M. Nuri BİNGÖL

M. Nuri BİNGÖL

“İhlas” mı, “îsar” mı?

Pek çok ağızdan işittiğimiz bir tâbir var: “Niyet okumak.” Sayısız mefhum gibi, bu ifadeyi de iki yönlü anlamak mümkün.

Herkes iştirak eder; -nâdiratın dışında- insanların kalbindekini  anlamak imkânsız, hatta muhal ötesidir. Bu fiili işlemeye “su-i zan” dendiği de malum. “Usul” dairesinde düşünen biri hemen anlar ki “su-i zanna girmeme” tâlimatı da mutlak değil, hususîdir.

Zira bir Hadis-i Şerif meali –evkamekal- ne buyurur? “Kendinizi su-i zanla muhafaza ediniz.” (Bilmâna) Kime ve neye karşı? Dinimizin birinci kaynağı Kur’an ve “Kur’an’ın hakiki tefsiri olan Sünnet -ehadis”in “ikrah” ettirdiği her husustan.

Meselenin diğer vechesine bakmadan önce, bu satırların “müsebbibi”  hadiseye “değinmeden” geçemeyeceğim.

Bir akraba ziyaretinde ev sahibimiz meseleyle alâkalı diğer iki misafirinin yanında:
“Daha önce hizmetle alâkalı mevzularda hızlı olanlar zamanla çok değişebiliyor” deyince, 20. Lem’daki 10 maddeyi hatırlayarak müdahale mecburiyeti hissettim.

Ya 21. Lem’adaki esaslar?
Mesela, “İhlas ise, Müslüman’ın her kimden olursa olsun istifadesine taraftar olmaktır” tâbiri…

O zaman Müslümanın istifadesinden kıskanan ya da kendine gelmesini umduğu himmetin bir başka hizmet ehline gitmesine kızan kimseler, ihlaslı olup olmadıkları noktasından bir nefis muhasebesi içine girmeli değiller mi?

Demek ki, bir diğer misafirin; “Kimsede ihlasmetre yok ki!” itirazı boşunaydı. “İhlasmetre” yok ama ihlasın var olup olmamasıyla alâkalı ölçüler var? “Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.” (evkamekal)  Hadis-i Şerif’i var; “Müminin ferasetinden korkunuz, zira o baktığında Allah’ın nuruyla (yani imani ölçülerle)  bakar.” (evkamekal) Hadisi var; bütün bunlar “usul” dairesinde birlikte ele alınmadan mesele kestirilip atılamaz yani.

Hem 20., hem 21. Lem’a-yı İhlas’ı, hem de ihlas sırrıyla alâkalı diğer mektupları “külliyat” anlayışıyla tedkik ettiğimde  anlıyorum ki ihlaslı olmanın en büyük kapısı, yapılan fiili “Rıza-yı İlahi” dairesi içindeki (Sadakat denen husus)  fedakarlık ve “îsar” hasletidir. Eğer bu hisler toprağa karışmışsa, o “dairenin” de dışına çıkılabileceği endişesindeyim. Tek taraflı değil, iki taraflı bir “îsar” ama…

Denilebilir ki “Tek taraflı olursa ne  zararı  var?” Karşıdaki insanın “mukabele” hakkı çiğnenmiş olacağından kul hakkı da sırtlanmış olur- maalesef… Hadis meali –evkamekal- malum; “Birbirinizle hediyeleşiniz.”

Dikkat buyurun; “Hediye verin” değil, “hediyeleşiniz” buyuruyor Hadis. Yani “güzel bir haslet”in tek taraflı değil, iki taraflı olmasının daha “efdal” olduğunu beyan buyuruyor.

Not: Okuyucu ve dostlarımın hem Hicri, hem Miladi yılbaşını, hem de Mekke Fethi’nin sene-i devriyesini tebrik eder, dünya ve ahirette hayırlar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum