Hıristiyanlara hey kâfir demeyin!
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Sual: Bir kısım Jön Türk der: “Demeyiniz hıristiyanlara hey kâfir! Zira ehl-i kitaptırlar.” Neden kâfir olana kâfir demeyeceğiz?
Cevap: Kör adama, hey kör demediğiniz gibi... Çünkü eziyettir. Eziyetten nehiy var. (*) مَنْ اَذٰى ذِمِّيّاً…الخ
Saniyen: Kâfirin iki mânâsı vardır:
Birisi ve en mütebadiri: Dinsiz ve münkir-i Sâni demektir. Şu mânâ ile ehl-i kitaba ıtlak etmeye hakkımız yoktur.
İkincisi: Peygamberimizi ve İslâmiyeti münkir demektir. Şu mânâ ile onlara ıtlak etmek hakkımızdır. Onlar dahi razıdırlar. Lâkin örfen evvelki mânânın tebâdüründen, bir kelime-i tahkir ve eziyet olmuştur.
Hem de daire-i itikadı, daire-i muamelâta karıştırmaya mecburiyet yoktur. Kabildir, o kısım Jön Türklerin muradı bu olsun. (Münâzarat, Sualler ve cevaplar)
(*) “Kim zimmî olan birine eziyet ederse...” Hadis-i şerifin devamı فَاَناَ خَصْمُهُ şeklindedir. Yani, “Ben onun hasmı olurum.” el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr: 6:19, hadis no: 8270.
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
daire-i itikad : inanç ve iman dairesi
daire-i muamelât : muamelât dairesi; şahıs ve aile hukuku, aynî haklar, miras, ticaret, borçlar ve iç hukukla ilgili konular
ıtlak etmek : belli bir sınır getirmeden genelleme yapma.
jön Türkler: Genç Türk. 1868'den sonra, Avrupa'daki gibi, güya yenilik ve terakki isteyen Genç Osmanlılara Avrupalılarca takılan isim.
kabil : mümkün, olabilir
kelime-i tahkir ve eziyet : alaycı ve eziyet verici ifade
münkir : inanmayan, inkar eden
münkir-i Sâni : kâinatı san’atla yaratan Cenâb-ı Hakkı inkâr eden
mütebadir : en açık ve net bir şekilde zihne gelen, hatıra gelen
nehiy : yasak
tebâdür : zihne gelme, hatıra gelme