Genç Siviller'in lideri, kim olduklarını ve ilginç eylemlerini anlatıyor

Genç Siviller'in lideri, kim olduklarını ve ilginç eylemlerini anlatıyor

Genç Sivil Turgay Oğur Vatan'dan Sanem Altan'a konuştu:

'Sizinle yollarımı ayırıyorum'

Babasının tahliyesinde verdiğimiz tepki sonrası Deniz Çiçek mesaj yolladı

İrtica Belgesi'nin altında imzası olduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek'in oğlu Deniz Çiçek, en aktif Genç Siviller üyesiydi. Onu ilk ağızdan, Genç Sivil Turgay Oğur'dan dinledik: "Deniz'le abi-kardeş ilişkimiz var. Çok iyi bir insan. Albay Dursun Çicek'in ilk jet tahliyesine tepki verdiğimizde, bana mesaj çekti, kendim okuyamadım, kardeşime okuttum. Çünkü ağır bir şey yazdıysa öğrenmek istemedim"

TURGAY Oğur... Genç Siviller'in en kıdemlisi. Kamuoyu onları ilginç eylemleriyle tanıdı. Son olarak, baroların dinlenmelere karşı yaptıkları yürüyüşü protesto etmek için "Darbeci Baro Taksim'e Hoş geldin" pankartı açtılar; bir kez daha dikkat çektiler... Ayrıca, "İrticayla Mücadele Eylem Planı" adı altındaki belgede imzası olduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek'in oğlu Deniz Çiçek'in Genç Siviller'den çıkması, bu grubun kim olduğunu iyice merak ettirdi...

* Siz kimsiniz? Bugünlerde en çok sizden bahsediliyor, Genç Siviller...

Cream tabaka değiliz, okullarında en iyi notları alanlar değiliz, gayet sıradanız. Artık sıradan insanlar çağını yaşıyoruz. Kahramanlar yok, büyük laflarımız yok. 'Biz geliyoruz' gibi söylemlerimiz yok. Normal, sıradan, düşünen gençleriz.

* Ne zamandan beri var bu oluşum?

1999'da ODTÜ'de bir öğrenci kulübünün -İletişim Topluluğu Kulübü- oluşturduğu sıradan mail grubuyduk aslında. Ama şöyle bir önemi vardı, internet Türkiye'ye ODTÜ'den girdi. Kimsenin mail adresi olmadığı hatta bununla ilgili fikri olmadığı dönemde, biz buna sahip olduk. Bu bir heyecan ve enerji yaratıyordu tabii. Sonra yılda bir kez o mail grubu olarak birlikte olmaya karar verdik. Ve ilk Kaynaşlı depremine gittik, yardım etmek için. Orada devletin enkaz altında kaldığını gördük.

Fark yaratmak istiyorduk

* Neydi o mail grubunun ortak noktası?

MHP'li sağlık bakanının (Osman Durmuş) kızı Gazi Üniversitesi'nden katılmıştı, liberaller vardı. Şu anda Kemalist olduğunu gördüğüm insanlar da vardı. Sadece gençtik, düşünüyorduk ve bir şeyler yapmak istiyorduk. Fark yaratmaya çalışıyorduk. Ağır Marksist gruplar içinde yer almak istemeyenler belki vardı. Özel bir ortak noktu yoktu. Ama bu noktadan çok savrulduk tabii. O ilk gruptan çok az insan kaldı.

* Siz, o mail grubundan gelen birisiniz.. O yüzden hangi Genç Sivil'le konuşsam, "Kim var bunun başında?" dediğimde sizi söyledi herkes.

Evet, en baştan beri varım ama bizde başkanlık sistemi yok. Kimin iyi fikri varsa o başkandır. Parlak fikri olan herkese taparız biz.

* Ne okuyordunuz siz ODTÜ'de?

