İstanbul'un fethine dışarıdan bakmak...
"Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u..." diyen Fatih, İstan-bul'un fethinden sonra meydana getirdiği çok dinli ve çok kültürlü kent örneği ile, birlikte yaşama sanatının dünyaya ilan edildiği bir tarih yazıyordu.
Tarih kitapları ise İstanbul'un fethine genellikle içeriden bakmış, burada oluşturulan modelin dünya tarafından nasıl algılandığı yeterince yansıtılamamıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından yayımlanan 1453 Dergisi'nin, yeni sayısında Prof. Dr. Feridun Emecan "Dünyada Fethin Yankıları; Doğu Batı" başlıklı makalesinde, İstanbul'un fethine Doğu ve Batı ülkelerinin bakışının bilinmeyen taraflarına ışık tutuyor. Fethin 557. yıldönümü vesilesiyle fethe geniş yer ayrılan dergide Doç. Dr. Emine İnanır, Rus kaynaklarında İstanbul'un fethini, Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, "İstanbul'un fethi dünyanın son günü müydü?" sorusuyla fethin bizim için anlamını ortaya koyuyor. Hüseyin Kutlu ile Tahsin Görgün, fethin manevî dinamikleriyle, teknik özelliklerini anlatıyor. Prof. Dr. İdris Bostan, fetihte denizciliğin önemine işaret ediyor yazısında. Prof. Dr. İskender Pala ise İstanbul'u şairlerin gözüyle bir kez daha gözler önüne seriyor. Osmanlı'da Batılılaşma hareketinin müziğe etkileri ise Dr. Evren Kutlay Baydar tarafından kaleme alınmış.
Zaman