İspanyol grup Risale-i Nur metodu için Türkiye’ye geldi
İspanya’da bir grup Risale-i Nurların metodlarını yerinde görmek ve Bediüzzaman Hazretlerinin mekanlarını ziyaret etmek için Türkiye’yi ziyaret etti.
Risale Haber-Haber Merkezi
İspanya’da bir grup Risale-i Nurların metodlarını yerinde görmek ve Bediüzzaman Hazretlerinin mekanlarını ziyaret etmek için Türkiye’yi ziyaret etti. Ziyaret notlarını Mehmet Yüceli yazdı:
Selamunaleykum,
Aziz, sıdık ve muhterem ağabeylerim ve kardeşlerim.
İspanya, İslamiyeti en güzel şekilde yaşamanın yollarını arıyor. Gerek kuzey Afrika, gerekse Arabistan ve Körfez ülkelerinden gelen Müslüman guruplar ve gerekse İspanya’nın Müslümanları şu anda mevcut halleriyle giderlerse biliyorlar ki kaplumbağa hızıyla gidecekler ve neticede de modern İslam anlayışından uzak, klasik bir Selefi ve Vahabi yapılaşma ile çağımızın anlayışına uygun bir İslamı geriden takip edecekler. Daha 14 yaşlarındayken Risale-i Nur’ları duyan ve zaman zaman okuyan Valencia İslam Kültür Merkezi’nin (CCIV) başkanı Abdelaziz Hammaoui ile birkaç senedir görüşmelerimiz neticesinde Abdelaziz kardeşimiz bir gün Valencia’da çayımızı yudumlarken şunları söyledi:
“Mehmet kardeş, İspanya’da İslam gelişiyor ama İspanya’ya daha etkin bir metot lazım. Bazı cemaat liderleri eski anlayışlarından kopamıyor ve gençlerle bağlantı kuramıyorlar. Müslümanların çocukları da sefahate kayıyor. Risale-i Nurları, Üstad Bediuzzaman’ı biliyor ve takdir ediyoruz. Ve Türkiye’nin sosyal, ticari, endüstri ve politika alanında yapmakta olduğu müthiş gelişmeleri bütün dünya izliyor. Biz Valencia gurubu olarak her sene yaptığımız onlarca aktiviteler arasında büyük bir program düzenliyoruz. Ben birçok ülkeyi takip eden Siyasal Bilimci olarak bir çok ülkenin de ihtiyacı olduğu gibi İspanya’nın da Türkiye modelini takip etmesi gerektiğine inanıyorum. Ve senden 40 kişilik kadar bir gurup için bir organize yapmanı rica ediyorum.”
Bunu duyunca tabir caizse ‘körün istediği bir göz, Allah vermiş iki göz’ misali sevindim. İspanya’da her ne kadar dolaşıp, Risale’leri dağıtsak ve nakıs lisanım ve kısır fehmim ile bir hizmet yapmaya çalışsam da, Türkiye’ye bizzat gelip Üstadın hizmetinde bulunmuş, Risalelerle ve hizmetle hemhal olmuş ağabeylerle ve hayatını bu hizmete vakfetmiş ağabey ve kardeşlerimizi dershanelerde görseler, derslere katılsalar, tarzı bire bir görseler ve yaşasalar, elbetteki Nur’un Ala Nur olacaktı.
Ve haberi olan tüm ağabey ve kardeşlerimizin katkılarıyla süper bir organize yapıldı ve 8 Eylül 2013’te 34 kişi olarak İstanbul’a kafilemiz geldi. Gurubun yarısı İspanya’da doğma büyüme taklidi Müslümanlığı yaşayan Müslüman ailelere mensup olanlarla, diğer yarısı Müslüman olmuş ve tahkiki imanı arayan, araştıran tümü üniversite mezunu, kimisi doktorasını yapmış müdakkik gençler. Kur’an’ın imani meselelerini asrın anlayışına uygun bir tarzda bu asrın insanına ders veren Risale-i Nur’ları ve Nurcuları inceleyeceklerdi. Abdelaziz’in derdi de buydu.
