Dursun SİVRİ
“Hayat, Risale-i Nur, Bilgelik” üzerine
Zamanın gerekleri, ihtiyaçları ve şartlarına göre hayatın tanımı ve tasarımı lazım.
Hem tanımlama ve tasarım konusu, hem de anlama, algılama, özümseme ve pratiğe yansıtma konusu öncelikli gündemimizdir.
Risale-i Nur öğretisi ile küresel ölçekte sayısı ve çapı belirsiz milyonlarca insan imanını kurtarıyor.
Halen akıl ve kalplerdeki fütuhatı çok boyutlu devam ediyor. “Sırren tenevveret” sırrı ile bilinmedik, umulmadık bir şekilde bilinen kişi ve grupların dışında inkişaf, intibah yayılıyor… Çok şükür.
Risale-i Nur’dan aldığımız önemli bir ders; “zaman cemaat zamanıdır, cematin şahs-ı mânevisi daha metindir” biliyoruz, inanıyoruz.
Öyle bir şahs-ı mânevi teşekkül etmiş ki, sınırları muayyen kişi ve grupların sınırlarını çoktan aşmış cihanşümul boyut kazanmış.
Hedef, maksat, gaye, hayal, idealler ortak paydasında, “sırf lillah için”, uhuvvet, tesanüd, sebat, metanet, feragat düsturları nefislerinde, kalplerinde ma’kes bulmuş olanlardan meydan gelen bir şahs-ı mânevi.
Duanın kabul şartlarından olan, “gıyabında dua” namaz tesbihatlarında yapılarak müşterek duaya dünyanın her yerinden bir ağızdan “amin” deniliyor.
Risale-i Nur’un üç vazifesi olan; “iman, hayat, şeriat” vazifesi konusu şerh edilmeli. Pratikte ise mutlaka yorum ve yaklaşım farkı oluyor.
Yazımızın konu başlığı olan “Hayat, Risale-i Nur, Bilgelik” bir kitabın adı.
Alt başlığı da “ezber bozma yolculuğu” diyor.
Dr. Levent Bilgi yazmış. Daha önce “Risale-i Nur Okuma Metotları” diye bir kitabı yayınlanmıştı.
O kitap için de bir değerlendirme yazısı yazmıştım. Yazarın “Yalnız Adam” ve “Sürüden Ayrılma Zamanı” diye ayrıca iki romanı da var.
Muhterem Levent Bilgi gerçekten ezber bozan yaklaşımlar ve yorumlar ortaya koymuş.
Ezber bozma kavramı ile birlikte “cehl-i mürekkebin hemşirezadesi olan “ülfet” perdesini kaldırması olarak da tanımlanabilir.
Resmi ideolojinin eğitim metodu olan “tek tip” “tek doğru” tanımlamanın öğretisi farkında olalım veya olmayalım bir şekilde Risale-i Nur talebelerini de etkilediği söylenebilir. “Tek doğru benim düşündüğüm ve inandığımdır” yaklaşımı... Öte yandan ırkçı, jakoben yaklaşımın yansıması olan kendisi gibi düşünmeyeni yok saymak, inkar etmek veya mümkünse imha etmek ilkesi(zliği)…
Bu yaklaşım, bu memlekette yaşayan, aynı tedrisat tezgahından geçen herkeste az çok kendini gösteriyor. İletişim cinayetleri, sosyal grupların, dini cemaatlerin aralarındaki geçilmez duvarların oluşması resmi ideolojinin bilinçli sakat insan tipi planının sonuçlarıdır.
Halbuki Risale-i Nur öğretisi, esasları, prensipleri çatışmadan ziyade her kim olursa olsun ortak noktalardan iletişimi ön görmektedir. “Mesleğim haktır güzeldir demeye hakkın var; ancak yalnız benim mesleğim haktır demeye hakkın yoktur” ölçüsü, söylemleri süslemekte olup eylemlere tam olarak yansıdığı söylenemez.
