İkna odaları sinemaya taşınıyor

İkna odaları sinemaya taşınıyor

"Utanç odaları" ile binlerce öğrenci başını açmaya zorlanmıştı

Orhan Turan'ın haberi:

28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu kararlarıyla beraber tüm üniversitelerde yasaklanan başörtüsü nedeniyle mağdurların yaşadıkları ilk kez sinema filmiyle anlatılacak. Özellikle İstanbul Üniversitesi'nde öğrencileri başını açmaya ikna etmek için kurulan "utanç odaları" ile binlerce öğrenci ya başını açmaya zorlanmış, ya da haklarında disiplin soruşturması başlatılarak, okuldan atılmıştı. 28 Şubat'ın 14. yılında yeniden gündeme gelen İkna Odası uygulamaları ilk kez beyaz perdeye aktarılacak. 28 Şubat döneminde Başbakanlık Basın Yayın Danışmanlığı yaptığı sırada antidemokratik uygulamalar nedeniyme istifa eden Hüdaverdi Yavuz, başörtülü öğrencilerin ikna odasında yaşadıklarının anlatacağı filmin senaryo çalışmalarını sürdürüyor.

BİR DÖNEM UNUTULMASIN DİYE

İkna Odalarının İstanbul Üniversitesi'nde başörtülü öğrencileri, başlarını açma konusunda ikna etmek için kurulduğunu vurgulayan Yavuz, "Bir kamera kuruluydu o odada. Görevli, öğrenciye başını açması halinde yararlanacağı imkânlardan, açmaması halinde maruz kalacaklarından bahsediyordu. Ben o insanlar unutulmasınlar diye, hem devletin yaptıklarını, hem de başkalarının onlara yaptıklarını anlatan bir film yapmak istiyorum" dedi. Projeye finans desteği sözü verenlerin, çark ettiğini dile getiren Yavuz, "Eğer bizimle beraber yol alacak yapımcılarla anlaşırsak projenin çekimleri için hazırlıklara başlayacağız. Onlar ağlarken, coplanırken birilerinin o anlarda yüreği sızladı ama bugün hepsi unutuldu. İna odaları bu ülkenin en büyük saçmalığıdır" dedi.

SİNCAN'A SEYİRCİ KALMAMALIYDIK

"Sincan'da yürüyen tankların önünde bir tek vatandaş canını kaybetseydi 28 Şubat sürecinin akışı da değişirdi" diyen Yavuz, "Ama insanlar sadece olayları pencereden, televizyondan seyretmekle yetindiler. Olaylar hiçbir demokratik tepki de koyulmadı. Konuyu sadece fırsat bulduklarında konuşmaya başladılar. Türkiye'nin Başbakanı asıldı. Peki, halk ne yaptı, basın ne yaptı, kamuoyu ne yaptı, hiçbir şey! Artık hepimiz aynaya bakmalıyız. Ben o aynaya bakıyorum. Üstüme düşeni yapacağım" şeklinde konuştu.

Yeni Şafak