Yılmaz Erdoğan ve doğrular

Geçen hafta yazacaktım ama bu haftaya sarktı. Sanatçı Yılmaz Erdoğan'ın sinemaya yönelik eleştirileri, onun "yalaka" olarak suçlanmasına yol açtı. Ne diyor Erdoğan: "Türkiye gerçeklerinden kopuk filmler çevrildiğini" hatırlatıyor. Meselâ "Ezana yer verilmiyor" diyor. Oysa ezan, günlük hayatımızın bir parçası. "Sanat dünyasında materyalist kampın ağır bastığına" dikkat çekiyor. "Bağnaz bir Batıcılık kafası"ndan söz ediyor. "Alfabeyi değiştirdik; köklerimizden koptuk" şeklinde konuşuyor. 
Aslında doğruları söylüyor. Bu doğrunun yeni farkına varması, onun iktidara yaranma arzusuyla hareket ettiğini göstermez. Kaldı ki, uzun süredir Yılmaz Erdoğan'ın böyle düşündüğünü biliyorum. O hiçbir zaman devletçi bir zihniyete sahip olmadı. Sorgulamaya, önce Kürt kimliği üzerinden başladı. Belki de sıra ancak İslâmi kimliği görmeye geldi. Gerçekten de, sadece filmlerde değil, dizilerde de, ne bir ezan sesi duyulur, ne çevrede başörtülü bir kadın görünür. Oysa sokağa çıkın, gerçek tamamen farklı. Daha önce yanlış düşünmüşseniz ya da doğru düşünüp, seslendirmemişseniz, ebediyete kadar "Bana yalaka demesinler" diye suskun mu kalacaksınız?

Sabah

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.