Siyaset Bilimi. Mastırımı yarıda bıraktım. Sonra Meclis'te, ANAP'lı bir milletvekilinin danışmanı olarak çalıştım. Sonra çok kısa da Mesut Yılmaz başbakanken Başbakanlık'ta çalıştım ve Sabancı Üniversitesi'ne geçtim. Ailem çok koyu ANAP'lı. Annem Rize'de ANAP Kadın Kolları Başkanı'ydı. Babam da ANAP İl Başkan Yardımcısı'ydı. Biz Özal tişörtleri giyen çocuklarız yani.

Sabancı Üniversitesi'nde 7 yıl ders dışı etkinlikler sorumlusuydum. Ve ODTÜ'lü ağırlığı vardı. Öğrenciler beni tanıyordu. 250 öğrenciyle ama aynı anlayışla çalışmalara başladık. Bizim kendi grubumuz internet üzerinden devam ediyordu, bir de Sabancı Üniversitesi öğrencileri ile çalışmalar yapıyorduk. Ve tabii imkanlar olağanüstüydü.

İlk bildiri

* 19 Mayıs'ları stadyumlardan kurtaralım söylemi o zaman mı çıktı?

2000 yılında, 19 Mayıs'larda fiziksel olarak buluşmaya karar verdik. İlk buluşma Van Üniversitesi'nde oldu. Oradaki kadro çok destek veriyordu. Rektör Aşkın Yücel ve ekibi. Eski DYP'li şimdi Ak Parti'li olan Hüseyin Çelik çok destek verdi. O dönem Kültür Bakanı Erkan Mumcu'ydu, o da çok destek verdi. Arçelik sponsorlardan biriydi. Çok iyi geçmişti. 19 Mayıs stadyum gösterileriyle ilgili ilk bildirimizi, orada okuduk aslında. 19 Mayıs'ları stadyumlardan kurtaralım dedik.

* Ama 2003 yılında Meclis önünde okuduğunuzda duyuldu değil mi? O bildiriyi Albay Çiçek'in oğlu Deniz Çiçek mi okumuştu gerçekten?

Deniz Çiçek okumadı o bildiriyi. Açılış konuşmasını yaptı sadece. Video kayıtlarını buldum o konuşmanın. Çok zor oldu. Deniz okumamış, altında imzsı vardı sadece. Abdullah Gül'ün oğlu Ahmet Gül de vardı. Sabancı Üniversitesi öğrencisiydi sonra Bilkent'e geçmişti. Ve bizi görmek için gelmişti..

Deniz neden ayrıldı?

* Peki Deniz Çiçek'le en son ne zaman konuştunuz? Siz Ak Parti'den milletvekili adayı olduğunuz için mi ayrıldı gruptan?

Tabii ki hayır. Amerika'ya gitti ama hep mailleştik. Deniz'le abi-kardeş ilişkimiz var. Çok iyi biri. O kadar iyi insanlar bulunmuyor artık inanın. Çok seviyorum hâlâ da çok seviyorum. Deniz Çiçek'in bu yüzden ayrıldığı yalan. Ondan sonraki süreçte hep görüştük çünkü. En son, biz babasının ilk jet tahliyesine tepki verdiğimizde, bana mesaj çekti. Hatta kendim okuyamadım, kardeşime okuttum. "Ben artık sizinle yollarımı ayırıyorum" demiş. Ağır bir şey yazdıysa bilmek istemedim. Biz birbirimizi severiz. Deniz, demokrat biridir. Babası da demokrat biridir. Ama bu aldığı emri uygulamasını engellemez.

Albay Çicek tanıdığım kadarıyla kariyerist biri. Çok geç yaşta doktora yapmış. Okullarından hep yüksek bir başarıyla geçmiş. Emri uygulamasa kariyeri biter. Kariyeri ile vicdanı arasında kalsa kariyerini seçecek biri. Bu onu bütünüyle kötü yapar mı? Yapmaz bence. O belgeyi imzalamak onun için çok normal bir şeydir bence.

'Babamla tartıştık' dedi

* İlk ne zaman Albay Çiçek adına rastladınız ve bunun Deniz'in babası olduğunu anladınız?

