Günahların büyüklerinden kaçınırsanız, küçük günahlarınızı sizden örteriz
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Suresi 29-33. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
29 . Ey îmân edenler! Kendiliğinizden anlaşarak yaptığınız bir ticâret olması müstesnâ, mallarınızı aranızda bâtıl (haram yollar)la yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi ve birbirinizi) öldürmeyin! Şübhesiz ki Allah, size karşı çok merhametlidir.
30 . Artık kim düşmanlık ve haksızlıkla bu (yasaklandığı) şeyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir ateşe atacağız! Bu ise, Allah’a göre çok kolaydır. (1)
31 . Eğer kendisinden yasaklanmakta olduğunuz (günahlar)ın büyüklerinden kaçınırsanız, (küçük) günahlarınızı sizden örteriz ve sizi çok hoş bir yere (Cennete) koyarız. (2)
32 . Hem Allah’ın bazınızı, bazınızdan kendisi ile üstün kıl(maya vesîle yap)tığı şeyleri temennî etmeyin! Erkeklere kazandıklarından bir nasib vardır, kadınlara da kazandıklarından bir nasib vardır. (3) O hâlde Allah’dan lütfunu isteyin! Muhakkak ki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
33 . Ana-babanın ve akrabâların bıraktıkları (malları)ndan her biri için de vârisler kıldık. Yeminlerinizin bağladığı (onların lehine yemin ettiğiniz) kimselere gelince, onlara da nasiblerini verin! Şübhe yok ki Allah, herşeye hakkıyla şâhiddir.
1- “Evet, bir Kadîr ki: Şu âlem, bütün güneşleri, yıldızları, avâlimi (âlemleri), zerrâtı (zerreleri), cevâhiri (cevherleri) nihâyetsiz lisanlarla O’nun azametine (büyüklüğüne) ve kudretine şehâdet eder. Hiçbir vehim ve vesvesenin hakkı var mıdır ki haşr-i cismânîyi (cismiyle haşrolmayı) o kudretten istib‘âd etsin (uzak görsün)!” (Sözler, 29. Söz, 201-202)
2- “Ma‘sıyetin (günâhın) mâhiyetinde, eğer devâm ederse, küfür tohumu vardır. Çünki, o ma‘sıyete devâm eden ülfet peydâ eder (alışır). Sonra ona âşık ve mübtelâ olur. Terkine imkân bulamayacak dereceye gelir. Sonra o ma‘sıyetin ikāba mûcib olmadığını (cezâlandırılmayı gerektirmediğini) temennîye başlar. Bu hâl böylece devâm ettikçe küfür tohumu yeşillenmeye başlar. En nihâyet, gerek ikābı (cezâyı) gerek dâru’l-ikābı (cezâ yerini) inkâra sebeb olur.”(Mesnevî-i Nûriye, Habbe, 111)
3- Bu âyet, mü’minlerin annesi Ümmü Seleme (ra)’nın: “Yâ Resûlallâh! Erkekler harbe iştirâk ediyorlar, biz ise edemiyoruz ve cihad sevâbından mahrum kalıyoruz. Ayrıca, onların mîrastan aldıkları hissenin yarısını alabiliyoruz” demesi üzerine indirilmiştir. (İbn-i Kesîr, c. 1, 382)