İstanbul Sözleşmesi İslam toplumları için 'truva atı'dır
Bu haliyle özünde, seküler, din dışı batı medeniyeti felsefesi olan bu sözleşmenin İslam toplumları için ne derece uyarlanabileceği tartışmalı hale gelmiştir
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Av. Hamza Akbulut, "İstanbul sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı “6284 sayılı kanun” uygulamalarında görülen olumsuzluklar ve ailelerin yaşadığı olaylar, aile kurumumuzun geleceği adına kamuoyunda tedirginlik oluşturmuştur" dedi.
Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde dahil olduğumuz söz konusu sözleşmenin 5 yıllık uygulama neticesinde aile yapımızın güçlenmediği, buna karşılık aile parçalanmalarının ve aile cinayetlerinin kamuoyunun gündeminden düşmediğinin görüldüğünü ifade eden Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumsal cinsiyet” kavramı “truva atı”
"Kısa adı ile “İstanbul Sözleşmesi” olarak ilan edilen, “Avrupa Konseyi Sözleşmesi”; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, BM kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması komitesi içtihatlarını ve en iyi ülke uygulamalarını içinde barındırmaktadır. Bu haliyle özünde, seküler, din dışı batı medeniyeti felsefesi olan bu sözleşmenin İslam toplumları için ne derece uyarlanabileceği tartışmalı hale gelmiştir.
Bu sözleşme metni içine ustaca yerleştirilen, İslam toplumları için adeta bir “truva atı” işlevi gören ve bir ideolojinin taşıyıcısı gibi algılanan “toplumsal cinsiyet” kavramı üzerinde bir mutabakat bulunmamaktadır.
İstanbul sözleşmesi güven vermedi
İstanbul Sözleşmesi, “toplumsal cinsiyet” bakış açısını 6. maddesinde olmazsa olmaz olarak dayatması ve okullarımızda çocuklarımıza bunun anlatılmasını istemesi, aile yapımıza yapılan bir taarruz olarak görülmektedir.
Ülkemizin 2014 yılında dahil olduğu ve 5 yıllık bir uygulama geçmişine sahip olan sözleşmenin uygulaması kamuoyuna güven verecek hale getirilmelidir.
Aile yapımızı; dini, ilmi, kültürel ve tarihi misyonla, çağımızın da gerektirdiği donanımlarla, milli ve manevi değerlerimizden neşet edecek bir düzenlemeyle güçlendirmeliyiz.
6284 yeni şiddet sarmalı üretiyor
6284 sayılı kanun ile İstanbul Sözleşmesi’nin “Madde:51 acil engelleme emirleri” gereğince uygulamaya konulan; “Delil aranmaksızın tek tarafın beyanı ile evden uzaklaştırma” uygulaması, evlilik hayatının sonlanması ve yeni bir şiddet sarmalına sebebiyet vermesi hususu üzerinde acil olarak çalışma yapılması gereklidir.
Evden uzaklaştırma uygulamasından, eşlerin karşılıklı mutabakatı ile vazgeçme tedbiri geliştirilmelidir.
18 yaşından küçük yaşta evlilik yapmak zorunda kalıp ceza alan, ancak evlilikleri devam eden, hatta çocukları olan kişilere verilen hapis cezaları kaldırılmalıdır.
Güçlü ailenin ve evliliğin hukuki garantörü nikah, teşvik edilmelidir. Evliliklere destek olunmalıdır. Evlilik öncesinde eğitim programları özendirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
Aile eşleri de kapsar
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız; kültürel kodlarımızda karşılığı olan tutum ve kavramlar üzerinden düzenlemeler yapmalıdır. Bir İslam toplumu olan ülkemizde, çağın gerektirdiği ve ailedeki değişimleri ifade etmekte kullanılacak kavramlar “aile şuralarında” toplum yapımıza uygun olarak, ittifakla belirlenmelidir.
Uluslararası antlaşmalar üzerinden, batı toplum sosyolojisi içinde üretilen kavramların ülkemizde yapılan yasal düzenlemelerle norm haline getirilmesi toplumsal çatışmalara davetiye çıkartmaktadır.
Evlilik hayatının sorunlarının çözümünde, aile içinde kişi hak ve özgürlüklerin korunmasında uygulanacak hukuki yaptırımlarda aile yararı öncelenmelidir. Eşler, ailenin korunması sorumluluğunda kanun önünde eşit tutulmalıdır.
Dezavantajlı aile bireyleri desteklenmelidir
Ev içinde ve kamusal alanda şiddetin önlenmesi, değişimler karşısında dezavantajlı duruma düşen aile bireylerinin güçlendirilmesi, toplumsal yapımızı güçlendirecektir. Bu alanda faaliyet gösteren kamu ve sivil kuruluşlarımızı takdir ediyoruz.
Aile hizmetleri ve STK’larımız
Ailelerimize hizmet sunan kuruluşlarımızın koordinasyon içinde; yaygın, etkin ve kuşatıcı faaliyetler ortaya koyması birlik ve beraberliğimizi güçlendirecektir. Büyük fedakarlıklarla yapılan sivil toplum hizmetlerini ve hayırlı işleri sekteye uğratacak söylem ve eylemlerden kaçınılmalıdır.
Kuruluş gayeleri, toplumumuzdaki birlik ruhunun yükseltilmesi, insanımızın huzur ve güven içinde geleceğe bakması, milletimizin değerlerini korumak, en ileriye taşımak olan sivil kuruluşlarımız, ürettikleri hizmetlerle medeniyetimizin misyon değerleri olduklarını unutmamalıdırlar.
İstanbul sözleşmesiyle ilgili suçlamaların KADEM gibi üyemiz STK’lara yönlendirilmesi, onların günah keçisi olarak gösterilmesi doğru değildir. Mesnetsiz suçlamalardan kaçınılmalıdır.
İstanbul sözleşmesi üzerinden ülke gündemine gelen aile kurumumuz için, nitelikli ve güncel çalışmaların üretilmesine ihtiyaç vardır. Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı olarak, aile değerlerimizin korunup, geliştirilmesi için ilgili tüm kurum, kuruluş ve uzmanlarımızı koordinasyon içinde çalışmaya davet ederiz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.