Göz ovmak hastalık işareti

Göz ovmak hastalık işareti

Kornea nakline kadar giden bu hastalıklar için bilinmesi gerekenler

Kornea düşmanı hastalık: KERATOKONUS 

Miyopi ve astigmata sebep olan keratokonus, korneanın incelip sivrileşmesiyle ortaya çıkıyor. Gözlerinizi sık sık ovalıyorsanız ve alerjik göz hastalığınız varsa dikkatli olmanız gerekiyor. Hastalık kornea nakline kadar ilerleyebiliyor

Korneadaki şekil bozukluğu olarak da tanımlanan keratokonus, gözün en önde saat camı gibi görünen saydam tabakasının yani korneanın, ilerleyici incelme ve sivrileşmeye giden hastalığı. Korneadaki bu sivrileşme miyopi ve astigmatizmada artışa sebep oluyor. Oluşan şekil bozukluğu sebebiyle gözlüklerle de görmede tam bir düzelme sağlanamıyor ve bu nedenle hastaların büyük bir kısmı lazer tedavisiyle bir an önce bu sorundan kurtulmak istiyor. Dünyagöz Hastanesi’nden Op. Dr. Efekan Coşkunseven, hastalığın genellikle ergenlik döneminde başladığı ve 40 yaşına kadar ilerleme gösterip 40 yaştan sonra durağan döneme girdiğini söylüyor.

GÖZ OVMAK HASTALIK İŞARETİ

Dr. Coşkunseven, keratokonus’un birçok nedeni olduğuna işaret ederek “Bazen genetik yatkınlık da söz konusu.

Gözün sıkça ovalandığı alerjik göz rahatsızlıkları da hastalığa zemin hazırlayabilir. Çocukluk dönemi alerjik konjoktivit’in sık görüldüğü sıcak ve tozlu Türkiye gibi ülkelerde maalesef çok daha sık rastlanıyor. Bazen de hiçbir şikâyeti olmayan sadece miyopi ve astigmat kusurunu lazer ile tedavi yaptırmak için gelen hastalara yapılan çok özel tetkikler sonucu teşhis konulabiliyor” diye konuşuyor.

KORNEA NAKLİNE KADAR GİDER

Dr. Coşkunseven, kornea nakline kadar ilerleyebilen bu hastalığın erken teşhis, takip ve tedavisinin büyük önem taşıdığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürüyor: Erken teşhis ile birçok hastada kornea nakline gidiş engellenebilir ya da yavaşlatılabilir. Türkiye’nin ilk keratokonus teşhis ve tedavi merkezi olan kurumumuzda, dünyada da kabul görmüş halka ve Cross Linking gibi bütün tedavi metotlarını uygulayabiliyoruz.

ZAMANLAMA ÇOK ÖNEMLİ

Korneada ilerleyen sivrileşme ve incelme zamanla daha büyük bir deformasyona sebep oluyor ve görme kusuru bu nedenle gözlükle dahi düzeltilemiyor. Günümüzde keratokonus’un ilerlemesini durdurmak için ‘Corneal Cross Linking (CCL)’ tedavisi yapılıyor. Ancak bu yöntemde zamanlama çok önemli, çünkü kornea kalınlığı belli bir ölçünün altına indiğinde işlemin bir faydası olmuyor.

Gençlerde hızlı ilerliyor

Keratokonus, özellikle genç hastalarda daha hızla ilerliyor. Eğer hasta 25 yaştan genç ya da kaşıntı ovalama şikayeti fazla ise ilerleme riski yükseliyor. Bu nedenle hemen Corneal Cross Linking (CCL) tedavisine alınması gerekiyor. Dr. Coşkunseven hastalığın belirtileri ve risk faktörleri hakkında da şu bilgileri veriyor: “Ailede keratokonus hastası olması, gözde sürekli alerji veya kaşıntı, ilerleyen miyopi ve astigmat, gözlüğe rağmen net görememek, göz derecelerinin sürekli ilerlemesi, görmede azalma, renklerlerin soluk algılanması, gece araba kullanırken zorlanmak gibi belirtileri sıklıkla yaşayan kişilerin hastalık yönünden çok özel tetkiklerin yapıldığı bir refraktif cerrahi merkezine (lazer merkezi olarak tanımlayabiliriz) başvurmasını tavsiye ediyoruz.”

Durdurmak için çözüm CCL

Hastalığı durdurmak için de tek çözüm olan CCL tedavisi, son derece başarılı olmakla birlikte yan etkileri de yok denecek kadar az. Ancak bu tedavi, görmeyi arttırmıyor. Türkiye’de ilk defa Dr. Efekan Coşkunseven tarafından 2006 yılında Dünyagöz Hastanesi’nde gerçekleştirilen bu yöntemle 3 yıldır bin 500’ün üzerinde hasta tedavi edildi. Dr. Coşkunseven görmeyi arttırmak için hala vazgeçilmez yöntemin kontakt lens olduğunu söyleyerek “Yeni nesil yumuşak lensler kornea santraline dokunmadığı için hastalığın ilerlemesinde koruyucu olarak da görev yapıyor. Uzun süreli sert lens kullanan hastalarda görülen kornea ortasında meydana gelen sertleşme, bulanık görmeye sebep oluyor. Bu yeni lenslerde bu sorun yaşanmıyor” diyor. Lens kullanamayan hastalar içinse ‘Halka’ yönteminin imdada yetiştiğini belirten Dr. Coşkunseven, şu bilgileri veriyor: “Artık intralase lazer ile açılan kanallar yardımıyla 1-2 dakika kadar kısa bir sürede bu işlemi yapabilmek mümkün. Ancak unutulmaması gereken husus bu tedavilerin hastalığı durdurmadığı ve bunların yanı sıra CCL tedavisinin de kombine yapılması gerekliliğidir.”

LAZER TEKNOLOJİSİNDE SON NOKTA

Bugün göz hastalıklarının tedavisinde lazer teknolojisinde gelinen son nokta olarak tanımlanan Intralase i-Lasik, ‘bıçaksız lazer’ konforu olarak da tanımlanıyor. Opr. Dr. Efekan Coşkunseven, “Intralase i-Lasik’te amaç kusursuz fleptir. Bu sırada kullanılan bıçaklı-mekanik yöntemlerde, nadir de olsa yırtılma, kopma, delinme, flep’in çok ince ya da çok kalın olması gibi sonuçlar gelişebilir. Oysa İntralase’de adeta ‘kişiye özel flep’ yapılıyor. İyileşme de diğer birçok lazer yöntemine göre daha hızlı oluyor. Miyop hipermetrop, astigmat gibi düşük seviyeli kusurlar yanında yüksek seviyeli kusurlar da düzeltiliyor” diyerek sözlerini noktalıyor.

Star