İsrail'in her zamankinden daha az dostu var
Newsweek dergisi, İsrail'in son katliamlarından sonra her zamankinden farklı olarak yanlız kaldığını yazdı
İsrail daha önce hiç bu kadar izole olmamıştı. Otuz yılı aşkın bir süredir İsrail'i kınayan 41 tane BM Güvenlik Konseyi kararını veto eden ve İsrail'in en iyi arkadaşı olan Birleşik Devletler(ABD), 8 Ocak'taki İsrail'in Gazze saldırısını kınayan bildiri lehine oy vermeye hazırlanırken, Amerika Başkanı Bush, Ehud Olmert için araya girdi. Yine de benzersiz bir küresel tepkinin karşısında, ABD veto etmeye cesaret edemeyerek, çekimser kalmakla yetindi. Hiç bir zaman için İsrail'in yakın destekçisi olmayan Avrupa ise, son Gazze saldırısından sonra Fransa İsveç ve Belçika'da anti-Semitist şiddet eylemlerine varan öfkesini neredeyse tek vücut olarak gösterdi.
İsrail artık sol kesimin ve Birleşmiş Milletler'in tepkilerine oldukça alışkın. Bu sefer ise, İnsan Af Örgütü Amnesty International, İsrail'i sivil halk üzerine beyaz fosfor bombası kullanılması sebebiyle, savaş suçlusu olarak tanımladı. İsrail'in beş Birleşmiş Milletler (BM) binasını vurmasının ardından, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon ise, saldırıyı "Yürek paralayıcı... öfkelendirici ve kabul edilemez" olarak niteledi. Hamas'ın roket saldırılarını kınaması ise daha sonra ve daha yumuşak kelimelerle geldi.
İsrail'in son büyük askeri operasyonu olan 2006 Lübnan saldırısı, daha az tepki toplamıştı. En yakın Avrupa'lı ittifakı İngiltere'de Tony Blair Lübnan'da ateşkes çağrısı yapmakta çekingen kalmıştı. Gazze'nin ikinci gününde Blair'in İşçi Partisi'ndeki halefleri ateşkes için baskı yapmaya başladı; hatta bir vekil İsrail liderlerini "kitlesel katliam" yapmakla suçladı. 2006'daki küresel yankı, Hizbullah'ın 43 İsrailli sivilin ölümüne yol açan roket saldırıları sebebiyle dinginleşmişti. Bu sefer ise Hamas roketleri sivil nüfusa pek sahip olmayan güney İsrail'de üç kişinin ölümüne sebep olurken, İsrail'in karşı saldırısı çok daha ölümcül oldu. Lübnan'daki saldırılar 500 kadar Şii'nin ölümüne sebep olurken, Gazze saldırısında 1,300'den fazla Filistinli öldürüldü.
İsrail'in o kadar izole sayılmayabileceği tek bölge ise Ortadoğu. İsrail'in kendini Araplar'a kabul ettirme çabaları, Moritanya ve Katar'ın ilişkilerini kesmesiyle bir gerileme yaşadı, fakat yapılan dört Arap zirvesi Gazze'ye nasıl cevap verilmesi gerektiği hususunda ortak bir karara ulaşamadı. Ürdün ve Mısır'ın başını çektiği önemli ülkeler, Hamas'ı destekleyen İran'a güven vermek istemiyor. 2006'daki Hizbullah'ın aksine Hamas Arap dünyasında pek de kahraman olarak karşılanmadı. Geçen hafta çatışmaların azalmasının ardından, Hamas'ın Gazze'deki "zafer" gösterisi sönük geçti.
İsrail'in önemli tek bir dostu var. Acaba tarihi zafer konuşması sırasında Müslüman dünyasına "ileriye doğru yeni bir yol" sözü veren Obama bu ilişkiyi gevşetebilir mi? Kısa bir süre önce yapılan Pew anketinin sonuçlarına göre, Cumhuriyetçi Amerikalılar'ın yüzde 55'i İsrail'in Gazze hareketini desteklerken, Obama'nın partisi olan Demokratlar'da bu oran yüzde 45 ile sınırlı kalıyor. Demokrat partinin şu anda yönetimde olduğu göz önüne alınırsa, belki de İsrail, Arap sokaklarından çok, Amerikan sokaklarının tansiyonu hakkında endişelenmeli.