İstanbul'un en yaşlı sakinleri; anıt ağaçlar
İstanbul'un ormanlık alanlarında ve özellikle Anadolu yakasının kuzey kısımlarında görülen heybetli ağaçlar, İstanbul'un en yaşlı sakinleri. En yaşlısı ise Bahçeköy'de bulunan 800 yaşındaki doğu çınarı.
4 metre genişliğindeki gövde çapı ile İstanbul'un en yaşlı ağacı olma özelliğini taşıyan doğu çınarı, geçen zamana meydan okuyor. Görünümüyle oldukça dikkat çeken bu ağacın gövdesinin içi ise, çürümeler nedeniyle boşalmış durumda. Görsel açıdan büyüleyici olan 800 yaşındaki bu ağaç, İstanbul'daki 'Anıt Ağaç'lardan biri.
Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, “Bu ağacın yaşı yaklaşık olarak 800 civarında. Bunun dışında bu ağaca göre çok daha büyük tepelere ulaşmış olan ağaçlar var ki bunların yaşları 200-300 arasında değişiyor ama son derece görsel, son derece muhteşem ağaçlar. " dedi.
İSTANBUL'UN EN YAŞLI AĞACI 800 YAŞINDA
“Bu kentin kültürel tarihinin yanında aslında baktığımız zaman yaşlı ağaçların da olduğunu görüyoruz." diyen Akkemik, şunları söyledi:
"Yaşlı ağaçlar içerisinde en önemli yeri tutan ağaçlar arasında çınarlar geliyor. Meşeler var, bunun dışında sakız ağaçları var ama bunlar içerisinde en görsel ve en geniş çaplı ya da en ileri yaşlara ulaşan ağaçlar çınar ağaçları kii bunlar, doğu çınarları. Bizim, Akdeniz Havzasının bir türü olan doğu çınarları. Bu ağaçların yaşları 700-800'e kadar çıkabiliyor. Yanında durduğumuz bu ağacın yaşı yaklaşık olarak 800 civarında. Bunun dışında bu ağaca göre çok daha büyük tepelere ulaşmış olan ağaçlar var ki bunların yaşları 200-300 arasında değişiyor ama son derece görsel, son derece muhteşem ağaçlar. Bunların da büyük bir kısmı anıt ağaç olarak ayrılıyor. Anıt ağaç olarak ayrılma sebebi de şu; anıt ağaç diye bir kavram var. Bu kavram aslında insanların ağaçlara karşı bakışını değiştirmek, doğa sevgisini artırmak ve özellikle de uzun ömürlü olan bu ağaçların bize geçmişten geleceğe doğru bir köprü oluşturmasını sağlamak. Bize önemli katkılar, doğal değerler sunuyor. Bundan dolayı da İstanbul'da bazı ağaçlar anıt ağaç olarak ayrılmış. Türkiye'nin pek çok yerinde de anıt ağaçlar var. Yaşları 2000'e kadar ulaşıyor. İstanbul'daki anıt ağaçlardan bir tanesi de bu ağaç. Bu çınar ağaç da yaşının fazla olması, görselliği, büyük çaplara ulaşmış olmasıyla anıt ağaç. Fakat bu ağacın bir sorunu var o da içinin oyuk olması. Canlı bir ağaç ama içi oyulmuş büyük oranda. Çünkü ağaçlar yaşlandıkça orta kısmı fizyolojik olarak çok bir işe yaramıyor. Zamanla böcek, mantar zararı veya bulunduğu ortam çok derin olduğu zaman sudan dolayı iç kısımları oyulmuş olabiliyor. Bu ağacın da içi oyulmuş durumda. Ve bu ağaç için şunu da söyleyebilirim, bu bir doğu çınarı. Türkiye'nin doğal türlerinden biri ve doğal tek çınar türü. Fakat zaman zaman bu ağaçlar ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılıyor ve yayınlanıyor da. İstanbul'un anıt ağaçları diye bir kitap yayınlandı, o kitapta bu ağaç Londra çınarı diye geçiyor."
"AĞAÇLARIN YAŞINI BELİRLEMEK ÇOK KOLAY DEĞİL"
Ağaçların yaşlarının tahmin edilmesi konusunda da çok büyük yanlışlıklar yapılabildiğini dile getiren Akkemik, “Çünkü bu ağaçların yaşını belirlemek çok kolay değil. Özellikle bu çapa ulaşmış, 4 metre çapına ulaşmış ağaçlarda yaş vermek zor. Sadece tahmini olarak yaş verebiliriz. Tabii o tahmini yaparken de birtakım bilimsel çalışmalar yapmamız gerekiyor öncesinde. Ama bazen öyle yaş tahminleri yapılıyor ki, ağacın çevresi ölçülüyor oradan çapa gidiyorlar, çaptan da 'yaklaşık şu yaştadır' deniyor. Bunları bir kenara bırakırsak, İstanbul'da yaklaşık 400-500 yaşlarında ağaçlar var ama bu ağaçların çoğunluğu İstanbul'un eski semtlerinde. Özellikle Anadolu yakasında, kuzey kısımlarda. Beykoz civarında. Eskiden kalmış orman kalıntısı olarak tek tük ağaç var yaşlı olan" dedi.
"BİR AĞACIN BUDANMASI ÖMRÜNDEN ÖMÜR GÖTÜRMEK DEMEK"
İstanbul'un en eski sakinleri, yüzyıllardır yaşayan bu ağaçların korunması ile ilgili olarak ise Akkemik, şöyle devam etti:
“Bildiğiniz gibi İstanbul'da çok fazla sayıda ormana müdahale var. Taş ocakları, kum ocakları, çevreyolları, havaalanları gibi. Ve bunlarla ormanlarda ciddi bir tahribat var. O işin başka boyutu ama kent içi ağaçların korunmasına gelince, kent içi ağaçların kesinlikle sürekli budanmaması gerekiyor. Böyle bir yanlışlık var ve bu yanlışlık ne yazık ki Büyükşehir Belediyesi tarafından yıllardır yapılıyor. Bunların artık yapılmaması gerekiyor. Çünkü bir ağacın budanması demek, bu ağacın ömründen ömür götürmek demek. O budanan kısmın yaralanması sonucu ağaç da o yarayı kapatırken mecburen bütün büyüme enerjisini oraya aktarıyor. Ne kadar kapatmaya uğraşsa da mantar zararıyla çürümeler meydana geliyor. Kent içi ortamlar ağaçlar için elverişli ortamlar değil ve sürekli onlara zarar veren müdahaleler var. İnsanlar müdahalesi var, araçlar çarpıyor, mesela hiç dikkat etmeyiz ama etrafındaki çimler biçilirken o çim biten telin bile çarptığı yerde yara oluşuyor ve orada da mantar oluşuyor. O da ağacı ölüme götürüyor. O yüzden ağaçlar hemen dibine kadar çim yapılmamalı, budanmamalı, özellikle de çok dar alanlara çok geniş tepeli ağaçlar dikilmemeli veya ağaçların tabanında bulunan kaldırım kısımlarındaki boşluk yeterince olmalı. Bunun gibi birçok önlem alınabilir ama bunlar içerisinde en önemlisi, budama kesinlikle yapılmamalı."
60 METRELİK TEPE GENİŞLİĞİ İLE EN YAŞLI AĞAÇLARDAN BİRİ: "AHTAPOT ÇINARI"
İstanbul'un en yaşlı ağaçlarından bir diğerinin ise yine Bahçeköy'de bulunan ve ismini etrafa açılmış dev dallarından alan ahtapot çınarı olduğunu dile getiren Akkemik, “Ahtapot çınarı aslında yine İstanbul'un en yaşlı ağaçlarından biri diyebiliriz. Onun da yaşı 300'e yakın tahmin ediyorum. O da epey kalın çaplı bir ağaç. Dolayısıyla ahtapot çınar yine bizim doğal türlerimizden bir tanesi. Özelliği, dallarının tabana çok yakın çıkmış olması. Ağırlaşan dalların toprak üzerinde gitmesi ve çok geniş bir alana yayılması. Yaklaşık 60 metreye kadar genişleyen bir tepesi var. O tepenin görüntüsü ona hakikaten kendi ortamında oluşturmuş olduğu mimariyi yansıtıyor. Biz o ağaç dallarından birkaç tanesini kesmiş olsaydık, o muhteşem görüntüyü yok etmiş olacaktık. Dolayısıyla budama olduğunda işte o görüntü ortadan kalkıyor. Biraz daha ağaçlara bu gözle bakmak lazım" ifadelerini kullandı.
DHA
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.