Yeni Eğitim Öğretim Yılına Başlarken

2024-2025 Eğitim öğretim yılı itibariyle orta öğretimde 20 milyondan fazla öğrenci bu hafta ders başı yaptı. Türkiye Yeni Yüzyılı Maarif Modeli kapsamındaki yeni müfredat bu yıl ilk defa ilk, orta ve liselerin birinci sınıflarında uygulanacak. Okul yöneticisi, öğretmeni ve öğrencisi ve velisi ile herkesin gözü çocuklarımızda. Tüm hedefler ve beklentiler çocuklar ve gençlerimiz üzerinde yoğunlaşmış durumda. Aman çocuğum okusun, adam olsun, iş ve güç sahibi olsun diyoruz. Bundan 50 yıl evvel liseyi bitirenleri parmak ile gösterirlerdi. Lise orta ve lise dengi öğretmen okulu mezunları hemen öğretmen olurlardı. Eskiden aileler çocuklarını okuturlarsa, isteyen istediği üniversite ve mesleği seçebilir, bitirdikten sonra rahatlıkla bir işe girebilirlerdi. Aradan yarım asır geçmiş, şu anda ancak tıp fakültesi mezunları garanti iş bulabiliyorlar. Bunun dışındakilerde garanti söz konusu değil. İş kurma ve bulma imkânı mezun olunan alan ve mezun olan kişinin özel yeteneğine bağlı durumda. Meslek liseleri yine geri planda duruyor. Her ne kadar devlet teşvik etse de veliler ve öğrenciler pek tercih etmiyorlar. İnsanoğlu her şeyde olduğu gibi burada da erken gelecek kısa menfaatini tercih edip kolaya kaçmayı tercih ediyor. Halbuki meslek liselerinin insana kazandıracağı sanat ve marifeti bir düşünseler, kavrayabilseler dört elle sarılacaklar. Ama ne yazık ki ne ailede ne de okullarda çocuklarımıza bu bilinç son yarım asırdır verilemiyor. Bu manada, geçen yıl kardeşim, yeğenim ile konuşarak şunu söylemiş: ‘Oğlum bak, lise son sınıftasın, ileride üniversiteyi kazanabileceksen, kazanacağın okul ve meslek seni ayakta tutabilecekse seni dershaneye göndereyim, sana masraf edeyim. Yok eğer gözün kesmiyorsa yol yakınken seni meslek lisesine vereyim, git yaşın müsait iken bari bir sanat ve meslek öğren ki bana yük olmayasın.’ Çocuk da hemen düşünerek meslek lisesine gitmeye karar vermiş, müfredat gereği şu anda ikinci sınıftan başladı ve İklimlendirme ve soğutma bölümünde okuyor ve uygulamalı olarak da bir işyerinde çalışıyor. Bir yılda kalfalığa yükselmiş, ustası ona her türlü maddi ve manevi imkânı sağlamış. Babası, iki üç yıl sonra maddeten beni bile geçecek duruma gelebilir diyor. Ben de Rabbim sayılarını ve emsalini çoğaltın diyerek yeğenime muvaffakiyetler diliyorum.

Okullarda sadece maddi ve ilmi eğitim vermek yetmiyor. Çocuklarımıza fen ve felsefe eğitiminin yanı sıra manevi eğitim de vererek onların vatana ve millete faydalı olmalarını sağlamalıyız. Bir çocuğun manevi eğitimi ihmal ederseniz, bir gün gelir devletine, ailesine, vatanına ve bütün mukaddesatına ters düşebilir. Bunların örneklerini maalesef son çeyrek asırda görmekteyiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi ilk, orta, lise kademelerinde mutlaka değerler eğitimi ile donatmamız gerekir. Öğrencilerimiz mezun olurken din ilimleri ile fen ilimleri ile birlikte donatılmalıdırlar. Din ilimleri ile manevi ve ahlaki değerlerine sahip çıkan, fen ilimleri ile de dünyada en ileri teknolojilerle donatılan bir nesle ihtiyaç vardır. Allah’ı devre dışı bırakan hiçbir ilimden kimseye uzun vadede fayda gelmez. Bütün ilimlerin içinde yer aldığı Rabbimizin göndermiş olduğu yüce Kur’an’ı anlamaya ve yaşamaya çalışırsak her iki cihanda mesut ve bahtiyar oluruz. Peygamberimiz (sav) “ben yüce ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyerek kendisine verilen mukaddes çağrıyı asırlara emanet etmiştir. Onun için, Bediüzzaman hazretleri ‘Din hayatın hayatı, hem nuru ve hem esası, ihya-yı din ile olur şu milletin ihyası’ diyerek konunun ehemmiyetine binaen dikkatleri bu noktaya çekmiştir. Allah’a ve ahirete tahkiki olarak iman etmeyen, kendisini yaratanın vahiy ettiği pusulaya kulak asmayan, göndermiş olduğu elçiyi tanımayan, onun mukaddes kitabında belirtilen kullanım kılavuzuna göre hareket etmeyen ve neticede Allah korkusundan yoksun bir kişilikten bu dünyada ne bekleyebilirsiniz ki. Yüce dinimiz İslamiyet, öncelikle, herkese bize lazım olan doğruluğu, ondan sonra yalan söylememeyi, daha sonra sadakati, Allah rızasını kazanmayı, sebat etmeyi ve tesanüt ile birlik ve beraberlik ipine sımsıkı sarılmamızı emrederek ahlak ve fazileti ön planda tutmamızı emretmiştir. Bu formülü uygulayan ve hayatlarına tatbik eden milletler ve medeniyetler her asırda muvaffakiyet kazanmış, bunun dışında olanların geçmişte gördüğümüz gibi yeryüzünde eseri bile kalmamıştır. Ne mutlu bizlere ki geçmiş tarihimizde, ceddimizin bu formülü uygulamış olması asırlarca muvaffak olmalarını sağlamıştır. Kim olursa olsun, hangi medeniyet ve ülke olursa olsun, dinine bakmaksızın, ne zamanki ilahi fermanın formülünü uygulamada tembellik göstermişler o zaman gerilemeye başlamışlardır. Allah’a ve onun mülkü olan kâinata, ahiret ve mahşer gününe mana-yı harfi modeli ile bakan milletler ve topluluklar hiçbir zaman yanılmamış ve tedenni etmemişlerdir vesselam. Bu mana ve duygular ile yeni eğitim ve öğretim yılının tüm öğrencilerimize ve geleceğimizin mimarı olacak gençlerimize ve çocuklarımıza, eğitim camiamıza ve değerli, fedakâr velilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum