İki dil bir sınıf
Türkiye'deki Suriyeli çocukların 290 bini devlet okullarına gidiyor. Okullarda çocukların en büyük problemlerinden biri dil. İşte, Suriyeli çocukların okuldaki bir günü…
4-L sınıfı Türkçe dersinde... Çocuklar kitaptaki okuma parçalarını okuyor, öğretmen sorular soruyor. Muhammet ve Hamza, okunanları anlamaya çalışıyor ama sorulara cevap vermek için parmakları kalkmıyor. Kendilerini tam olarak ifade edemiyorlar. 4. sınıflar ama okuma yazmayı yeni öğreniyorlar. Çünkü Suriye’den geldiklerinden bu yana ilk kez okul sıralarıyla buluşuyorlar.
Muhammet ve Hamza gibi Türkiye’deki devlet okullarında eğitim alan 290 bin Suriyeli çocuk var. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün verilerine göre okul çağındaki yaklaşık 700 bin Suriyeli çocuktan 400 bini ise eğitim alamıyor.
450 bin Suriyeli çocuk okullulaşacak
Suriye’de yaşanan iç savaş beşinci yılında. Türkiye’de ve çevre ülkelerde yaşayan Suriyelilerin en büyük sorunlarından biri eğitim. Türkiye’deki Suriye okullarının ücretleri çok cüzi olsa da çoğu paralı. Üstelik her semtte Suriye Okulu yok. Savaşın sürmesi, geriye dönüş umudunun azalması gibi nedenlerden dolayı aileler artık çocuklarını evlerinin yakınlarındaki Tük okullarına gönderiyor.
Hükümet, Eylül 2014’ten beri de Suriyeli çocukların devlet okullarına gitmesine olanak tanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bugüne kadar yaklaşık 300 bin çocuğu okullu yaptı. Amaç yıl sonuna kadar devlet okullarına giden Suriyeli öğrenci sayısını 450 binin üzerine çıkarmak.
Dil problemi
Devlet okullarına giden Suriyeli öğrenci sayısı hızla artıyor. Ancak öğrencilerin okullarda en büyük problemi dil. Kimi hiç Türkçe bilmiyor, kimi ise Türkçe konuşup, anlıyor ama okuma yazma bilmiyor. Okuma yazma bilmeden yaşıtlarına göre ara sınıflardan eğitime başlıyorlar.
İstanbul’da Suriyeli çocukların eğitim aldığı devlet okullarından biri de İkitelli’deki Zühtü Şenyuva İlkokulu. 2900 mevcutlu okulun 150 öğrencisi Suriyeli. Birinci sınıftan 4. sınıfa kadar her sınıfta Suriyeli öğrenciler var.
Okuma yazma bilmeden 4. sınıfta
Bu öğrencilerden ikisi 4. sınıfa giden Muhammet Şeyh Mustafa ile Hamza İsmail. Birkaç hafta önce okula başladılar. Onların da sınıfa gelmesiyle 4-L 51 kişi oldu. İkisi de Türkçe anlıyor ve konuşuyor. Ancak okuma yazmayı yeni öğreniyorlar. Kendilerini ifade etmek, sorulara akranları kadar çabuk cevap vermek onlar için hiç de kolay değil. Yine de okula çabuk uyum sağlamışlar. Arkadaşları ile ilişkileri de çok iyi. Okula gelebilmekten çok mutlu olduklarını söylüyorlar.
Muhammet Şeyh Mustafa 11 yaşında. İki yıl önce iki erkek kardeşi, anne babası ve dayısıyla birlikte Türkiye’ye geldi. Dersi öğretmenin anlattıklarını anlamaya çalışan, tedirgin gözlerle takip ediyor. Arkadaşları kitaptaki okuma parçasını okurken, o öğretmeninin verdiği çalışma kâğıdındaki sesleri heceliyor, yazıyor. Mustafa, derste yaşadığı dil problemini şöyle anlatıyor:
"Bana "oku" diyorlar, "bilmiyorum" diyorum. Bu beni çok üzüyor. Öğretmen tahtaya Türkçe bir şeyler yazıyor. Bana "sen de yaz" diyor. Daha ben yarıdayken diğer öğrenciler bitirmiş oluyor. Öğretmen tahtayı siliyor. Ben daha bitirmemiş oluyorum. Ama burada diğer çocuklarla mutluyum. Mahalleden arkadaşlarım da bu okulda. "
"Okumayı çok istiyorum"
Hamza İsmail ise üç sene önce dört erkek kardeşi ve anne babasıyla Suriye’den kaçtı. Önce Kilis ardından Gaziantep ve son olarak da İstanbul’a geldiler.
İsmail, İkinci sınıfı kamptaki eğitim merkezinde okuduktan sonra bir daha okula gidemedi. İstanbul’da son bir yıldır kuran kursuna gidiyordu. İsmail okula başlamadan önce eğitimden uzak kaldığı için üzüldüğünü anlatıyor:
"Okulda olmak beni mutlu ediyor. Okumayı çok istiyorum. Okuma yazmayı biraz biliyorum, öğreniyorum. "
Başarılı olabilecek öğrenciler ama...
Muhammet ve Hamza’nın öğretmeni Burcu Sert, öncelikli amacının onlara okuma yazmayı öğretmek olduğunu söylüyor. Ancak kalabalık bir sınıfta bunu yapmak hiç de kolay değil.
Sert, öğrencileri ile nasıl iletişim kurduğunu şöyle anlatıyor:
"Suriyeli öğrencilerim Türkçe biliyorlar ama konuşurken bazı kelimeleri anlamadıklarını düşündüğümde o kelimeleri tekrarlıyorum, açıklıyorum. Arkadaşları da yardımcı oluyor. Sınıfım da onları kabullendi. ‘O Suriyelidir’ gibi ayrıştırma yok. Derslerine yardımcı oluyorlar. Okuma yazma bilmiyorlar ama verdiğim zamanda çok çabuk alıyorlar. Ders işlerken bulduğum boşluklarda onlara da yavaş yavaş sesleri veriyorum. Ayrı çalışma kağıtları veriyorum. Çok şey yapılabilir aslında ama sınıfımız kalabalık. Daha çok okuduğunu anlamaya yönelik çalışsak daha hızlı öğrenecekler. Başarılı olabilecek öğrenciler ama dil sorunu yaşadıkları için diğer arkadaşlarına göre geri kalıyorlar. "
Türkçe okuma yazma bilmeyip birinci sınıftan eğitime başlayan çocuklar biraz daha şanslı. Çünkü dil sorunu da olsa akranları ile birlikte aynı anda öğrenecekler okuma yazmayı. 1 K sınıfının 43 öğrencisinin 4’ü Suriyeli.
“Geri dönmek istemem”
Onlardan biri 7 yaşındaki Mustafa A. Evlerine düşen bomba sonrasında annesini kaybetmiş. Babası, babaannesi ve dedesiyle Türkiye’ye gelmişler. Yüzünde hala savaşın izleri var. Tedavisi ise devam ediyor. Mastafa Türkçe biliyor. Okula gelmekten çok mutlu olduğunu ve arkadaşlarıyla oynadığını anlatıyor. Diyana Süleyman da Türkçe biliyor.
Öğretmenleri Belgin İstemi şu anda tüm sınıf okuma yazma öğrendiği ve sürekli sesleri tekrar ettikleri için dil sorunun çok görünür olmadığını söylüyor. Ancak okuma yazmaya geçtikten sonra sorunların çıkacağı görüşünde:
"2. Sınıf olduğu zaman mesela Türkçe kitabına geçeceğiz. Şimdiki gibi çok sık tekrar şansımız da olmayacak. Anlayıp da cevap vermeleri zor olacaktır. Bu tür öğrencilerin daha yavaş, konuları daha anlayabilecek ve sürekli tekrar edebileceği bir eğitim alması gerekiyor. Sınıfların kalabalık olması da eksiklik. Kalabalık olduğu için fazla ilgilenemiyorsunuz o çocuklarla. "
Okul yönetimi Suriyeli çocukların okula uyum sağlaması için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Okul Müdürü Ramazan Telseven, süreç içinde eksiklerini belirleyeceklerini anlatarak şöyle konuşuyor:
"Biz sadece kendi müfredatımızı vereceğiz, Türkçeyi kavratacağız, miğfer derslerimizi vereceğiz. Sosyal ilişkilerimizi anlatacağız. Eksiklerimizi biz de belirleyeceğiz, nerede takıldık zorlandık. Bunları üst makamlara iletiriz. Bizi yönlendirirler. Bu süreç meselesi. Öğretmenlerin daha çok uğraşmasına neden olacak. Verimli olamadığımız noktalarda öğretmenlerimiz hizmet içi eğitime tabi tutulabilir. Çocukların uyum sorunu, psikolojik sorunları olabilir. Savaş ortamından gelmişler sonuçta. Ekonomik sorunları olabilir. "
Önyargıları aştık, çocuklar birlikte oynuyor
Müdür Telseven, Suriyeli öğrencilere karşı ön yargıların velilerle görüşülerek aşıldığını da bilerterek, "Okulda sınıf mevcutlarımızın fazla oluşu, bölgemizde Suriyelilerin çok oluşu bazı velilerimiz tarafından hoş karşılanmayabilir. Biz velilerimizle görüşerek aştık. Şu anda sıkıtımızı yok. Öğrencilerimiz Suriyeli çocuklarla oynayabiliyor, aileler birbirileriyle temas kurabiliyor" diye konuşuyor.
Müdür Yardımcısı Burçin Kiraz ise uyum çalışması yapacaklarını anlatıyor. Kiraz, "Öğretmenlerimize bu öğrencilerimize pedagojik olarak nasıl yaklaşılması gerektiğiyle ilgili bir seminer planlıyoruz. Suriyeli olmayan velilerimize de kabul sürecini artırmak için seminer vereceğiz. Suriyelili velilerimizle de eksikleri konuşacağız" diye konuşuyor.
MEB Türkçe kursu açmayı planlıyor
Milli Eğitim Bakanlığı ise Suriyeli öğrencilerin eğitimde erişimini artırmak, Türk okullarına başladıklarında karşılaştıkları problemleri çözmek için sivil toplum örgütleriyle birlikte eylem planı hazırlıyor. MEB, dil sorunu yaşayan öğrencilere hafta içi veya hafta sonraları okul sonrasında Türkçe kursları da açacak.
Kaynak: Al Jazeera Türk
Haber ve Fotolar: Umay Aktaş Salman
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.