9 Eylül 2013 günü IIKV’da Mehmet Fırıncı ağabey, Şükran hanım ve Faris Kaya ağabeylerin katılımıyla, Fırıncı ağabeyin güleç üslubu, ruh hali ve Faris ağabeyin bu tur organizelerde ve yabancılarla diyaloglarında ve misafir ağırlamadaki profesyonel tecrübeleriyle çok güzel bir çalışma yapıldı. Misafirlerimizin de oldukça ilgili oluşlarını soru üstüne sorularından görüyorduk. 10 Eylül günü ise sempozyumlardan herkesin tanıdığı Colin Turner yine sempozyuma gelecekti fakat bizim tarihimize uymuyordu. IIKV bunu da halletti ve Colin Turner’in geliş bileti değiştirildi, gurubumuza denk getirildi. Böylece Colin Turner’ın yorumlarıyla oldukça keyifli, bol münazaralı, planlanan programı 1 saat aşmasına rağmen zor bitirebildiğimiz süper bir seminer yaşadık.
Misafirlerimiz Peygamber Efendimizin (sav) lütfuna mazhar olan muhteşem İstanbul’umuzu, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultahahmed, Süleymaniye gibi birçok eşsiz Osmanlı maddi ve manevi sanat eserlerini de görme ve tefekkür fırsatını yaşadılar. 11 Eylül sabahı Bursa’da bir dershanemizde kahvaltımızı yapıp, şanlı Osmanlı Devleti kurucusu Osman Bey ve oğlu Orhan beyin mütevazi, manevi zengini türbelerini ziyaret edip İzmir’deki programımıza doğru yola devam ettik. Ehli himmet Şirincan sahilde çok güzel bir öğle yemeği ikramında bulundu. Ve Murat Reis camii konferans salonunu bizlere açtı. Mehmet Bozdağ kardeşimizin sunduğu programda Nurlar anlatıldı ve Müslüman olma ve Müslümanlığı yaşama bahtiyarlığına erişmiş İspanyol kardeşlerimizin Müslüman oluş hatıralarını dinledik, çok güzel anlar yaşadık ve bir Sema gösterisiyle gece 10’da bitirmeyi planladığımız programı 11’de ancak bitirebilip Zübeyir kardeşimizin evinde ve aşağısındaki dershanede lezzetli Halil İbrahim sofrasında ağırladık.
12 Eylül sabahı yola çıkıp, Efes harabelerini ve Hz. Meryem Anamızın evini ziyaret edip, Nur’ların te’lif edilmeye başlandığı, Nur’un ilk müştak talebelerinin yaşadığı kalbi ve Ruhi atmosferin merkezi Barla’ya doğru yolumuza devam ettik. Yolda ehli himmet kardeşlerimizin ikramlarıyla öğlen ve akşam yemeklerimizi yiyip Barla Dershanemize vardık. Programlar planladığımızın fevkinde, dolu dolu geçtiğinden sabahları namaz sonrası başlıyor ve gece 12’lerde ve bazen daha geç bitirebiliyorduk.
13 Eylül sabahı kahvaltımızın ardından Muhterem Üstadımızın Barla’daki evini ziyaret ettik. Nurlardan okuduk, hatıralardan anlattık. Bu arada misafirlerimiz başından beri bir rüya dünyasına girmiş gibi ve rüyayı bozmak istemezcesine dolaşıyor, dinliyor, tefekkür ediyor, sorular soruyor ve özellikle sonradan dile getirecekleri şaşkınlıkları yaşıyorlardı. Cennet bahçesine gittik, içlerinden birisi; “burada okunacak kısmı ben okuyabilirim, müsaade ederseniz” dedi. Kendisine İspanyolca Sözler’i verdik. Biz bir girizgah yaparken o da 28. Söz’ü inceliyordu. Ve okumaya başladı. Ben, şahsen başından sonuna kadar hayran kaldım. Sanki yıllarca okumuş ve hazmetmiş gibi tonlamayı, duraklamaları mükemmel yapıyor ve bazı cümlelerin sonunu kitaba bakmadan bitiriyordu. Orada da başından sonuna kadar bizlerle birlikte olan ve değerli katkılarıyla renk katan Arjantin’den Abdullah kardeşimiz ve İzmir’den vakıf Ömer kardeşimizle güzel sohbet dakikaları yaşadık. Barla’nın insanı, havası, Çınar ağacı, gökyüzündeki ay ve yıldızları Üstadımızın zamanındaki samimi hissiyatlarının lem’alarını sanki hala yaşıyor ve yaşatıyordu. Son gece olarak hepimiz bir salonda toplandık ve herkes hissiyatlarını anlatmaya çalıştı. Ve bizlere bu seyahatın başından beri onları şaşırtan özellikle kardeşlik, uhuvvet, Risalelere ve Üstada karşı sadakat, sevgi, ve her yerde karşılaştıkları misafirperverlik, asla unutamayacakları meselelerin başında geliyordu. Said Nursi hazretlerinin Risalelerle bırakmış olduğu mesajı insanlara ulaştırmada gösterilen çabayı, sadece Risalelerden değil aynı zamanda karşılaşılan tüm kişilerden çok şeyin davranış olarakta yansıtıldığını ve Allah için bu kadar insanın zaman, para, ve enerjisini ayırması ve bunu gönülden yapmasını unutamayacaklarını ve İslamı yaşayıştaki incelik, hassasiyet ve iman keyfiyetinin olması onları büyüleyen diğer meselelerdi. Türkiye’nin tüm Müslüman ülkelere rehber olabilecek kapasitede olduğunu da dile getirdiler. Ve uzun olmasın diye hepsini yazamadığımız daha bir çok memnuniyet.
