Hastalıkların üç faydası...
Günün Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Size, hastalığın dokuz fâidesinden bâki kalan üçünü yazıyorum ki, o hastalığın bir meyvesi sâbık Arabî fıkradır.
Yedinci fâidesi: Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir şakirdinin ehemmiyetli bir hatâsını tamir etmesidir. Şimdilik bu ehemmiyetli fâideyi izah etmek münasip değil.
Sekizinci fâidesi: Gayet incedir, izah edilmez; yalnız kısa bir işaret ederiz. Nasıl ki Hüsrev, yazdığı Kur’ân’ı, fotoğrafla tab’ını kabul etmeyerek binler câzibedar Kur’ân’lar kendi hattıyla âlem-i İslâmda intişarıyla, kutbiyet derecesinde bir mertebe-i ulviyeyi ve yüksek bir şeref-i imtiyazı bırakıp, Risale-i Nur dairesindeki sırr-ı ihlâsı muhafaza ve hazz-ı nefisten teberrî etmiştir. Aynen öyle de, bu hastalık ruhumda öyle bir inkılâp yaptı ki, Risale-i Nur’un parlak fütuhatını müteşekkirâne temâşâ etmek ve sevapdârâne, mücâhidâne, bir nevi kumandan hizmetinde bulunmaktan gelen uhrevî zevki ve şerefi ve dünyada uhrevî meyvesini gösteren hizmet-i imaniyenin şahsıma ait lezzeti ve imtiyazı, o sırr-ı ihlâs için bırakmak ve kardeşlerime havale etmek ve onların şeref ve zevkleriyle iktifa etmeye nefs-i emmârem dahi muvafakat ederek, dünyanın bu uhrevî ve güzel yüzünde gözünü kapamak ve eceli ve mevti ferahla karşılamaya tam kabul etmesidir.
Dokuzuncu fâidesi: Çoktan beri benim hususî bir virdim ve hiç kaleme alınmayan ve mesleğimizin dört esasından en büyük esası olan şükrün en geniş ve en yüksek mertebesini ihata eden ve bende çok defa maddî ve mânevî hastalıkların bir nevi şifası olan ve İsm-i Âzam ve Besmeleyle dokuz âyât-ı uzmâyı içine alan ve on dokuz defa şükür ve hamdi âzami bir tarzda ifadeyle, tahmidâtın adetleriyle o eşyanın lisan-ı haliyle ettikleri hamd ü senâyı niyet ederek, o hadsiz hamdlerin yekûnunu kendi hamdleri içine alarak azametli ve geniş bir tahmidnâme ve teşekkürnâme bulunan ve Sekine’deki esmâ-i sittenin muazzam yeni bir dersini izhar etmeye sebep olmasıdır.
Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ve beraatlerini tebrik ederiz. (Kastamonu Lahikası)
Bediüzzaman Said Nursi
LÜGAT:
Âlem-İ İslâm : İslâm Âlemi
Arabî : Arapça
Âyât-I Uzmâ : En Büyük Âyet, En Büyük Delil
Âzamî : En Fazla, En Büyük
Aziz : Çok Değerli, İzzetli, Saygın
Bâki : Geriye Kalan
Besmele : Bismillâhirrahmânirrahîm
Câzibedar : Çekici
Ecel : Ölüm Vakti
Ehemmiyetli : Önemli
Fâide : Fayda
Fıkra : Bölüm, Kısım
Fütuhat : Fetihler, Zaferler
Hamd : Övgü, Şükür Ve Minnet Duyma
Hazz-I Nefis : Nefsin Aldığı Lezzet
Hizmet-İ İmaniye : İman Hizmeti
Hususî : Özel
İhata Eden : İçine Alan
İktifa : Yetinme
İmtiyaz : Farklılık, Ayrıcalık
İnkılâp : Değişim, Dönüşüm
İntişar : Yayılma
İsm-İ Âzam : Cenâb-I Hakkın Binbir İsminden En Büyük Ve Mânâca Diğer İsimleri Kuşatmış Olanı
İzah Etmek : Açıklamak
Kutbiyet : Kutup Mertebesine Erme Hali
Mertebe-İ Ulviye : Yüksek, Yüce Mertebe
Mevt : Ölüm
Muhafaza : Koruma
Muvafakat : Uygunluk
Mücâhidâne : Mücahid Olana Yakışır Şekilde
Münasip : Uygun
Müteşekkirâne : Verdiği Nimetlerden Dolayı Allah’a Şükrederek
Nefs-İ Emmâre : İnsanı Daima Kötülüğe, Yasak Zevk Ve İsteklere Sevk Eden Duygu
Nevi : Çeşit, Tür
Sabık : Geçen, Önceki
Sevapdârâne : Sevap Kazandırarak
Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı
Sırr-I İhlâs : Samimiyet, İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme Sırrı
Şakirt : Talebe, Öğrenci
Şeref-İ İmtiyaz : Ayrıcalıklı, Yüksek Şeref
Şükür : Nimetlere Karşı Memnunluk Gösterme, Allah’a Teşekkür Etme
Tab : Basma
Tahmidât : Şükür Ve Övgüler
Teberrî : Uzak Olma, Uzaklaşma
Temâşâ : Seyir, Hoşlanarak Bakma
Uhrevî : Âhirete Dair, Yönelik
Vird : Devamlı Yapılan Zikir