İslamiyetle ortaklıkları konuşalım
Dortmund Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlahiyatçı Dr. Reinhard Kirste, İslamiyet'in kendi dinlerini tanımalarına vesile olduğunu ifade etti.
Ekrem Yıldırım'ın haberi:
Merkezi Almanya'nın Dortmund şehrinde bulunan Kültürlerarası Diyalog Derneği (IDIZ)‚ Westfalia söyleşilerini sürdürüyor. 'Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında İsa' konulu söyleşi, dernek lokalinde gerçekleşti. Söyleşiye konuşmacı olarak katılan Dr. Reinhard Kirste, Hz. İsa'yı sadece örnek almakla kalmayıp kurtuluş için vazgeçilmez kabul eden tek dinin İslam olduğunu söyledi.
Kur'an-ı Kerim'de Hz.İsa'dan 27 yerde bahsedildiğini ve Hiristiyanların bunu gözardı edemeyeceklerini belirten Kirsten, "İslam çok önemli bir din çünkü İsa'yı örnek almakla kalmayıp kurtuluş için vazgeçilmez kabul eden tek din İslam. Adem'den beri sıra ile gelen peygamberler arasında Hz İsa, Hz. Muhammed'den önce gelen peygamber. Kur'an-ı Kerimde İsa'dan bahsedilmeseydi Allah'tan gelen vahiyler zincirinde kopukluk olurdu. Bu yüzden de İslam İsa'nın gerçek varlığı üzerinde, hatta bir peygamber olarak ve havarilerinden bahseder." dedi.
Kur'an-ı Kerim deki Hz. İsa ile ilgili ayetleri özellikle de Meryem Suresi'nin mealini okuyan Dr. Kirsten, dinleyicilerden gelen soruları da cevapladı.
Bir Hıristiyan olarak İslami bilgilere vukufiyeti ile dikkat çeken Dr. Reinhard Kirsten, "Hz. İsa'ya inanmayanın İslam'da şansı yok. İki din arasında bazı farklılıklar çok derin olabilir. Öncelikle ortak noktaları konuşmalı, ancak farklılıkları da gözardı edemeyiz." şeklinde konuştu.
Risale Haber'in notu:
Bediüzzaman Said Nursi' de eserlerinde farklılıklardan ziyade ortak noktaların öne çıkarılmasını şöyle ifade etmektedir:
Allah'ı tanıyan ve ahireti tasdik eden Hıristiyan bile olsa, onlarla medar-ı niza noktaları medar-ı münakaşa etmemeyi hem bu acîb zaman, hem mesleğimiz, hem kudsî hizmetimiz iktiza ediyor.
(Tarihçe-i Hayat)
Hadis-i sahihle, âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur'ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakikî dindar ruhanîleriyle dahi, medar-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve nizâ etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar. (Lemalar)