Bismihi subhanehu ve inmin şeyin illa yusebbihu bı hamdi

EsSelamunaleykum ve rahmetullahi ve beraktuhu ebeden daima…

Allah uhuvvet ve muhabbetinizi arttırsın, programınızı makbul eylesin inşaallah. Aranızda olmayı feyzinizden istifade etmeyi çok isterdim ama bu sefer görev yerini terkedemedim, denk gelmedi. 

 

Kısaca İspanya hizmetlerimizden bahsetmeye çalışayım. 

Dersanemizin açılışı bir senesini geçtiğimiz Haziranda doldurdu ve Madrit’te bir dersanenin elzem oluşu zamanla kendini gösterdi ve gösteriyor. Bir kere misafirimiz eksik olmuyor. Yurt içi ve yurt dışından Madrit merkez olduğu için konferanslar ve çeşitli etkinlikler için gelenler çok olduğundan gerek bizi duyanlar ve gerekse dersanemizde kalmakta olan ve tanınan bir şahsiyet Moritanyalı imam Muhammed Ahmed Taleb vasıtasıyla dersanemize teşrif ediyorlar. İkramlarımızdan sonra dersler okuyoruz ve kendilerine kitaplar hediye ediyoruz. Müsait olanları birkaçgün misafir de ediyoruz çok istifadeli oluyor Elhamdulillah. 

 

İspanya’nın şimdilik hala ikinci büyük camisine 100 metre mesafede olamız da büyük bır avantaj sağlıyor. İlk başlarda cemaati toplayana kadar zorlanmama karşılık şimdi camide namaz sonrası kafamla ‘haydi’ dercesine işaret etmeme muntazır hale geldiler. Ders günleri koyduyduk Cumartesi diye ama aynı cemaat hemen hemen hergün dersanede Elhamdülillah. Ve ilk başlarda iki sayfa zor okuturken şimdi 7-8 sayfa oluyor, çayı getiriyorum ve çaydan sonra biraz daha okuruz deyince ‘bir kaç sayfa kaldı bitirelim öyle çay içelim’ demelerine gülümseyerek hayret ediyorum.  

 

Bahsettiğim cami aslında bir külliye. Ve İspanya’daki en büyük İslami federasyonunu barındırıyor. Bu federasyonun idari işler sorumlusu Muhammed Ajana’yı yine bir namaz çıkışında çaya davet ettim ve kendisine giderken Uhuvvet Risalesini hediye ettim. Ertesi günü camide karşılaştığımızda ‘Müsade et sana bir sarılayım’ deyince şaşırdım ve şöyle ekledi, ‘O ne harika ve elzem bir kitap öyle, ne enteresan örnekler var. Onlardan bana getirebildiğin kadar getir ki bize bağlı 600 camiye gönderelim.’ 

 

Değereli ağabeyler ve kardeşler, bu ve buna benzer örnekler çok yaşanıyor ve bakıyorum biri mesaj atmış ‘falan kişi sizinle tanışmamı istedi, nasıl görüşebiliriz’ diyor. Bizi arayanlar çevredekilere sorarak yerimizi rahatlıkla  bulabiliyorlar. Nisan ayında buradan 490 km mesefade Sevilla şehrinden Abu Bakr isimli bir kardeşimiz ile tanıştık ve Risaleleri duyduğunu guruplarıyla tanışmamızı ve Üstadı, Risaleleri tanımak istediklerini söylediler. O arada Arjantin’deki kardeşlere Kitap Fuarı desteği amaçlı Arjantin’e gittim ve gelir gelmez Mayıs sonunda ziyaretlerine gittim ve ilk dersimizi yaptık. Tekrar ne zaman istersek gelebileceğimizi ve gidersekte memnun olacaklarını söylediler. Tekrarı Haziran sonunda fuar çalışmaları için yardıma gelen Abdullah ve Mehmet kardeşlerle gittik ve Ramazan yaklaştığı vechile Ramazan Risalesinden okuduk. Geçenlerde o guruptan başka bir kardeşle konuşuyorduk, arayı açmamamızı söyleyerek tekrar davet etti. O arada Barcelona’da Cezayirli bir kardeşimiz yönetim kurulu başkanı bulunduğu cami külliyesinde kitap sergisi yapacaklarını ve 3-4 yayınevi çağırdıklarını ve Said Nursi Hazretlerinin de eserlerinin bulunmasını arzu ettiklerini söyledi. 

