İnsan toprak, toprak insan alma derdinde
Bu fani dünyada doyumsuz olan, burada demirleyeceğini sanan insanlar için “gözünü bir avuç toprak doyursun” derler. İnsanoğlu bu dünyaya gönderildi gönderileli imtihanı devam etmektedir. Omuzuna aldığı emanet yükünü dağlar ve taşlar bile taşımaya korkmuş ama insanoğlu “bu yükü taşırım” demiş. Bu yükü taşımanın da bir bedeli ve ücreti var, imtihan gereği ücret ve bedel bu fani hayatın dakikalarında saklı.

Ecel birdir değişmez
İnsanı ölümden eceli korur derler. Ecel birdir tagayyür etmez. Bunu en son yaşanan deprem felaketinde de gördük. Eğer bir insanın eceli gelmemiş ise Rabbim bir şekilde sebepleri halk ederek koruyor ve yaşatıyor. Depremde yerle bir olan bir binada hiçbir sütun ve kolon yerde kalmamış olsa bile yine esirgeyen Allah esirgiyor. Eğer insanın ecel vakti gelmişse herhangi bir sebebin bahane olması yeterlidir. Rabbim bizleri emanetinden emin kılsın, iman ile ahiret kapısını çalmayı nasip eylesin.

Hayatınızın anlamlı olabilmesi için bu üç yeri sık ziyaret edin
Hastaneye gittiğinizde imandan sonra hiçbir şeyin sağlıktan daha önemli olmadığını fark edeceksiniz. Hapishanede özgürlüğün en değerli şey olduğunu göreceksiniz. Mezarlığa gittiğinizde hayatın hiçbir şeye değmediğini göreceksiniz. Kısacası bugün üzerinde durduğumuz toprak yarın çatımız olacak. Hepimiz bu fani dünyaya elimiz boş geldik, hiçbir şey götürmeyeceğiz. Bizimle gelecek sadece yapmış olduğumuz hayırlı amellerdir. Ne verirsen elinle o gelir seninle.

Sana verilmeyeni sana lazım olmayan bil.
Başkasında imrendiğin, sende olmayanı, olsaydı felaket bil.
Ne ki eksiğin olsaydı, fazlalığın olurdu.
Allah herkese layık olduğu cevheri verdi.
Kedinin kanadı olsaydı, serçenin nesli tükenirdi. (Ş. Sadi Şirazi)

Nazar deveyi kazana, insanı mezara götürür (Hadis-i Şerif)
Sosyal medya ve benzeri platformlarda güzel anılarınızı, ailenizi, başarılarınızı, malınızı, mülkünüzü paylaşmayın. Maalesef bazı insanların nazarları pek şiddetli ve yıkıcı olabiliyor. Kimi insanlar yediği-içtiği ne varsa resim çekip paylaşıyor. Alan var, alamayan var, bulan var, bulamayan var. En azından yanı başımızda Gazze’de olan soykırım felaketine bakınız, canımızı acıtması gerekmez mi? Nasıl olur da yerimizde rahat durabilir, hiçbir şey olmamış gibi davranıp sosyal medyada boy gösterebiliriz?

Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz vardı? (Furkan Suresi, 77)
Geçenlerde akademisyen bir hocamıza geçmiş olsun ziyaretine gitmiştim. Beyninden gelen önemli bir felçlik geçirmişti. Birkaç ay aradan sonra tekrardan işine ve öğrencilerine kavuşmanın sevincini yaşıyordu. “Hasta olmadan önce sadece şükür edip duruyorduk, ancak duayı unutmuştum, bu hastalık üzerimden gaflet perdesini kaldırdıktan sonra şükür ile beraber dua etmenin de ehemmiyetini anlamış oldum” dedi.

İnsan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gönderilmiştir. (Bediüzzaman)