Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU
Atasına Saygısı Olmayanın!..
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
Dün güller şehri Isparta'nın nurlar kasabası Barla'daydık.
İlkin; 1977 Büyükfindos/Büyükgökçeli yaz okuma programından sonra arkadaşlarımla ziyaret etmiştik.
Barla dünyadaki sevinç odağımız, enerji mekanımız...
Eğirdir Gölü'nün pırlantası, dünya dini turizmin merkezlerinden olan Barla devamlı değişti ve gelişti. Biz de bu gelişime sevinip paylaştık.
Bu gidişimde Bediüzzaman Evi'ne giden yolun daha genişletildiğini ve uluçınarın çeşmelerinin artırıldığını gördüm. Sevinçle emeği geçenleri tebrik edip teşekkür ediyoruz.
Fakaat önceden duyduğum ve dün gördüğümde inanamadığım çirkin bir manzarayla karşılaştım.
Bediüzzaman Evi'nin giriş kapısı önü ve tarihi Yokuşbaşı Camii (yapılışı: 1876) kapısı ile Bediüzzaman Kültür Evi'nin tam kesiştiği noktada koskoca 3 tane büyük çöp konteynırının atıkları dolup taşarak etrafa saçılıyordu.
Üstadın ev kapısının önü
Hele yağmurlarda çöp bidonlarının kokusu etrafı sararken, kedi ve köpeklerin sayısı ise misafirleri korkutuyordu.
Hatta "yatsıdan sonra cami ve evi sıkı kapatın köpekler giriyor" uyarısı yapıldığını duyuyordum.
En kötüsü ise yağmur selinin taşıdığı kirli ve pis kokulu sular, uluçınarın dibi ve tarihi çeşmenin önünde birikip tarihi eserlere zarar veriyordu. Bunu bizzat çöp sızıntısı ve kokularını yaşayan misafirlerden dinledim.
Geçen Cumartesi/Pazartesi günleri dünyanın çeşitli yörelerinden gelen dini turistlerle doluydu Barla.
Bazılarını yakından tanıdığım çoğu üniversite mezunu her meslekten genç, yaşlı, kadın, kız çocuklarla doluydu sevgili Barla'mız.
Lakin 3 tarihi mekanın odağındaki taşmış çöplerin pis koku eşliğindeki manzarası her ziyaretçinin üzüntü ve tepkisini çekiyordu.
Bazıları Barla Muhtarı sayın Mehmed Sert'in ilgisizliğinden bahsederken, çoğu misafir bu duyarsızlığı Mehmet Sert'e yakıştıramıyor ve gafletine yoruyordu.
Eğer atalarımız Çanakkale'de, Kutul Ammere'de şehid ve gazilerse bunların en tanınmışlarından biri de milis albay Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri idi.
Hiç savaşlara katılma mecburiyeti olmadığı halde gönüllü alay müftüsü ünvanı ile Erzurum Pasinler/Köprüköy Savaşı'nda Rusları talebeleriyle ilk karşılayan ve durduranların ön safında ve at üstündeydi. (1914 Aralık)
Milis albay ve Sibirya'da Ruslara 24 ay esir düşen kahraman Bediüzzaman Said Nursi'nin savaş madalyası. (İstanbul Rüstempaşa Medresesi Arşivi)
Savaş molalarında ise yine at üstünde yanında savaşan talebesi Molla Habib'e (rh) İşara'tül İ'caz adlı Kur'an tefsirini yazdırıyordu.
Birlik komutanı Kel Ali/Ali Çetinkaya/(Afyonlu) ise sipere çekilmesini rica ederken albay Molla Said Kürdi "bu gavurların güllesi beni öldüremez" diyerek en ön saftan geri çekilmiyor ve 3 rus mermi ve güllesi yaralayıp öldürmeden ıskalıyordu.
Biri hançerini, biri tütün tabakasını parçalıyor, öbürü de iki bacağı arasından geçip şalvarını yırtıyordu!
1916 Mart ayından 1918 Mart ayına kadar Sibirya'da Moskova'nın 350 km kuzeydoğusu Kosturma/Kostroma'da esir, tam 24 ay esirlikten bir mart başında tek başına kaçıp kurtuluyor ve 4 ay sonra 18 Haziran 1918'de İstanbul'a ulaşıyordu.
Esir oluşundan İstanbul'a gelişine kadar geçen süre ise toplam 28 aydır.
Bu kahramanlığının da etkisiyle Genelkurmay Başkanı merhum şehid Enver Paşa'nın teklifiyle İstanbul'daki Darül Hikmetil İslamiye'ye üye olarak atandı.
Çeşitli milletler uyduruk tarih ve kahraman icat ederken bizim kahramanımız adeta günlüklere geçecek kadar tarihi sıralı ve ispatlı, şahitlidir...
Barla'nın milliyetçi ve vatansever muhtarı Mehmed Sert'e bunları hatırlatarak Barla'nın tarihi şerefine uygun, temiz, çalışkan misafir halkının dünyadaki nam ve şanına yakışır şekilde o çöplükleri turistik ve tarihi odaktan kaldırmasını arz ve rica ediyoruz.
"Asıl azmaz bal kokmaz" derler bizim köyde.
"Atasını saymayan aslını neslini bilmez" derler.
Said Nursi gibi bir şanlı ata; her devletin milletin başına konmaz.
Bu abide şahsiyetin kıymetini ihmal edip bıkkınlık duymak, savsaklamak ise akıl alacak gibi değil!
Öyleyse muhtar efendi neden yapılan ricaları dikkate almaz, niçin o şikayetlere kulak tıkar?
Eğer siyasi fanatiklik yüzündense bu mesele siyasi bir mesele değil muhtarlık görevi ve kendi öz işidir.
Nur Talebeleri ise tek değil birçok siyasi görüşe sahip, anarşi ve aşırılıktan uzaktır.
At gözlüğü ile hepsini aynı siyasi fotoğrafa koyup öfke ve kızgınlık ise olgun ve akıllı bir insana yakışmaz!
Ecdadımız tarihi bir irfan ve tecrübeyle şu atasözlerini söylemiştir:
"Yediğin lokmayı hak et oturduğun yeri pak et!"
"Aslan yattığı yerden belli olur."
Sevgili ve arif Barla muhtarımız Mehmed Sert Bey kardeşimize gerekeni yapmasını acilen ve ilanen duyururuz..!
Ulaşmak için Barla Köyü Muhtarı Mehmet Sert: 0 (542) 579 00 56
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.