 

Külliyenin yönetim kurulunda olan müslüman olmuş İspanyol asıllı doktor bir kardeşimiz daha ilk günden tüm kitaplardan birer numune ayırıp külliye için satın alacaklarını söylemesi ve son günlerde de bir Faslı'nın Risaleleri görünce hazine bulmuş gibi sevinmesi çok hoştu. “Uzun zamandır bunlara ulaşmaya calışıyordum ve burda karşıma çıktı” deyip mevcut 4 büyük kitabı aldı. Barcelona'da yaşadığım diğer güzel bir olay ise uzun senelerdir kendisini tanıdığım Giyem isimli emniyette çalışan bir arkadaşla her Barselona'ya gidişimde olduğu gibi bu sefer de bir kaç kere görüşme imkanı oldu ve iftara çağırdım. Namaz kılacağımızda 'ben de kılmak istiyorum' dedi. Kıldıktan sonra heyecanla "Mehmet, bu benim ilk namazım" dediği iki kere gözlerinde bir ışıltı ve yüzünde mutluluk ifadesini unutamıyorum. İftardan sonra yatsıya da katıldı. İki gün sonra yine tekrarladık çok hoşuna gitti. Orada da bir hafta için gitmemize rağmen 11 gün kaldım, güzel dostluklar kurduk ve hatta Ramazanın ilk günlerini onlarla geçirdim, külliyede yer ayarlamışlardı. Tüm Ramazanı birlikte geçirelim, gitme diye ısrar da ettiler ama Madrit’e dönmem gerekiyordu. 

 

Bu arada bir İslami eser satan kitapçıyla tanıştım ve İspanyolca eserlere sevindi. Konsinye usulu her birisinden 6 adet bıraktık, satıldıkça yerine yenisi konulacak. Beni bu kitapçıyla Barcelona'da yaşayan, kendisiyle 2013 Mart ayında Granada'da tanıştığımız ve irtibatı bırakmadığımız, geçen ay Madrit'te dersanemizi ziyarete gelen Master amaçlı İspanya'da bulunan Amerikalı Mateo kardeşimiz tanıştırdı. Allah razı olsun. Kendisi İslamiyetle Irak'ta işgal sırasında şerefleniyor ve oradan birisiyle evleniyor. Ramazanın birinci gününde iftarı da onun evinde yapmış oldum. Sabah namazından sonra biraz Kur'an okuyalım dedi sandımki hatim yapacak. 

 

Madrit'e döndüğümde Malezya'dan Yusuf kardeşim bekliyordu. Dersanemizde kaldığı bir kaç gün içinde kendisini şaşırtan olaydan şöyle bahsetti. Diğer kardeşler de varken bir gece saat 1 gibi Ahmad isminde birisi geldi, karnı açmış ve yemek ikram ettik. Daha sonra "yarın cumartesi, Mehmet yok ama ben yinede cemaati getireyim mi, arkadaşlara söyleyeyim mi?" demesi Yusuf kardeşin çok hoşuna gelmiş. Cemaatimiz maşaallah çok benimsedıler. Ramazan ayını Madrıt’te bulunduğum sürece teravihten sonra dersanede geçirdik. Sahura kadar tüm Ramazan okuma yaptık. Evlerine gidemeyeceğinden dersanede kalıyorlar, öğlen gibi gidiyorlardı. Güzel ve inşaallah bereketli bir Ramazan geçirdik. 

 

Ramazan ayı sonlarına doğru yaklaşık iki sene önce kuzeyde Burgos şehrindeki Muhammed kardeşimiz telefonla arayıp, yonetim kurullarının değiştiğini yeni yönetimin mümkün olduğunca sohbet yapılması üzerine karar aldıklarını söyledi, bu nedenle davet ettiler. Dersanemizde kalan doktora öğrencisi Moritanyalı imam kardeşle birlikte davete icabet ettik. Birimiz Uhuvvet diğerimiz de Ramazan üzerine ders okuduk. Biz de istifade ettik. Bizi davet eden Muhammed kardeşle evinde sahur öncesi sohbet ederken bir düşüncesinden bahsetti. Şöyle ki; "Değişik alimlere ait değişik kürsüler oluşturmak istiyorum. Kim gelebilirse o alimin görüşlerini aktararak dersler yapılsın ve cemaatimiz değişik alimlere ait görüşlerden istifade etsin. Siz de gelirseniz Said Nursi’nin görüşlerinden istifade eder cemaat” dedi. İnşaallah gitmek nasip olur. Kendisini bu fikrinden ve cemaatleri için bu çırpınmalarından dolayı tebrik ettim.

