Ne dersiniz Sayın Genelkurmay Başkanı, şu sözlerden sonra WSJ'ye de bir bildiri
gönderir misiniz?

Resmi adı ‘Ortasu.’
Memlekette dağı, taşı, köyü, obayı her yeri ve her şeyi Türkçeleştirdik ya bu da
onlardan biri.
Oysa bir de gayriresmi adı var.
Bu ülkede ne çok şeyin gayri resmi bir adı ve tarihi var?
Orada yaşayan insanlar için köylerinin adı Roboski.
“Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı bir köy” diye dilimize dolandı.
Dolanmaz olaydı!

***

Mazot kaçakçılığı yaptığı bütün yerel makamlarca bilinen bu ülkenin 34 vatandaşı
21 Aralık 2011’de o köy sınırında ‘terörist zannedilerek’ F-16’larla havadan
vuruldu.
Kim verdi vur emrini?
Hangi istihbarat kullanıldı?
İnsansız hava araçlarından gelen görüntülerin yerel kaynaklardan sağlaması neden
yapılmadı?
Aradan 5 ay geçti.
Siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları akın akın o bölgeye gitti.
Hem adli hem idari soruşturma açıldı.
Ve fakat en kritik konularda bile bir arpa boyu yol alınamadı.

***

Konuyu hassasiyetle takip eden Adalet Bakanı Sadullah Ergin bile birkaç gün önce
çaresizlik içinde şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı:
“Bu, operasyonel bir hata mıdır? Yoksa terörle mücadeleyi sabote etmek
isteyenlerin düzenlediği bir kurgu mudur? İstihbarat notları MİT tarafından mı
verilmiştir? MİT’in böyle bir bilgi göndermediğine dair net açıklama yapıldı.” 
Yapıldı ama hâlâ en temel soruların cevabı yok.
Ve ne acıdır ki en kritik cevap Wall Street Journal (WSJ) gazetesine konuşan
Amerikalı yetkililerden geldi.
***
Dün baktım bazı ajanslar haberi “İstihbarat ABD’den” diye geçmişler.
Oysa insansız hava aracından elde edilen görüntülerin Amerika’dan geldiği zaten
biliniyor. WSJ’de yayımlanan makale iki açıdan çok büyük önem taşıyor.
Bir; Amerikalı yetkililer, görüntülerin kime ait olduğunu anlamak için Türk
subayları uyarmışlar.
WSJ’den aynen aktarıyorum:
“Amerikalılar, Türk muhataplarını uyardılar. Ankara’daki istihbarat birimindeki
ABD’li subaylar, konvoydaki kişilerin ‘sivil veya gerilla savaşçıları’ olup
olmadıklarını söyleyemediklerini ancak bölgede sık sık ‘gerilla savaşçıların’
göründüğünü belirterek Predatör’ün ek keşif yapmasının belki Türklere, konvoyun
kimliğini tespit etmek açısından yardımcı olabileceğini söylediler. Ancak Türk
subayları, bunun yerine, aracı uzaktan yöneten Amerikalıları, bunu başka bir
yerde uçurmaya yönelttiler. ABD yetkilileri de Türklerin taleplerine uyulmasının
standart prosedür olduğunu ifade ettiler.”

***

Vahameti görüyor musunuz?
Amerikalılar uyarıyor, “Ek keşif yapalım” diyor ama bizim subaylar bırakın ek
keşif yapmayı Predatör’leri başka bir yere yönlendiriyor.
Dün gün boyu bu bilgiyi sorgulamak için Genelkurmay’ı aradık.
Köşe yazılarına bile bildiriyle karşılık veren Genelkurmay Karargâhı kapı duvar,
tek kelime yok!
Daha acı olanı ne biliyor musunuz?
WSJ bu ayrıntılı haberi bizim aylardır cevabını alamadığımız sorulara cevap
bulmak için kaleme almamış.
Makalenin esas mesajı şu:
“Müttefiklerimize bu teknolojileri veriyoruz ama bakın onlar, Türkiye örneğinde
görüldüğü gibi, bu üstün teknolojiyi kullanmasını bilmiyorlar!”
İhmal ya da kasıt?
Hâlâ yanıt yok.
Ama bu arada Amerikalılar resmen beceriksizliğimizi yüzümüze vuruyorlar.
Ne dersiniz Sayın Genelkurmay Başkanı, şu sözlerden sonra WSJ’ye de bir bildiri
gönderir misiniz?
Türkiye ile istihbarat paylaşımı çalışmalarında yer alan üst düzey bir askeri
yetkili bakın ne demiş:
“Hedeflerin seçimi konusunda Türk standartlarından kaygı duyuyoruz.”

Radikal