmına : zıddına, aksine
saadet-i dünyeviye : dünya hayatındaki mutluluk
terakkî : ilerleme, kalkınma
ye's : ümitsizlik