 

Ramazanın son günlerini dersanede geçiririm diye düşünürken birisi yine bir kitap sergisi nedeniyle İspanya’nın Cezayir’e yakın Afrika kıyısındaki Melilla şehrine davet etti. Davet eden kişi beni facebook’tan tanımış ve kitap istemişti. Dediği şu oldu: ‘Gönderdiğiniz kitapları okudum ve çok hoşuma gitti. Buradaki en büyük bulvarda kitap sergisi açılacak, buradakilerin Said Nursi’yi tanımaları gerek, gelmenizi isterim.’ Mesafeyi hiç düşünmeden ‘geliriz tabiki’ dedim ve uçak, tren, gemi otobüs gibi vasıtalar mevcut ve sermayeye göre binileceğinden otobüs ve gemi ile 18 saatte vardık. Elhamdulillah çok bereketli ve muhabbetli oldu. O şehirdeki bazı şahsiyetleri geçen sene Granada’daki bir konferanstan tanıyordum. Beni orada görünce onlar da çok memnun oldular. Otelde kaldım ama kendi aralarında paylaştılar, ödemeyi onlar yaptı ben itiraz ettiğim halde. Hergün biri evine iftara aldı. Ve güzel irtibatlarımız oldu, belki de Risale-i Nur postacısı olacaklar inşaallah. 

 

Gittiğim, bulunduğum heryerde İspanya’nın İslami geleceğini ve gençliğin nereye doğru gittiğini gençlere de soruyorum ama babalara sorduğum zaman her konuda ahkam kesmeyi seven bu kişiler bu soru karşısında buz kesiliyor ‘o bizim en büyük problemimiz’ diyorlar. Yüzlerini derin bir hüzün kaplıyor. Geçen sene 34 kişilik gurupla Türkiye’ye gelen grubun başkanı o zaman demişti ki: ‘Biz bir metod arıyoruz. Türkiye modeli ve Risale-i Nur metodunu görmeleri için Türkiye’ye gelmek istiyoruz.” Geldiler, İstanbul, Bursa, İzmir, Isparta; Barla ve Manisa gezisinde bir nebze metodu görmeye çalıştılar. O gelenlerden birisi 4 ay dersanemizde kaldı. Mayıs ayında evlenince ayrıldı. Risale-i Nur dersane metodu gelmedikçe İspanya’nın geleceği karanlık görünüyor. İnşallah bu maksatla gençlere yönelik bir proje üzerinde buradan bir kaç kişiyle durmaya başladık. Zaten burdakilerin umudu bu konuda da Türklerde. 20 sene önce de İslam aleminin kurtuluşunu Türklerin liderliğine bağlıyorlardı, bugün daha bir ümitliler ve başka alternatif göremiyorlar. İnşaallah Risale-i Nur bazlı eğitimin yapılacağı Bediüzzaman Enstitüsünün Madrit’te bir an evvel faaliyete geçmesi için müstecap dualarınızı bekliyoruz. 

 

Son olarak; 1 Eylülde yine Risale-i Nur metodunu tanımak ve yerinde görmek üzere 10 kişilik bir gurupla İstanbul’a geleceğiz. Bir hafta kalacaklar. Katılacak olanlar gelmeden önce ufak kitaplardan bir kitap okumak ve bir konu seçip sunum yapmakla mükellefler. Dersanemizde kalan Moritanyalı imam da bu gurupla gelme niyetinde gelebilirse çok isabetli olur. Yukarıda bahsettiğim Hıristiyan olan emniyette görevli Giyem’de bu gurupla gelecek ve umarız İslamiyetle şereflenmesi için basamak olur, dua edelim. İstanbul İlim Kültur Vakfında kalacaklar. Hem ağabeylerle tanışacaklar hem de hergün 2’ye kadar seminer, ders tarzı çalışmalar yapacağız. Önümüzdeki günlerde Giyem’in bulunduğu Barcelona şehrine geçip bir hafta evinde misafir olacağım ve heralde cemaatle namaz kılarız gibi geliyor. 

 

Evet, buradaki zamanımız böyle durmaksızın birşeyler yapmaya çalışmakla geçiyor. Allah'tan burada bulunmaya layık olmayı her namazda belki her secdede istiyorum. İnşaallah daha fazla okumaya fırsatım olur, Allah zihnimi açar, okuduklarımı hazmetmeyi ve onlarla amel etmeyi nasip eder. Sizlerin de aynı doğrultuda müstecap dualarınızı hassaten rica ediyorum.

Allah'ın selamı bereketi üzerinize olsun.