Hizmette estetik

Estetik, sanat, zerafet, güzellik, mükemmellik, normal üstü eser ve faaliyet için kullanılan bir terim.
Özellikle sanat eseri veya sanatın icra edilişinde estetik söz konusu olur.
Sanat denilince de bir çok şubeleri var
Edebi sanatlar, şiir, hikâye, roman türü eserlerde belâgat denilen ifade şekilleri akla geliyor.
Niyetin, gayenin, isteğin, arzunun, talebin, duanın, duyguların, velhasıl her türlü mesajın en etkin ifade etme edebi sanatın konusu olsa gerek.
Teknik tahsil yapmış biri olarak somut alanda estetik kısmen alanımıza girmekle beraber aslı “hüsn-ü mücerret” olan soyut sanatlarda fikir ve yorum alanım ve kabiliyetimi aşıyor.
Sanat estetikle özdeş kavram sayılabilir. Okuyanın bu teze itiraz hakkınız saklıdır.

Bediüzzaman Said Nursi, Sözler Risalesinde günümüzde belâgatın önemini şöyle veciz olarak ifade ediyor:
"Ulûm ve fünûnun en parlağı olan belâgat ve cezâlet, bütün envâıyla âhir zamanda en mergub bir sûret alacaktır. Hattâ, insanlar kendi fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve hükümlerini birbirine icrâ ettirmek için, en keskin silâhını; cezâlet-i beyândan ve en mukàvemetsûz kuvvetini, belâgat-ı edâdan alacaktır." (Sözler 88)

Belâgatın ne olduğu ise Muhakemat eserinde özgün ve orijinal bir şaheser olarak bütün incelikleri ile izah edilmektedir
Mânâyı, anlamı, mesajı, niyeti, maksadı çıkış kaynağından hedefe bozulmaya uğramadan, aslı gibi intikal ettirebilmek iletişimdir.
İletişim sürecinin sembolleri olan söz, kelam ve kelime unsurları ile yapılmış, özenli, sanatlı, hoş algılanmayı, ulvi, nitelikli hazlara vesile olan ifadeye belâgat diyebiliriz.
Belâgat şartlarını yerine getirmiş, sanat değeri taşıyan yazılı eserlere edebiyat sanatının eserleri deniliyordur herhalde. Serde edebiyat çok zayıf olduğu için edebiyat sahasının uzman ve ûlemasının hoşgörüsüne sığınırım. Haddimi aşmışsam özür dilerim.

Keza müzik, kelimeler, metinler, şiirlerin özel hoş sesle ifade edilmesidir ki, seslerin estetiğidir önemli bir sanat dalıdır.
Mimari sanatı insanlığın medeniyet göstergesidir.
Göze, gönüle, akla, kalbe, hissiyata, duygularla hoş algılanan, icra edenlerin ve muhatapların kendilerini iyi hissettikleri her türlü eser, uygulama, faaliyetin özünde estetik, yani sanat vardır.

Sanat, nitelikli, kaliteli yaşamanın yansımasıdır.
Yaşamanın da anlamını iyi anlamak lazımdır.
Yaşamakla yaşamı sürdürmek aynı şey değildir.
Hayatın anlamına göre hayat sürdürmekle, hayatta kalmayı başarmak birbirinden çok farklı şeyler. Hayatta kalmayı başarmak, biyolojik hayatı, yani hayvani hayatı sürdürmekle eşdeğer bir kavram.
Hayatı nitelikli yaşamak, hayatta yemek içmek, nefsin hazlarına mahkum olmaktan farklı.
İnsani değerleri, nitelikleri, insanın kalitesini, kabiliyetlerini, ruhun tekamülü sonunda tezahür eden güzellikleri yansıtarak yaşamak ancak sanatla olabilir.

Kâinat kitabına bakıldığında hiç abesiyet yok her şey son derece sanatlı ve mükemmel.
O mükemmelliğe uyumlu hayat tarzı ve modeli sünneti seniyyedir.
İnsanın melekleri bile geçebilecek mertebeye çıkabildiği, her halinde, her düşünce ve davranışında estetik olan yaşama biçimi. Abdiyetle, kullukla elde edilen en yüksek özgürlük ve güzellik.
Davranışın estetik formatına Âmâl-i Saliha denilir.
Yani Müslüman olmak. Elinden dilinden, birlikteliğinden emin olunan, insanın kendisini iyi hissettiği, mutlu olduğu, beraberliğinden haz duyduğu İslamı doğru yaşayan Müslümanın hayatı estetiğe uygundur.

Hizmet günlüğü konu başlığı altında yapılan müzakerelerde gündeme geldi estetik.
Sosyal hayattaki uygulama ve yansıması “müspet hareket” olarak değerlendirilebildiği görüşü dile getirildi.
Olumlu düşünmek, iyiliği yaygınlaştırmak. Nezaket ve zerafette titizlik göstermek.
Sıfır gıybet… Aynı hizmet kulvarında bulunan arkadaşlar arasında, uhuvvet, muhabbet, ittihat, tesanüt, feragat, sebat, metanet.
Bediüzzaman 17. Lem’anın yedinci notasının son paragrafında; Müslümanların bu zamanda öncelikli teşvike ihtiyacı olduğu üç hususu;
“Mesailerin tanzimi, mabeynlerindeki (aralarındaki) emniyetin tesisi, teavün (yardımlaşma) düsturlarının teshiline (kolaylaştırılması) muhtaçtır” gerçeğini pratiğe yansıtıyor, hemen devamında belirtilen formülü ise; “Bu da, takva ve salabet i diniye ile olur” şeklinde beyan ediyor.

İster öz eleştiri diyelim ister nefis muhasebesi, mânevi hizmetlerde samimi tesanüd, iş bölümü, karşılıklı sınırsız güven hislerinin yansıdığı, çok bedende bir ruh gibi, bedenin azaları misali yardımlaşma tabloları sergilemek…
Şeair, İslam terbiyesi, tebliğ ve davet, makineli tüfeğin namlusundan kelime mermilerini hedef kitleye sıkmak olmasa gerek herhalde…

“Hüsn-ü zan mümkün oldukça su-i zan etme” yerine “Su-i zan mümkün oldukça hüsn-ü zan etme” anlamında, asabi, agresif ruh hali ile tepkisel yaşama biçiminde estetikten söz edilemez. Müspet hareketten de… Estetiği gündemde tutmalıyız…

Sanat ruhu ile ince ince, nakış nakış dokunmuş beşeri münasebetlerini yeniden hatırlamak. Keşfedilecek yeni bir şey yok. Sünnet-i seniyye, terbiyey-i islâmiye, âdâb-ı muaşereti bizim rafa kaldırdığımız, kaybettiğimizi zannettiğimiz değerler dosyasını raftan çekip çıkarmak zamanı…

Yine tekrar etmekte fayda var;
İlgi bilgiden, incelik ilimden önce gelir…
İkna etmeye değil icra etmeye gayret etmeliyiz
Hizmet esnasında sanatkâr titizliğiyle, ilgi ve incelikleri öne çıkarmak
Hizmette estetikten anlaşılması gereken;
Müspet hareket kampanyasının bir ayağı olarak, ilgi, iletişim, incelik nakışları ile dokunmuş, uhuvvet, muhabbet, ittihat ve tesanüt iklimine vesile olmak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum