İslam sanatıyla mutlak güzellik arayışı
Erkan Doğanay’ın küratörlüğünde, Mehmet Çebi’nin koleksiyonundan hazırlanan Hilye-i Şerif sergisi, bu alanda açılmış en kapsamlı sergi olma özelliğini taşıyor
Dünyanın en kapsamlı planlanmış hilye-i şerif sergisi geçen hafta açıldı. Hilye; Hz. Muhammed’i (sav) görenlerin anlatımlarından yola çıkılarak yapılan hüsn-i hat sanatına deniyor. İslam sanatlarından seçkin örnekleride koleksiyonunda bulunduran Mehmet Çebi koleksiyonundan seçilmiş olan 63 adet hilye-i şerif örneği, yurtiçi ve yurtdışından pek çok izleyicinin dikkatini çekiyor. Serginin önemi ve hazırlık sürecini küratörü Erkan Doğanay ve koleksiyonun sahibi Mehmet Çebi Taraf’a anlattı.
Dünyada önemli bir yere ve değere ulaşan hat sanatını, işin mutfağından biri olarak siz nasıl görüyorsunuz?
Mehmet Çebi: Tarihte olduğu gibi günümüzde de önemini koruyan hat sanatımız, İslam kültüründe mutlak güzeli ve güzelliği arama faaliyetidir. Türk-İslam Medeniyetinin en önemli sanat faaliyeti, hat sanatı olmuştur. Gururla söylemeliyim ki, tarihte de İstanbul merkezli olmuş ve buradan dünyaya yayılmıştır. Hat sanatımız, bugün tarihinin en güzel ve olgun dönemini yaşamaktadır.
Bu sergi fikri ve hazırlık sürecini nasıl gelişti?
Erkan Doğanay: Mehmet Bey’in bu sanata gönül verdiğini biliyordum ve koleksiyonunda olan hat örneklerinden bir seçkiyi izleyici ile buluşturma fikrime olumlu yaklaşınca hazırlık ve planlama böylelikle başlamış oldu. Uzun çalışmalar sonucunda yalnızca hilye sergilemeye karar verdik. Klasik formdan çağdaşa önemli bir hilye seçkisinden örnekler bu sergide yer alıyor.
63 adet hilye-i şerifi sergileme işi de oldukça anlamlı bir proje ve sanırım kayıtlara geçecek, böylesi daha önce yapılmış bir sergi miydi?
E.D: Hz. Muhammed’in, hayatının her yılı için bir hilye-i şerif seçtik. Hilye sergisi yapmaya karar verince böylesi bir sayı ile daha anlamlı hale geleceğini düşündük. Hilye-i şerif, hilye-i şerife, hilye-i saadet ya da hilye-i nebevi gibi isimlerle de bilinen ve Hz. Muhammed’in özelliklerini; fiziksel, karakter, insanî ve ahlakî niteliklerini, tavır ve hareketlerini anlatan hilyeler, gerek devamında İslam edebiyatı gerekse hat ve tezhip sanatlarında önemli bir yere sahiptirler. Mehmet Bey’in koleksiyonunda yer alan birbirinden güzel ve orijinal Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi ülkelerden hattatların yazmış oldukları oldukça ağır ve büyük boyutlu hilyelerle bu sergiyi yapmamız haliyle pek çok ülkeden ilgiyle karşılandı. Bu büyüklükte ve kalitede bir hilye sergisi tahmin ediyorum ki Osmanlıdan günümüze ilk defa açılıyor.
Doğu-Batı sanatının sentezini yapıyor gibisiniz. İki farklı uygulamanın birbirleri ile kesiştiği yerler, etkileşimleri neler olabilir?
M.Ç: Osmanlı sanatının her çeşidi hat, tezhip, tespih, minyatür, ebru, tombak, gümüş, tophane ve benzeri sanatlarla ilgilenmeye çalışıyoruz. Ayrıca klasik ve modern resim sanatı da ilgi alanımıza giriyor. Sanat, milli kökleri olan evrensel bir olgudur. Bizler, bugün evrensel sanat değerleri ortaya koymak istiyorsak kendi kökümüzden neşv-ü nema bulun, sanat ve edebiyat faliyetleri başlatıp, gündeme getirmek mecburiyetindeyiz.
Hilye-i Şerif sergisi 15 temmuza kadar Cennet Kültür ve Sergi Merkezi/ Küçükçekmece adresinde görülebilir
Taraf