Geri adım

İngiltere havlu attı,

Fransa yan çiziyor.

Obama “müdahalenin amacı Esad’ı devirmek değil sadece göz dağı vermektir.” Diyor.

Bütün bu olanlardan ne anlıyoruz.

Şunu anlıyoruz: Batı kendi çıkarı olmazsa kılını kıpırdatmaz. Şayet çıkarı varsa bunu da büyük bedel ödeterek yapar.

Bunun birçok örneğini yaşadık yaşıyoruz. Irak, Afganistan, Libya gibi devletlere yapılan müdahalelerin sonucuna baktığımızda bunu açıkça görüyoruz.

İnsansız uçaklar, yani duygudan, vicdandan mahrum demir yığınları Suriye’yi bombalayacak; Askeri tesisler vurulacak ve içinde birçok Müslüman asker ölecek, atılan bombalar sivil halkın üzerine düşerse bunun adı “kazara oldu” olacak ve kısa bir özür ile iş geçiştirilecek.

Faraza Suriye bu saldırıdan sonra belirlediği hedeflere misilleme yaparsa örneğin Türkiye’deki üslere saldırırsa “savunma hakkı” doğacak bu defa Türkiye karşı saldırıya geçerek Suriye’yi vurmaya başlayacak. Arada masumlar yanar mı?

Hiç şüpheniz olmasın Irak’ta olduğu gibi 100 binlerle ifade edilen çoluk çocuk sivil halk sizlere ömür…

Şayet Suriye dirençli çıkarsa bu defa ölüm sayıları katlanarak (bu olay ilk başladığında açıklamalar yapılıyordu “ha gitti ha gidecek” deniyordu ama aradan üç yıl geçti hala ayakta)  artacak. Bunların vebalini kimse üstlenmeyecek. Ve her giden kesemizden gidecek.

Şu noktada herkes hem fikir “Suriye rejimi yıkılmalı ve Esad gitmeli.” Bu fikirde herkes birleşiyor. Çünkü artık zulmü arşa dayandı. O nedenle problem bu değil, problem gidiş şeklinde… Bir zaman Erbakan’ın dediği gibi “kanlı mı olacak? Kansız mı olacak?”

Savaş tamtamları çalanlar, kanlı gitmesinden yana olanlar bir daha düşünmeli arada masumlar ne olacak? diye…

Tamda burada Üstadın şu sözü kerametvari bir şekilde karşımıza çıkıyor. “Biz ferec ve ferah ve sürur ve fütuhat isteriz-fakat kâfirlerin kılıcıyla değil! Kâfirlerin kılıçları başlarını yesin; kılıçlarından gelen fayda bize lâzım değil. Zaten o mütemerrid ecnebîlerdir ki, münafıkları ehl-i imana musallat ettiler ve zındıkları yetiştirdiler.” (Lemalar sh. 107)

Evet, kâfirlerin kılıcı bize lazım değil, istemiyoruz.

Biz en önce sulh ve sükûnet istiyoruz, barış istiyoruz, Müslümanlar arasındaki nurani bağların kuvvet bulmasını istiyoruz.

Bunu silah kullanmadan yapmak çok mu zor? Hiçbir alternatif kalmamış mı ki, silahla çözüm öneriliyor?

Örneğin Mısır, bunu başaracak gibi silaha sarılmamakla büyük örnek oluşturuyor. İnşallah böyle devam eder. Suriye’de de alınacak uluslar arası garanti karşılığında silah bırakılabilir. Yani bir çözüm bulunabilir. İyi niyet olursa Allah’ın da yardımıyla bu iş çözülür.

“Zararın neresinden dönülse kardır” kaidesiyle hareket edilmeli…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum