İslam dünyasına sosyolojik savaşla saldırılıyor
Hukukçu Yusuf Çağlayan, "İslam dünyasına yönelik sosyolojik savaşlar"ı anlattı
Risale Haber-Haber Merkezi
Hukukçu Yusuf Çağlayan, "Sosyolojik savaşların en fonksiyonel aracı, bizatihi hedef ülkelerin eğitim sistemleridir" dedi.
Risale Akademi'nin düzenlediği Ankara seminerlerinde "İslam dünyasına yönelik sosyolojik savaşlar" konulu bir seminer veren Çağlayan'ın konuşmalarından notlar şöyle:
"Sosyolojik savaş, toplumların dayanışma ve sosyal bütünleşme dinamikleri ile ilgilenir. Hedefi, toplumu oluşturan bireylerin ve ailelerin dayanışmacı özelliklerini ortadan kaldırmak, bireyin ve ailenin topluma güç veren formunu bozmaktır.
Sosyolojik savaşın toplumların farklılıklarını ve farklı toplumları birbirine kapatan, örneğin etnik, mezhebi ve hatta cemaat v.s. gibi farklılıkları dışlayıcı özelliğe kavuşturarak, böylece bu farklılıklar ekseninde hedef toplumun dayanışmasını bölerek, gücünü küçültmeyi hedeflediğini, örneğin Osmanlı gibi çok kültürlü bir açık toplumu, etnik toplumlara bölüp, çok sayıda kapalı toplumlara dönüştürmektedir;
OSMANLI’DAN ORTADOĞU’YA
İslam Dünyasının Ortadoğu’ya dönüştürülmesinde, Batı’nın askerî müdahalelerinde olduğu gibi, kültürel, ekonomik ve politik; kısaca sosyolojik müdahalelerinde de asıl hedef tahtasını Osmanlı teşkil etmekteydi. Çünkü dünya coğrafyasının ‘hammadde deposu’ ve ‘tüketim pazarı’ niteliğindeki bir bölgesini Batı’ya karşı ‘İslam dayanışması’ ile koruyan Osmanlı, sosyolojik saldırıların hedefi haline gelmiştir. Başta ABD olmak üzere tüm Batılı güçlerin İslam Dünyasına karşı izlediği ana strateji, Osmanlı’nın bölgedeki ‘İslam dayanışmasından’ kaynaklanan ‘jeopolitik gücünü’ yıkmaya yönelik olmuştur.
MEKTEP-MEDRESE KUŞAĞI
Sosyolojik savaşların en fonksiyonel aracı, bizatihi hedef ülkelerin eğitim sistemleridir. Özellikle, Osmanlı’nın mektep-medrese sistemi, ortamında bulundukları değişim dünyasını farklı algılayan ve giderek eğitim sistemi noktasında çatışmaya giren iki farklı ve karşıt değişim kuşağı üretmiştir. Mektep ve medreselerin müfredatlarının tek bir çatı altında birleştirilememesi, eğitimli kuşağın zihinsel olarak bölünmesine yol açmıştır. Medrese statüko kuşağını temsil ederken, değişim kuşağını temsil eden mektep giderek baskın çıkmış, yeni gidişatı belirlemiştir.
İmam-Hatiplere ve başörtülü eğitime karşı çıkışların altında alternatif bir değişim kuşağı ortaya çıkmasını önleme amacı vardır.
İSLAM’A KARŞI MEYDAN OKUMALAR
“İslam tarihine bakıldığında İslam medeniyeti üç ciddi meydan okumayla karşılaştı: Haçlılar, Moğollar ve Batı Sömürgeciliği/Batı medeniyeti. İlk ikisini askerî meydan okumalar olması sebebiyle kolay atlattı. Ancak üçüncüsü sadece askerî alanda değil, zihniyet dünyasında da ciddi bir meydan okuma ihtiva ediyor. Bu açıdan bakıldığında İslam Dünyası son 200 yıldır bu meydan okumayla hesaplaşma ve yüzleşme sürecindedir.”
İSLAM’A KARŞI İSLAM
Bediüzzaman Said Nursî, İslam toplumlarının, tarihî süreç içinde, üç tür çatışma yaşadığını belirtir: (1) Adalet-i mahza-adalet-i izafiye çatışması;
(2) hilafet-saltanat çatışması ve
(3) din-milliyet çatışması.
Bu üç tür çatışmanın temel karakteristiği, medeniyet içi çatışma oluşudur. Medeniyet içi çatışmalar, medeniyet içi tüm unsurları zayıflatır, birleşik gücü dağıtır veya potansiyel güçlerin dayanışmasını engeller. Her iki durumda da bir medeniyet dünyasının gücünü birleştirerek medeniyet dışı güçleri dengelemesi imkânsız hale gelir.
İslam toplumlarının siyasal dayanışmasının temerküz ettiği devletler ve özellikle de Osmanlı Devleti, bu üç çatışma ile tarih sahnesinden silinmiştir.
ARAP BAHARI NE ANLAMA GELİYOR?
Mısır’da Sisi ve Tahrir, İslam Dünyasını yeni gelişmelere göre yeniden kendi çıkarları doğrultusunda revize etmek isteyen güçlerin cepheye sürdüğü bir hain şebekesi…
Bugün diğer İslam ülkelerindeki iktidar ve halk kesimleri kendilerini Tahrir ve Adevviyye üzerinden tanımlıyor. Şablon aynı. Kim Adevviyyeye, kim Tahrir’e gider? (İşte İslam ülkelerinin sosyolojik çatışma faylarının bu tutum gösteriyor)
İsrail’in güvenliğine uygun bir siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel yapı… Yani kimlik…
Mısır ve Suriye’ye karşı ABD ve müttefiklerinin takındığı tutumun sebebi, bu iki ülkenin İsrail ile sınır olmasındandır…