İsrail yöneticileri akl-ı selimi yitirdiler. İnsanî yardım gemisini vurmak, yardımsever insanlara terörist muamelesi yapmak akıl ve izan ile bağdaştırılabilir bir şey değildir. Bu tür vahşetler işleyerek İsrail kendi sonunu hazırlıyor.

Sevgili Peygamberimiz(sav), küfür devam eder, fakat zulüm devam etmez, buyurur. İnkârcılara Allah, hayatları boyunca mühlet verir, sınava tabi tutar; hayat imtihandır, fakat zulüm Allah’ın gazabını çeker.

İsrail, 1948’den beri bağrına bir hançer gibi saplandığı Filistin’de adaletli ve insanî bir yönetim kursa varlığını sürdürebilir. Fakat her gün akıl almaz zulümler yapmaktadır. Son olarak yardım konvoyunu vurmak suretiyle bütün dünyanın nefretini kazandı, olmayan itibarını sıfırladı. Bundan sonra hiç kimse İsrail’in kendini müdafaa ettiğine inanmayacak, aksine zulüm ve haksızlık yaptığını, fesat çıkardığını daha net görecektir.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah(sav) şöyle buyurdu:
“Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudi’yi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız Garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82)

Hadis-i şerifin verdiği İsrail’in yok olma gerçeğinin meydana gelebilmesi için Müslümanlarla Yahudiler arasında top yekûn bir savaşın çıkması gerekir. Bundan önce Müslümanların birlikte hareket eder hâle gelmesi lazım. Müslümanların birliği kurması da gerekmektedir ki birlikte karar alabilsinler.

Üstat Bediüzzaman, hem Müslümanların istikbale hâkim olacağını hem de İslam Birliğinin kurulacağını müjdelemiştir. Emirdağ Lahikası adlı eserinde şöyle der:

“Aziz, sıddık kardeşlerim! Ruh u canımızla mübarek bayramınızı tebrik ediyoruz. İnşâallah âlem-i İslâm'ın da büyük bir bayramına yetişirsiniz. Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye'nin kudsî kanun-u esasiyelerinin menbaı olan Kur'an-ı Hakîm, istikbale tam hâkim olup beşeriyete tam bir bayramı getireceğine çok emareler var.” (Emirdağ Lahikası, s.77)

İsrail, insanî yardım konvoyuna saldırıp yardımsever insanları katlederek ve masum Gazze halkına zulüm yaparak sonunu hazırlıyor. Müslümanların bir araya gelmelerini hızlandırıyor. Müslüman ülkeler, Amerika ve Avrupa’nın desteği karşısında ayrı ayrı oldukları takdirde İsrail’le baş edemeyeceklerini anlayıp birlik kuracaklar.

Öte yandan İsrail’in yaptığı canice ve insanlıktan uzak katliamlar, vicdanlı Amerikalı, Avrupalıları da düşündürecek, onlara da bu kadarı da olmaz, dedirtecektir. Nitekim son gemi saldırısı, bütün dünya kamuoyunu İsrail aleyhine çevirmiştir. Bugüne kadar yüksek sesle yapılmayan eleştiriler artık yapılıyor. Pandoranın kutusu açıldı.

Yalnız kuvvetin de bir hakkı var. Müslümanlar, bugün İsrail’in sahip olduğu bilim ve teknolojiye sahip değildir. Hâlbuki İslam ülkelerinden bazıları çok zengin. Müslümanlar hem İslam Birliğini kurmak için çalışmalı hem de bilim ve teknoloji yarışına hız vermelidirler.

1.5 milyar Müslümanın 5 milyonluk İsrail devleti karşısında çaresiz kalması kabul edilebilir bir durum değildir. Herkes biliyor ki bugüne kadar İsrail’in yanında ABD ve Avrupa yer aldı. Müslümanlarla Hıristiyanlar, çok fazla ortak paydaya sahip. Hıristiyanların Yahudilerle birlikte olması akıl ve mantık dışıdır. Neticede Hıristiyanların peygamberi Hz. İsa (as)’yı Yahudiler katletmiştir.

Sevgili Peygamberimiz(sav), ahir zamanda Hz. İsa(as)’ın geleceğini, Kur’an’a tabi olacağını ve Hıristiyanların çoğunlukla Müslüman olacağını müjdelemiştir. Müslümanlar, aralarındaki ortak paydanın altını çizerek Hıristiyan dünyasının körü körüne İsrail’in yaptığı zulümleri desteklemekten vazgeçmesini sağlamalıdır. Son yardım gemisine saldırı olayıyla İsrail, vicdanlı insanlar karşısında haksız olduğunu bir kere daha ortaya koymuş ve dünya kamuoyu İsrail zulmünü lanetlemiştir.
İsrail, yaptığı zulüm ve haksızlıklarla kendi sonunu hazırlıyor. Müslümanlar Peygamberimizin (sav) haber verdiği geleceğe kendilerini hazırlamalıdırlar.

Vakit