Ekrem KILIÇ
İşârâtü’l İ’câz’ın neşrine ebced hesâbıyla târîh manzûmesi
Bedîüzzamân Saîd Nursî’nin “İşârâtü’l- İ’câz fî Mezanni’l- Îcâz” isimli eseri Diyânet İşleri Başkanlığı tarafından neşredildi.
Hz. Üstâd’ın, “Çünki, hâricî dînsizlik cereyânına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyânet Riyâseti'nin vazîfesidir” ifâdesindeki arzûsu yerine gelmiş oldu.
Neşr oldu “İşārātü’l-İ’cāz”, ne saādetdir;
Nāşir ise, lāyıkdır şükrāna, Diyānet’dir.
Beklerdi Azìz Üstād çokdan, Devlet’den;
Duyduk bu eser, pìşdārdır neşre, bidāyetdir.
Hoşnud olacak Kur’ān hādimleri a’sārın.
Neşr olması ni’metdir devrinde bu āsārın:
Anmak gerekir, Mehmed Görmez Hoca’dır Başkan;
Takdìrine mazhār halkın, yār ile ağyārın…
O’na destek veren elbette, Receb Tayyìb Bey;
Yādı lāzım nice zātın bu kabìl, pey-der-pey…
Kudretim yok buna lākin, dilerim afv olunur;
Çünki, manzumede saymak değil eshel, zor şey…
Dedi tārìhine Üstād: “Revāh-ì Zaferim.” ( رواح ظفرم) [Hicrî: 1435] (Maksada ermeden dolayı neş’eliyim)
“Bunu gördüm ya bugün, kalmadı artık kederim.
Bildi Devlet, bu eserler iyidir, faydalıdır;
Sa’yi meşkur ola kimler sebeb olduysa, derim…”
Revâh: Bir şeyin tahsilinden dolayı gelen sürûr ve şâdlık, neş'e.
Zafer: Muvaffak olma, maksada erme, üstünlük kazanma.
رواح = 215
ظفرم = 1220
Hicrî 1435
Manzûmenin vezni: Arûz olup ilk iki kıt’a: (Mef’ûlü / mefâîlün / mef’ûlü / mefâîlün), son iki kıt’a: ([Fâilâtün] / feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün [feûl])’dır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.