Hamiyetli Ahrarlar tahribatı tamir ediyor
Günün Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Hem sizin, hem bu memleketin, hem âlem-i İslâmın mühim bayramlarının mukaddemesi olan, bu memlekette şeâir-i İslâmiyenin yeniden parlamasının bir müjdecisi olan ezan-ı Muhammedînin (a.s.m.) kemâl-i ferahla on binler minarelerde okunmasını tebrik ediyoruz.
Ve seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Ramazan-ı Şerifteki ibadet ve dualarınızın makbuliyetine âmin diyerek rahmet-i İlâhiyeden herbir gece-i Ramazan bir Leyle-i Kadir hükmünde sizlere sevap kazandırmasını niyaz ediyoruz. Bu Ramazan’da şiddetli zafiyet ve hastalığımdan tam çalışamadığıma sizlerden mânevî yardım rica ederim.
Saniyen: Benim son hayatımı Isparta havâlisinde geçirmek büyük bir arzumdur. Ve Nur Efesinin dediği gibi demiştim: “Isparta, taşıyla toprağıyla benim için mübarektir.” Hattâ yirmi beş seneden beri beni işkence ile tâzip eden eski hükûmete kalben ne vakit hiddet etmişsem, hiçbir zaman Isparta hükûmetine hiddet etmeyip, o mübarek vatandaki hükûmetin hatırı için ötekileri de unutuyordum. Hususan oradaki eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakiyetine çok dua ediyorum. İnşaallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar.
Salisen: Bayramdan bir miktar sonraya kadar burada kalmaklığımın bir sebebe binaen lüzumu var. Bir iki ay sonra Medresetü’z-Zehra erkânlarının kararıyla ve İstanbul ve Ankara üniversitelerindeki genç Said’lerin de muvafakatiyle nereyi benim için münasip görürseniz orayı kabul edeceğim. Madem hakikî vârislerim sizlersiniz ve şahsımdan bin derece ziyade dünyada vazifemi de görüyorsunuz. Bu hayat-ı fânideki son menzili sizin reyinize bırakıyorum.
Rabian: Hem tebriklerini, hem şiddetli alâkalarını gösteren Ahmed Nazif ve Ahmed Feyzi ve Halil İbrahim ve Hasan Atıf ve Bucak’ta ve Eflâni ve İstanul’daki Nurcuların mektuplarına benim bedelime sizler cevap verirseniz, sizleri tevkil ediyorum. (Emirdağ Lahikası, 13. Mektup)
Bediüzzaman Said Nursi
LÜGAT:
Ahrar : Hürriyetçiler
Âlem-İ İslâm : İslâm Dünyası
Âmin : “Allah’ım Kabul Eyle”
Aziz : Çok Değerli, İzzetli
Binaen : Dayanarak, Dolayı
Erkân : İleri Gelenler, Reisler
Ezan-I Muhammedî : Hz. Muhammed’in Tebliğ Ettiği Dinin Ezanı; Tevhidi İlân Etmek Amacıyla Yüksek Sesle Yapılan Kutsal Davet
Gece-İ Ramazan : Ramazan Gecesi
Hakikî : Asıl, Gerçek
Hamiyetli : Din Gibi Mukaddes Değerleri Ve Aile Ve Vatanı Koruma Duygusu Ve Gayreti İçinde Olan
Havâli : Civar, Etraf
Hayat-I Fâni : Geçici Hayat, Dünya Hayatı
Hiddet Etmek : Öfkelenmek, Kızmak
Hususan : Bilhassa, Özellikle
Hürriyet-İ Şer’iye : Dinî Hürriyet
Hürriyetperver : Hürriyetçi
İnşaallah : Allah’ın Dilemesiyle, İzniyle
İstibdad-I Mutlak : Tam Ve Sınırsız Bir Baskı, Mutlak Diktatörlük
Kemâl-İ Ferah : Mükemmel Bir Rahatlık, Tam Bir Huzur Ve Neşe
Makbuliyet : Kabul Edilmiş Olma
Menzil : Ev, Durak
Minnettar : Şükran Duyma
Mukaddeme : Başlangıç
Muvafakat : Müsaade, İzin
Muvaffakiyet : Başarı
Niyaz Etmek : Dua Etmek, Yalvarıp Yakarmak
Rahmet-İ İlâhiye : Allah’ın Herşeyi Kuşatan Sonsuz Rahmeti
Rey : Görüş, Oy
Salisen : Üçüncü Olarak
Saniyen : İkinci Olarak
Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı
Şeâir-İ İslâmiye : İslâma Sembol Olmuş İş Ve İbâdetler
Tahribat : Tahripler, Yıkıp Bozmalar
Takdir Etmek : Kıymet Bilmek, Değerlendirmek
Tamirat : Tamirler, Düzeltmeler
Tâzip Eden : Azap Veren, Cezalandıran
Vâris : Mirasçı
Vatanperver : Vatansever
Zafiyet : Zayıflık, Güçsüzlük, Dermansızlık