2008'de Koç Üniversitesi andıçlandığında. Koç andıçı denen meselede Sabancı Üniversitesi Amerika'dan destek alan ve ulusal güvenliğimiz için tehlikeli kurumlar arasında geçiyordu. Gazeteci arkadaşlarımın arasında bunun hayretini dile getirmiştim. Tabii ki haber değeri olduğu için üstüne atladılar. Yalvar yakar Deniz'i bu işe karıştırmamalarını istedim. Deniz şimdi tersini söylüyor ama o dönem kesinlikle itiraz etmemişti. Hatta babasıyla fikir tartışmasını yaptığını söylemişti bu konuda.

50 yaşına kadar Genç Sivil olunabiliyor

* Genç Siviller adı nasıl çıktı?

O güne kadar yapılan her şeyin adı buluşma idi. Bir adımız yoktu, önemli de değildi. 2006 yılında, 2003'teki Genç Subaylar rahatsız anlayışına cevap hakkımızı kullandık ve 'Genç Siviller Rahatsız' dediğimiz bir bildiri yazdık. Çok beğenildi. Bu arada yaş kotamız yok. Çünkü Genç Subaylar'ın teğmenlikle albaylık arasındaki grup olduğunu öğredik. Bu durumda 50 yaşlarına kadar Genç Sivil olunabiliyor.

* Ak Parti milletvekili adayı oldunuz mu peki?

25 yaş sınırı çıktığında şöyle bir karar aldık, her partiye biri aday olacaktı. Ve o seçim döneminde yaşadıklarını ortaya koyacaktı. Bir tür gençlik efor testi yapacaktık. Kanun çıktı ama seçimlere uygulanmayınca bundan vazgeçildi. Zaten öyle milletvekili olunmaz ve ben o tip bir siyaset yapmak istemiyorum.

En çarpıcı eylemimiz 1 Mayıs'tı ama ben önce ona karşıydım

* En son "Darbeci Baro Taksime hoşgeldin" pankartı açtınız?

'Darbeci Baro Taksim'den defol' demedik, 'Hoş geldin' dedik. Bu bizim farkımız işte. Ama ikinci Madımak olayı olacaktı neredeyse, arkadaşlarımızı polis zor kurtardı. Baro'yu çok ciddiye almadığımız için yeni bir eylem bulma telaşına düşmedik.

* 1 Mayıs eyleminize benziyor değil mi?

Evet. En ünlü eylemlerimizden olan 1 Mayıs'a ben karşıydım. Tehlikeli olabileceğini düşünüyordum. Etrafta sniper'lar vardı. Başka bir şey zanneder, bir terslik olur, endişeydi hissettiğim. Çünkü hiçbir eylem bir insan hayatından önemli değildir. Türkiye mutlu günlere mi kavuşsun, Hayri mi yaşasın. Ben 'Hayri' derim. Ama Hayri beni takmadı, pankartı taktı. Çok beğenilen bir tepkiydi o. Yerini buldu.

* Eylem planları nasıl alınıyorsunuz...

Tartıştığımız bir fikri oylamıyoruz. Gözlerimizle ittifak ediyoruz. Çok keskin muhalefet etmeyenler ise olup bitene kadar gözlerini kapıyor. Gündeme göre şekil alıyoruz. Felsefemiz; attığımız taş bari bir kaç kurbağa ürkütsün.

* En popüler eylemleriniz ne?

- En büyük etkinliğimiz İtalyan Gladio Savcısı Felice Casson'u Türkiye'ye getirdik. Bu çok, çok önemliydi. 1 Mayıs, Baro, Biji Bülent Ersoy, Ermenistan maçına gitmemiz, Köşk'e Converse'lerle çıkmamız..

* Kaç kişisiniz, ögrenim durumlarınız, kadın erkek sayınız, işleriniz ne?

- Siz de dayanamadınız ve 'Siz kaç kişisiniz' dediniz. Aidat ödeyen, düzenli toplanan, metinleri yazan, pankartları bastıran, ofisi temizleyen, röportaj veren, TV'ye çıkan grubumuz 72 kişi. Mail grubumuz 3000'i geçti. Facebook'ta onbin civarında. Karışık bir grubuz.
Vatan