Dr. Muhammed Korkut-Zafer Dergisi

Rabbimiz, sonsuz merhametiyle ve kudretiyle Güneş gibi pırlata misal lambayı Dünya sarayına astı. Sonra 7 kat atmosfer tabakasından süzüp Dünyaya gösterdi. Kur’an-ı Kerim’de “Güneşi parlak bir ışık kaynağı, ayı ise bir nûr yapan…” (Yunus Suresi, 5) ifadesi, Güneş’in insanlar için bir lamba olarak yaratıldığına dikkatimizi çekiyor.

Ayrıca Güneş’in lamba vazifesinden başka daha birçok vazifesi olduğunu görüyor ve fark ediyoruz. Elbette güneşi kim oraya yerleştirdi ise, insanı da dünyada misafir eden O’dur.

Güneş ışığının faydaları saymakla bitmez. Kişinin psikolojisinden tutun da vücut sağlığı için gerekli olan D vitaminin üretilmesine kadar sayısız faydaları vardır. “Güneş giren eve doktor girmez” atasözü bu hakikate işaret ediyor.

GÜNEŞ IŞIĞI VE D VİTAMİNİ

Güneş bir Ultraviyole (UV) kaynağıdır. Ultraviyole ise dalga boylarına göre sınıflara ayrılır. Güneş ışınları atmosferin 7 tabakasından süzüldükten sonra UV B ışını insan derisine ulaşır. Bizim ihtiyacımızı bizden ziyade bilen Rabbimiz, insan derisini de 3 tabaka olarak dizayn etmiştir. Bu tabakalardan epidermiste bulunan hücrelerin içinde adeta fabrikalar kurmuştur. Bu minik tezgâhlarda kolesterol ile UV B reaksiyon vererek D vitamini üretilir.

Yeterince ultraviyole ışını alamamak veya deriyle temasının engellenmesi ise, D vitamini sentezinin yetersiz olmasına neden olmaktadır.

Güneş ile direk temas eden 1 santimetrekare deride 4 ünite D vitamini üretilmektedir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar geniş vücut bölgesinin güneşe gösterilmesi, güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde “çoğu zarar azı karar” prensibiyle yaklaşık 15 dakika yüz, eller, kollar veya sırt açıkta kalacak şekilde direkt temas edip güneşlenmek gerekir.

D VİTAMİNİ SENTEZLENMEZSE NE OLUR?

Güneş ışığından yeterince faydalanmamak şehirleşme ile birlikte yaşanan problemlerin başında yer almaktadır. Ulaşım için yürümenin tercih edilmemesi ve güneş koruyucu kullanılması, D vitamini eksikliğine neden olmaktadır.

Her insanın beden modeline göre ona mahsus deriyi elbise gibi dokuyan Rabbimiz, elbette insanın organlarını bilendir.

İşte bir misal: Vitaminler vücudumuzda çeşitli biyokimyasal işlevler için gereklidir. Kalsiyumun bağırsaklardan emilebilmesi ve böbrekten geri emilimi için D vitamini gerekmektedir. Düşük D vitamini düzeyleri kalsiyum emilimini engellemekte, kemik sağlığını bozmaktadır ve halk arasında “kemik erimesi” olarak bilinen osteoporoz için risk faktörü olduğu bilinmektedir. Sonsuz rahmetiyle bizi koruyan Allah (cc), güneşlenme imkânı bulamayan kişiler de mahrum kalmasın diye özellikle somon, uskumru, sardalya ve ton balığında yüksek oranda D vitamini depolamaktadır. Ayrıca süt ve süt ürünleri, tahıl ürünleri ve karaciğer de diğer önemli kaynaklardır.

Bütün bunlar gösteriyor ki, Güneş’i gökyüzüne kim yerleştirmiş ve ona bu özellikleri kim vermişse, elbette insanları da O yaratmıştır. İnsanı kim yaratmışsa, elbette ona güzel bir cilt dokuyan da O’dur…

Dünya ve göktekileri bizim hizmetimize veren ve bizim için çalıştıran Allah’a (cc) şükürler olsun…