Gri geçişli bakmak

Doğru bildiğini zan etmek, düşündüğünü doğru kabul etmek, bakışını isabetli görmek ve bunda keskinleşmek, hele hadiseleri böyle değerlendirmek; kırıcılığa kapı açar, yanlış hüküm verdirir, boş yere zihinleri meşgul eder, enaniyeti büyütür.

Gri geçişli olmak, akışkan ve değişken bakabilmek, madalyonun iki tarafını görmek; zihne zenginlik verir, fikre çeşitlilik getirir, bakışı çoğaltır, açıyı genişletir ve hareketlendirir. Kırılganlık ve yanlış hüküm vermekten korur.

Siyasetin kararı olur mu ve hadiseler hangi çizgide durur ve sabitleşir?

Dönen dünya hem gidiyor hem de güneş sistemi ile beraber yol alıyor; karara ermedi, yol da bitmedi; bir yandan da geçtiği yerden bir daha geçmiyor, tekrarı yok, hep yeni, hep taze yolculuğu.

Dünya böyle iken içinde cereyan eden hadiseler bundan farklı değil. İçinde insan gibi bir sabite var ve her insan ayrı bir alem; alemler adedince bakışlar, yorumlar var.

Sabit olan vahiydir, sünnettir.

Bu mihenge göre eşya ve hadiseler tevile açıktır, hem de zenginliktir. Bahar birkaç çiçekten ibaret değil; fikir bahçesi de ondan farklı olmamalı.

Diretici, kesinleştirici, keskinleştirici tutum ve davranış; kardeşliği törpülüyor, muhabbeti uçuruyor, uhuvveti zedeliyor.

Büyükler onun için diyor olmalı “belki ben aldatıyorum, mihenge vurun alın” belki de onları büyük yapan böylesi bakış ve anlayış.

Tahkik ehli olmak ve yorum pergelini alabildiğine açık tutmak; bazen de susabilmek, dinleyebilmek, anlayabilmek muhatabını, muhatap olduğu fikriyatı, zihniyeti.

Pastoral akşam asudeliği ile zihin ufkunu durultmak; ömür grubu mutlu sona yakındır.

Geçmişe bakınca keşke kırıcı konuşmasa idim, incitmese ve incitmese idim deriz. Demiyor isek daha acı; sabır sulardan uzak, öfke bulutların altındayızdır. Yazık!

Tahkik kılıcını, tenkit okunu önce kendine doğrultabilen geleceğin “keşkeklerini” şimdiden kesiyordur. Ne mutlu!

Fitne günlerde Ömerül Faruk olabilmek büyük bahtiyarlık; grisi yok beyaz veya siyah, net. Feraset ve dirayet; önce nefsine dizginleyebilen bahtiyarlar erişir bu Farukluğu, Furkanlığı.

Kim nefsinden emin olmuş, şeytanı alt edebilmiştir?

Öyle de bakılabilecek, böyle de bakılabilecek bir hadiseyi, hadiseleri büyütüp zihni keşmekeşliği, kalbi karartmayı götürmek; ne hikmet gelir ilham olarak ne de hakikat.

Dağın ardını gören, bütüncül bakabilen; çok konuşmaktan susmayı tercih eder, görünmekten çok gizlenmeyi ister, derdi güneşi bütün renkleri ile seyretmek, neşesi o renklerle bezenmek; onun için gezer bu dünya gezegeninde; yalnız yürümeyi tercih eder yollarda, sokaklarda, şehirlerde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum