Emek sinemasının açılmasını gündeme getirirken, “eğer sahnesinde namaz kılınacaksa hiç açılmasın daha iyi” diyen Zeki Alaysa, yıllardır bu ülkenin başına musallat olan bir zihniyetin tercümanı olduğunu fark edebildi mi bilemiyorum.

Evet, ne yazık ki, yıllardır bu ülkenin gerçek sahibi olarak kendini addeden ve halkına insanlığı, sıradan bir insan gibi yaşamayı bile çok gören bir zihniyetin tercümanlığını yaptı.

“Sahnesinde namaz kılınacaksa, olmasın daha iyi.”

Zeki Alasya’nın ne demek istediğini bu cümleyi tahlil ederek görelim.

Bir yerde namaz varsa, hiçbir şey olmasın daha iyi.
Bir insan namaz kılacaksa, hiç olmasın daha iyi.
Bir öğretmen namaz kılacaksa hiç olmasın daha iyi.
Bir komutan namaz kılacaksa, hiç olmasın daha iyi.
Bir öğrenci namaz kılacaksa hiç olmasın daha iyi.
Bir okul namaz kılmaya vesile olacaksa (imam hatipler) hiç olmasın daha iyi.
Bir bürokrat namaz kılacaksa, hiç olmasın daha iyi.
Bir parti namaza müsamahakar ise hiç olmasın daha iyi…

Bunun gibi daha onlarca yüzlerce ifade kullanmak mümkün.

Bu korkunç zihniyet, bu çarpık düşünce ne yazık ki, sadece kafaların içinde kalmayıp, bu ülke insanına acımasızca tatbik edildi.

Namaz kılacak olan öğrenci ise, hiç olmasın daha iyi denilerek, okula sokulmadı.
Komutansa, hiç olmasın daha iyi denilerek, sorgulanmadan kapı dışarı edildi.
Parti ise, hiç olmasın daha iyi zihniyeti ile sudan bahanelerle hemen kapatıldı.
Okulsa, hiç olmasın daha iyi denilerek, ne pahasına olursa olsun kapatıldı.

Kısacası namaz varsa, hiçbir şey olmasın daha iyi denildi ve bu ülke insanına akla hayale gelmedik eza ve cefalar reva görüldü.

Şimdi bu zihniyetle biraz konuşalım:

Peki nerede oluyor, hangi ülkede yaşanıyor bütün bunlar?

Halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede.
Halkın yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkenin tiyatrosunda namaz  sahnesi olmayacak da ne olacak.

Namaz kılınacaksa, değil tiyatro, hiçbir şey olmasın daha iyi. 
Eee. Bu halkın yüzde doksan dokuzu gözden mi çıkarılacak.
Evet. Namaz kılacaklarsa, bu ülke olmasın daha iyi.
Peki bütün bunlar neden? Ne yaptı bu namaz kılanlar? Bunlar yamyam mı, katil mi, vahşi mi, öcü mü?
Hayır efendim ne münasebet. Başkasına hakaret etmek benim gibi medeni bir insana yakışır mı?
Peki nedir bunların suçu?

Namaz kılıyorlar dedim ya. Bundan büyük suç mu olur.
İyi de namaz kılanlardan nasıl bir zarar gördünüz?
Bir zarar görmedik ve öyle bir iddiamız da yok. Zaten namaz kılanlar kendi halinde insanlar.

Madem ki bir zararları yok. Niçin bunlara hayat hakkı tanımıyorsunuz.
Efendim namaz kılıyorlar, namaz.
Anlıyorum da bu namazın size ne zararı var, onu anlayamıyorum?

Namazın bize bir zararı yok. Zararı olduğunu söyleyen kim?
Peki niçin bunları hedef tahtası yapmışsınız. Tek uğraş alanınız olmuş.
Daha ne olacak efendim. Namaz kılıyor bunlar.
Yahu ben mi anlatamıyorum siz mi anlayamıyorsunuz. Şöyle sorayım isterseniz: Namazın kendisi mi zararlı, namaz kılanlar mı zararlı?
Vallahi ben hayatımda hiç namaz kılmadın. Zararı var mı yok mu bilmiyorum. Namaz kılanların ise bize ne diye zararı olsun ki?

Öyle ise onları neden istemiyorsunuz?
Namaz kılıyorlar ondan istemiyoruz.

Be kardeşim, size zararı olmayan  insanların hayatını ne diye karartıyorsunuz?
Namaz kılıyorlar efendim. Onları o yüzden istemiyoruz.  Dur bi saniye. şimdi hatırladım galiba. Niçin istemiyoruz? Çünkü çocuklarımızı kendilerine benzetecekler.. Evet evet onun içindi.

Çocuklarınız onlara benzeyebilir diye inançlarından vaz mı geçsinler?
Tabi ki vazgeçecekler. Mahalle baskısı oluyor.
Peki onların çocukları size benzerse ne olacak?
Biz de zaten onu istiyoruz.

Onların sizi istememe gibi bir şansları yok mu?
Olur mu öyle şey efendim. Burası dağ başı mı? Kim kimi istemiyor. Bu ülke bizim. Atalarımız kurtardı bu ülkeyi.

Peki atalarınız namaz kılıyor muydu?
Benim dedem müftüymüş. Ninem ise her gün Kur’an okurmuş. Hele bir dedemin babasını anlatıyorlar. Ona veli diyorlarmış. Adeta dert babasıymış. Kimin başı ağırsa dedemin kapısını çalarmış. Kısacası Melek gibi adammış. Yürüyerek Hacca gitmiş gelmiş. Gece vakti kılınan bir namaz varmış o zamanlar, sanırım tecevvüt namazı deniyormuş, işte o namazı bile hiç kaçırmazmış.

Madem bu ülkeyi namaz kılan atalarınız kurtarmışsa, niye namaz kılanlara bu ülkede yaşamayı çok görüyorsunuz?
Vallah öyle diyorlar. Namaz kılmak iyi değilmiş. Gerici oluyorlarmış.

Peki o zaman sizin atalarınız gerici mi oluyor. Bu güzel vatanı size bırakan atalarınıza hakaret olmaz mı?
Ne alakası var efendim. Geçmişte namaz kılanlara kimin ne diyeceği olabilir. Biz şimdiki namazcıları konuşuyoruz.

Bu konuşmamız bir kısır döngüye dönüştü. Belli ki çok uzayıp gidecek. Siz bir neden göstermediniz veya göstermek istemediniz. Peki gerçek nedenini söylersem olur mu?

Nedeni namaz kılmaktan başka ne olabilir ki? Ha bir de evlerinde kılsınlar. Bize görünmeden kılsalar, kimsenin diyeceği bir şey olmaz.

Neyse ben nedenini söyleyeyim. Bakalım buna ne diyeceksiniz.

Dışarıda dini, dolayısı ile ahireti, dirilişi, hesabı, kabri size hatırlatan şeylerden rahatsız oluyorsunuz galiba. Evinde kılsın, evinde örtünsün, evinde okusun, dışarıda, bize görünmeden kılsınlar derken, bu sorunu ifade etmiş oluyorsunuz galiba.

Başörtüsünün üzerinde bu kadar durulmasının nedeni de bu olsa gerek. Bir bayrak gibi dalgalanıyor ve adeta herkese din var, Allah var, ahiret var, kıyamet var, hesap var, mesajını veriyor.

Kıyamete, hesaba hazır olmayanların, Allah ile arası iyi olmayanların tahammül edemeyeceği bir durum ortaya çıkıyor. Ne güzel yaşayıp gidiyorduk, bu da nerden çıktı. Bütün keyfimizi kaçırdı, denilerek saldırgan ve tahammülsüz bir hal alınıyor galiba. Ne dersiniz?

Şey… Tabi… Yani… Düşünsenize doya doya eğleneceğimiz tek mekanımız olan tiyatroda da namaz kılınacaksa, biz nereye gideceğiz.

Nihayet, ağzınızdaki baklayı çıkardık. Çok zeki olabilirsin. Ama bil ki bu millet senden daha zeki. Kimin ne dediğini çok iyi bilir. Adını tarihe bu millet yazacak. Ama nasıl…