14 Eylül Barla’dan Isparta’ya geçtik. Kahvaltıyı yolda düşünüyorduk ama Aziz Üstadımızın evindeki kardeşler İspanya’dan halis bir dava uğruna buralara, Üstadı ve eserlerini tanımaya gelen bu samimi kardeşleri kahvaltısız göndermek istemediler ve tam Nur Dershanelerine layık bir kahvaltı hazırladılar. Bu arada Üstadın son senelerini yaşadığı bu mübarek mekanı, odaları, üstadın hayattayken bir avuç dünyalığını tefekkür ederek hatıralarla yad ettik. Ve dönüş yolumuzda Manisa’da bizi Osmanlı Türk’ü gibi ağırlayan Ali Katıöz ağabeyler. Lezzetli yemeklerinden sonra bayanlar bayan dershanesine ve bizler de Vakıf’taki umumi derse katıldık. Bir kere de orada Ali ağabeyin güzel Arapça sohbetine meftun oldular… Bazılarının sabah erkenden olan uçaklarına yetiştirmek üzere dersin başlarında ayrıldık. Ama bizimkiler Arapça derslerini aldı, İspanyol olanlara tercümeler yapıldı. Vakfın zengin kütüphanesi gezildi. Ve tekrar İstanbul.
CCIV başkanı Abdelaziz Hammoui bu davada olan bu mümtaz cemaatin gaflette, delalette olan insanları cehennem ateşinden kurtarmak için çırpındığını, sırf Lillah için İslamı, hayatının birinci meselesi yapmasını ve bunları hiç görmediğimiz tarzda bir ihlas ve fedakarlık ile yapılmasını hayranlıkla karşıladığını söyleyerek Türkiye’ye gelme sebeplerini ve amaçlarına ulaştıklarını şu cümlelerle belirtti.
“İspanya’da Müslüman olan vatandaşlar bana hep soruyorlar, “İslamiyeti en güzel yaşayan topluluk nerede, nasıl yaşıyorlar?” Ben de onlara, Şu anda yeryüzündeki İslami toplulukların en iyisinin Türk toplumu olduğunu, itidalliği, mutedilliği, İslamiyeti orta yolda, ifrat ve tefrite girmeden yaşayan bir toplum olduğunu söylüyorum. Ekonomik alandaki gelişmeleriyle de dikkati çeken Türkiye, hem maddi hem manevi gelişmeyi birlikte götürebilen tek ülke şu günlerde. Şimdilerde Müslüman ülkelerin durumunu görüyoruz. Türkiye’nin de çok kötü bir dönem geçirdiğini biliyoruz. İslamın tahribata uğradığı ve yok edilmeye çalışıldığı bir ülkenin bu günkü başarıya nasıl gelindiğini bu Müslümanlığı seçen İspanyolların sebepleri yerinde görmesini arzuladık. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin, bu büyük zatın tesirini, talebelerini yerinde görebilmeye geldik. Avrupa’daki çok değişik ve aşırı uçlarda fikir çarpıklıkları varken Türk mucizesi olarak nitelendirdiğimiz Türkiye’deki bu başarıya imza atan Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin medreselerini, sırat-i müstakim erbabını, mutedilliği ve Üstadın çizdiği bu orta yol nasıl yaşanıyor bu yeni Müslüman kardeşlerimiz görsün diye geldik ve düşünülenden fazlasıyla karşılaştık ve son derece memnun olarak ayrılıyoruz.
Bizlere bu imkanı tanıyan, kapılarını, kalplerini son haddiyle açan bu gönül dostlarından Allah razı olsun. Bu ziyaretlerimiz sıklaştırıp istifade etmeye, Türkiye modelini en azından bizler İspanya’da uygulamaya gayret edeceğiz, biiznillah. Dualarınızda unutulmamak dileğiyle, Massalama…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.