Sayın Levent Bilgi adı geçen kitapta, yine Risale-i Nur’a muhatap olabilmeye vurgu yapmakta, sürekli okumanın, müzakere ve mütalâanın, her okuyuşta yeni sırların keşfine dikkat çekmektedir.
İman, hayat, şeriat konusu birbirini takip eden ders 1, sonra 2 ve ondan sonra 3. dersimiz veya görevimiz gibi bir ayrımın olamayacağını izah ediyor. İman meselesi her zaman birinci önceliğini korumakta, hayata şekil verenin de tahkiki iman olduğuna işaret etmektedir.
Eğer insanlar, hem risale okuyup hem de İslâm’a, sünnete ve risale öğretilerine uymayan yanlış davranışlar ortaya koyuyorsa sebebinin iman zaafı olduğundan kaynaklandığını ifade ediyorlar.
Bu yazı ile kesinlikle kitabın muhteva ve ana fikrini tanıtmam mümkün değil. Gerçekten tanıtabilmek için kitaptaki her cümleyi buraya aktarmak gerekiyor. Sakın yanlış anlamayın kitabın esas mesaj ve içeriğini ifade edemedim.
Giriş bölümünden yazarın çağrıları olan bir pasajı aktarıyorum,
“Senle ben arasında geçen bir macera bu, hatta çoklu kimseler arasında bile değil. Sadece sen ve ben varız…
Bu satırlar seni ve beni özel olarak hesaba katan, sadece bizim maceralarımızı ele alan anlamlar taşır. Bizim maceralarımız dışında kalan yazma, okuma ve anlayışları, oldukları yerde dışarıda bırakıyoruz.
Sen ve ben ikimiz içeriye girelim. Risale’nin enfüsiliğine bakalım. Dışarının o renkli parlak oyuncaklarına kanmayalım…” diyor yazar. Ve daha neler var neler….
Sonra cemaatlerin hizmet şekil ve metotlarını, şahısların hem önemini hem de vazgeçilmezlik olarak algılanmaların tehlikelerini cesurca ortaya koymuş. İşte bu alanda gerçekten ezber bozmuş.
Farkındalık bilincimize hitap etmiş.
Şahısları yok saymadan yeri ve önemini ortaya koyarken, işi ifrata götürüp şahıslara kutsiyet atfeden ve bu yüzden şevk ve motivasyonun engellerinden bahsediyor.
Sözün kısası mutlaka okumalısınız. İster istifade için, ister merak saiki ve ön yargı yüzünden “ne demek istemek isteniyor?” diye her hâlûkârda, behemahal okumalısınız.
Nesil yayınlarından çıkmış. İlk basımı 2008 Eylül’de yapılmış. Yeni okudum.
Şahsen çok istifade ettim. Yeni ufuklar açılmasına vesile oldu. Ruhumda şimşekler çakmasına vesile oldu.
Risale-i Nur ve hayat vazifesi ne demek olduğu öteden beri aklımı zihnimi meşgul ediyordu.
Zira Risale-i Nur orjinli hayat tasarımı ve pratiğimiz tam tanımlı değil. Hala bu alanda boşluk var.
Merhum Avukat Bekir Berk ağabey zamanında pratiği ortaya koymuş, Zübeyir ağabeyden sonra Risale-i Nurun hayat tanımı ve tasarımı yapıldığı söylenemez. Zübeyir abi sonrası ortaya çıkan ihtilafların arka planında ağırlıklı olarak şahısların şahsiyet ve hissiyatlarının etkisi vardır. Tam olarak Risale-i Nur’u yorum farkı olduğu bile tartışmalı olduğunu yıllar sonra anlıyoruz.
Hizmet grupları aynen şahıslar gibi nefis muhasebesi, öz eleştiri yapmalı, geri bildirim almalı. Buna cesaret edebilene bile rastlamak mümkün değil.
Evet gerek fertler gerekse aynen canlı organizma sayılan hizmet grupları kendilerini sorgulama cesareti gösteremezlerse tekâmül olmaz.
Muhterem Levent Bilgi’yi tekrar tekrar tebrik ediyorum. Yine yapmış yapacağını…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.