Gençlerin dinî sorularından korkmamalı

Gençlerin dinî sorularından korkmamalı

Ergenlik dönemine giren gençler zaman zaman "Acaba gerçekten Allah var mı? Din, inanılması zorunlu olan bir gerçek midir?" gibi çeşitli soruları merak eder.

Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil'in yazısı ;

Bu şüpheler ergeni araştırmaya sevk eder. Bu sorulara yeterli ve doyurucu cevaplar verilmeli ve kesinlikle geçiştirilmemeli. Baskılar ya da yeterli cevapların verilmeyişi, genci dinden uzaklaştırır.
Ergenlik dönemi, gençlerin o ana kadar sahip oldukları bütün inançlarını yeni baştan oluşturma dönemidir. Bu dönemde gençler anne-babalarının öz veya üvey olup olmadığını bile sorgulama ihtiyacı hissettikleri gibi İslâmiyet'le ilgili pek çok hususu da şüpheyle karşılamakta.

Dinî şüphe ve tereddüt deyince kastettiğimiz şey; dinî değerler hakkında gençlerde ortaya çıkan birtakım şüphelerdir. Meselâ; "Acaba gerçekten Allah var mı? Din, inanılması zorunlu olan bir gerçek midir? Hak din İslâmiyet değil de başka bir din olabilir mi? Allâh'ın bizi yarattığından nasıl emin olabiliriz? Gerçekten âhiret var mı?" şeklindeki düşüncelerdir. Şüpheler bu konularla sınırlı kalmayıp; "Allâh'ın varlığı, birliği, sıfatları, melek, cin, şeytan, ruh gibi görünmez varlıklar, kitaplara ve peygamberlere îman, ölümden sonra diriliş, kaza-kader, ve insanın yaratılışı" gibi hususlarda da yoğunluk göstermektedir.

DİNî BİLGİ ALAMAMA ŞÜPHELERİ ARTIRIR

Ergen gençlerin, dinî yaşamın çok zayıf olduğu çevrede yetişmesi, ailede ve okulda yeterli ve sağlıklı din eğitimi alamamaları ayrıca medya dinî şüphe ve tereddütlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Ergenlik dönemi yaklaşırken çocuk, daha önce severek, isteyerek, yaptığı pek çok davranış gibi ibadetlerini de aksatmaya başlar. Aslında ibadetleri yerine getirme noktasında görülen bu gevşeme, inanç noktasında ortaya çıkacak olan şüphe ve tereddütlerin bir aşamasıdır.

10 yaş altı çocuklar dinî şüphelere kapalı olmakla beraber bu yaşlarda zaman zaman şüpheleri görülmektedir. Dinî şüphelerin gelişimi kızlarda (10-11) daha erken başlamaktadır. Erkeklerde ise 14-15 yaş aralığında şüphe duyma oranı yüksek olup, 16-17 yaşlarında bu şüphelerin yoğun olduğu görülmektedir.

Ergenlik dönemine yeni girmiş gençlerde görülen dinî şüphe ve tereddütler tamamıyla olumsuz, zararlı bir durum değildir. Çünkü bu şüpheler gençleri dini araştırmaya yöneltmekte böylece doğruları öğrenmeleri ve dinî değerleri tam anlamıyla kabullenmeleri mümkün olmaktadır. Ancak zihnindeki şüpheler bertaraf edilmeyen, doğruyu bulma imkânı olmayan, merak ettiği soruların sağlıklı biçimde cevabını alamayan, kendileriyle ilgilenilmeyen gençlerin bu şüphe ve tereddütleri her zaman olumlu şekilde sonuçlanmamakta, şüpheler bazen büyüyerek inançsızlık hâline gelebilmektedir. Bu nedenle yetişkinlerin, gençlerin tehlikeli bir süreçten geçtiği bu dönemi ve sordukları soruları önemsemeleri son derece önemlidir.

Nasıl bir tavır takınmak gerekir?

Dinî konular, pek çok gencin küçüklükten itibaren hayatının merkezinde gördüğü, inanılması mutlak zorunlu meseleler olduğu için genç, bu konularda kendisinde uyanan şüphe ve tereddütler için suçluluk ve günahkârlık hislerine kapılmaktadır.

"Aman böyle söyleme veya böyle düşünme, o zaman sen inançsız olur, dinden çıkarsın." şeklinde genci inkârla itham etmek, ya da kaba kuvvet kullanmak yangına körükle gitmektir.

Bu tür davranış biçimleri genci tamamıyla dinî değerlerden uzaklaştıracak ve son derece olumsuz sonuçlar doğacaktır. Gençlerin bu tür sorularının ilgi ve alâka mânâsını taşıdığı göz ardı edilmemelidir.

Çocukluktan kurtulan ve yeni bir yapılanma içine giren gençlerin düşündüklerini söylemelerini engellemek yerine; onları anlayışla karşılamak, onlarla fikir alışverişi içine girmek, düşüncelerini açıkça paylaşmalarına imkân tanımak en doğru yaklaşımdır. Ancak gence doğruların doyurucu bir şekilde, aklî ve mantıkî deliller çerçevesinde, pedagojik ilkelere bağlı kalarak anlatılması, son derece önemlidir.

Şunu rahatlıkla söylemek mümkün ki sistemli, ölçülü ve bilinçli yaklaşıldığı takdirde bu şüphe döneminin sonunda genç; doğruyu bulacak, inandıkları gelenek olmaktan çıkacak, onda tam bir îman ve inanç durumu oluşacaktır.

Yaşanan bu süreç içerisinde gencin zihninde uyanan, şüphe ve tereddüt ifade eden sorulara doyurucu cevaplar alabilmesi ya da yakınında sorularına cevaplar bulabileceği kimselerin olması önemlidir. Ergen gencin sorduğu sorulara cevap verilemiyorsa bile en azından onları araştırmaya teşvik etmek yapılacak en akıllı davranış olacaktır. Genç artık 20'li yaşlara geldiği zaman diğer hususlarda olduğu gibi dinî duygu ve davranışlar açısından da belli bir denge kazanacak, dine bakışı netleşecektir.

Zaman