Mehmet Şahin’in yazısı

Allah’ın dostu İbrahim Peygamberin (as) hayat ve tebliğinde biz ahirzaman kullarına ne gibi dersler veriyor acaba?

İkram ve cömertlikte tüm insanlığa model olan Hz. İbrahim, kurmuş olduğu “Halil İbrahim sofrası“ adıyla müsemma ikramına herkesi davet eder, insanların beden ve ruhlarını doyururdu. Ancak bir gün sofrasına oturan bir zat tevhid inancından uzak olduğunu belirtince, onu sofradan uzaklaştırarak hata işlemiş ve hatası Cebrail (a.s) tarafından düzeltilince tekrar aynı kişiyi davet etmiş, özür dilemiş ve o zatın iman etmesine vesile olmuştur.

Daha sonra gelen enbiyalar, evliyalar Halil İbrahim sofrası geleneğini İbrahim nebiden mirasla sürdürmüşlerdir. Üstad Said Nursi de ikram eder ancak karşılıksız ikram ve hediye almazdı. Aynı zamanda manevi bir sofra olan Risale-i Nur’u da müştak olan tüm gönüllere karşılıksız ikram etmişti.

Hazreti İbrahim iletişimde fıtri, samimi dil ve hal kullandığından gönülleri fethederek tevhitle insanları tanıştırmış, Allah’ın yeryüzündeki evi olan Kabe’yi yeniden inşa etmiş, Rabbine verdiği sözü yerine getirmek için oğlu İsmail’i kurban etmeye çalışmış ve “Halilullah“ namı ile yüce Allah’ın dostu makamına çıkmıştır.

Put üreten ve satan bir babanın evladı olan olan İbrahim çocukluğundan beri bir ve var olan Rabbini aramış, tefekkür etmiş, bazen yanlışa düşer gibi olsa da tekrar kurtulmuş ve vahye mazhar olmuştur. Hayatı boyunca batıp gidenleri hiç sevmemiştir. Puthanedeki putları kırarken aslında kendi gönlündeki Rabbini bulmayı engelleyen putlardan kurtulmuştur. Halilullah olmasına hürmeten, her şeyi yakan, yok eden o dehşetli ateş Rabbinin emriyle Hazreti İbrahim’i  yakmaktan içtinab etmiştir.

İmansızlık ve ahlaksızlığın zirve yaptığı şu ahir zamanda acaba İbrahim peygamberden çok ders almamız gerekmez mi? Menfaatimiz uğruna kırdığımız kalpleri tamir etme vakti gelmedi mi? Sırf Allah için kaç dostumuz olduğunu düşünmenin ve onlara inadına sahip çıkmanın vakti gelmedi mi? Maddi, manevi musibet ve hastalıkların zirve yaptığı ve insanların yalnızlaştığı şu zamanda yeniden İbrahimvari düşünmenin vakti gelmedi mi? Vesselam.