Caner KUTLU
İnanmak ve inandırmak
Hayat, inanmak ve inandırmak üzerine kurulmuştur. İlk nefes, kendini inandırmak isteğiyle verilmiştir. İlk nefesle birlikte gelen inanma; görmek (içsel ve dışsal duyularla algılama) ve yorumlamak üzerine kurulmuştur. Yorumlar, indirilmiş önbilgiler, kutsal metinler, yaratımdan gelen yönelimler, önceden edinilmiş deneyimler üzerine kurulmuş yargılar üzerinde biçimlenmiştir.
Allah’ın bunca hayatı varlık âlemine indirmesi kendini inandırma isteği, bununla gelen zevk-i kudsî, özellikle insanı da içeren bir koca âlem, kendine en çok inanan kulunu (a.s.m.) bunca methetmesi, her an yeniden yaratılan kâinatın, yeniden parçalanan, yeniden genişleyen ve yeniden soluklanan âlemlerinde, her suyun (zaman) aktığı, her taşın (atom parçaları) kımıldadığı yerde tekrar ve tekrar yaratılan bu istek, küçücük insanın, küçücük hayatındaki en büyük gayesini de oluşturmaktadır.
İnsan hem inanmak hem de inandırmak arzusuyla kuşanmıştır. Her an kendini inandırmak isteyen bir yaratıcının her an yeniden inanmak isteyen kulları vardır. Dünkü iman bugüne yenilenmek ister, dün inandığına insan, bugün tekrar inanmak ister. Dünkü inandığını bugün tekrar görmezse insan imanını sorgulamaya, zamanla kaybetmeye başlayabilir. Her an yeniden, daha bir farkla, daha genişlemiş, daha üstün yaratılma insanın yeniden inanma isteğini karşılamak içindir, bunca masraf, bunca zaman, bunca hareket, enerji yeniden yaratılan inanma ihtiyacının, yeniden yaratılan karşılığıdır, zevk-i kutsî kendini kullarında görmek ve göstermek ister, inandırmak ister, bunun için her an yaratır. Kâinatın içindeki gayret, heyecan, sevgi bunun yansımasıdır; iman kâinatın motorudur.
İnsan da içindeki inanmak isteğini her yere savurur, bir taşa, güneşe, aşka, kişiye, suya, işe, fikre, paraya, peygambere, ataya, yere, göğe, zamana, asra, sonrasına, öncesine, kendisine.. Her an, her şeye inanmak ister, inancını kaybetmekten korkar, inanamamaktan, inandığını zannetmekten, inancının kullanılmasından, bir gün tükenmesinden, başkalarının eline geçmesinden, inanamamaktan korkar. Korku, inanmamanın kokusudur. Cesaret, inanmanın kokusudur. Kokusuz olmak yoktur, boşluk yoktur, bir an ya inanma ya da inanmama vardır. İnancını bir anda kaybeder, bir anda kazanır.
İnanmanın davranışı güvendir, inanmamanın davranışı güvensizliktir; anarşi, anlar arası inanma ve inanmama arasındaki aşırı düzensizliğin getirdiği bir durumdur; çok karmaşıktır, içinden çıkılması bir an kadar kolay, her an kadar zordur. Bir hareket, atomun birçok alt parçacığının hareketine bağlıdır, bir anlık inanç kaybı, o anın kaybıdır, geçmişine takılıp kalanlar içinse her anın kaybıdır.
İnanmak, bu kadar kolay, inanmamak bu kadar zorken, en zoru inandırmaktır. Her an yeniden vermektir, her an yeniden ortaya çıkmaktır.. Güneşin batışı, güneşe inancı kaybettirir, ayın gelişi, sonra gidişi aya inancı azaltır, oysa yeniden gelecektir ve görünecektir, çünkü hep gitmiştir ve gelmiştir, gittiği yer bellidir, geleceği an bellidir, yeniden yerini belli eder, her an yerini belli eder, yine de gider ve gelemeyebilir, inandırmak, olasılıksız olmaktan geçer.
Bir insanın en büyük zorluğu, çıkmazı ve belki de en büyük cüreti kendini inandırmaktır. İnsan zavallıdır, eksiktir, dikkatsizdir, yenilenmesi zordur, yenilemesi zordur, zor gelişir, her söylediğini yapması, her yaptığını söylemesi güçtür, güç elinde değildir, derman kendinden değildir, uyur, anı kaybeder, yorulur hareketsiz kalır; bir insan için en kötü tercih başkasına inanmaya çalışmaksa, daha da kötüsü inandırmaya çalışmaktır.
İnsanlar içinde inandırma cüreti sadece bir Peygambere yakışır, çünkü o günahsızdır, Cebrail meleğin kanatlarını takmıştır; bir peygamberin inandırmak için yaşadıkları ve insanın buna karşı yaptıkları insanlık tarihini oluşturur, o tarih de zorluk, inkâr, acı, kıyım, ihanet, savaş, ağıt, zulüm, gözyaşı olarak yazılmıştır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.