1.Şüpheler

Şüpheler, vesveseler sizi belirsizlik noktasında bırakıp elinizi kolunuzu bağlar. Şüphenin fazlası, yapmanız gereken bir şeye engel olur, yapmamanız gereken bir şeyi yaptırır. Zamanınızdan çalar, enerjinizden çalar, kısaca sizi yorar… Şüphe duymanın, araştırmak ve körü körüne bağlanmamak için küçük miktarı faydalı olabilir ama sizi paranoyak haline getiriyorsa buna dur demeli! Şüphe duyduğunuz şey her ise o konu hakkında güvenilir bir kaç kişi ile istişare yapılmalı ya da güvenilir kaynaklar incelenmeli. Buna rağmen tam mutmain olmasanız bile genel olarak akla yatkın ve islama uygunsa gerisinin nefisten geldiğine ve önemsemeyince geçeceğine kendinizi ikna etmelisiniz.
“Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer; ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan, gider.” Bediüzzaman Said Nursi radıyallahu anhüma

2.Şehvetler

Yaşadığımız çağın zorluğu, insan fıtratı, nefis ve şeytan bir olunca ortaya zor bir durum çıkıyor ama Allah azze ve celle taşıyamayacağımız bir yükün bize verilmeyeceğini haber vermiş bu da demek oluyor ki başa çıkabileceğimiz zor bir derdimiz var. Zaten bu kadar zorluk mevcutken bize düşen yeni zorluklar oluşturmaktan kaçmak, haram ve sakıncalı ortamlardan sakınmak ve nefis terbiyesi yapmak. “Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.” (İsra/32) Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Evlenmeye gücü yeten evlensin! Evlenmek gözü haramdan korur. Herhangi bir sebeple evlenemeyen oruç tutsun! Çünkü oruç şehveti kırar.” buyurmuştur.

3.Yanlış Arkadaşlar

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem arkadaş seçiminin önemini bir hadiste şöyle vurgulamıştır;“Kişi, dostunun dini ve ahlâkı üzeredir. Öyleyse herhangi biriniz dostluk edeceği kimseye baksın.”(Tirmizi)
Arkadaş seçimi bütün ömrü dolayısıyla ahiret hayatımızı etkileyecek kadar büyük öneme sahiptir. İnsan etrafından etkilenme, çevreye benzeme eğilimindedir. Bu durumun bilincinde olup seçilecek çevreye özen gösterilmelidir.

4.Boş Vakitler

“Boş durana şeytan iş bulur” der büyükler. Boşluk, zarara giden bir köprü gibidir. Zaten faydasız olmak başlı başına bir sorundur ille de kötü bir işle meşgul olmakta gerekmez. Boş vakitlerde ya bir ilim öğrenilmeli ya yardım kuruluşlarında sorumluluk almalı ama muhakkak değerlendirilmeli! Kimileri zorlukla imtihan olur kimileri rahatlıkla… Rahatsak, vaktimiz varsa bu bizlere bu güzel vaktin heba edileceği anlamını vermemeli! Bu vakit bizlere verildiyse hakkını vermememiz gerekir. Zaman hesabını vereceğimiz bir yere doğru akıyor unutmamalı…
“O halde boş kaldığında yine kalk yorul!”(İnşirah/7) Asr’a yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır.(Asr/1-2)

5.Hedefsiz Çevreler

Amaçsız yaşamak, dünyada bir ömürlük yer işgal edip gitmek ne üzücü bir durumdur. Ümmetin derdi ile dertlenmeyen, insanlığa ufakta olsa bir fayda sağlamayan, bir hayali olmayan insanlara zor gelmez mi nefes almak? Bu çevrede yetişen kişi, bir hedefin varlığının, insan hayatına kattığı değeri nasıl öğrenecek? Amacı aile olmak olmayan evlilik programlarıyla dolu gündüz kuşaklarında kaybolmuş, en büyük başarısını bilgisayar oyunlarında elde etmiş, amaçsız, dertsiz bir insanlığın(!) ne size ne başkasına ne de ahirette sağ tarafa bir faydası olur. İnsanın kendine zulmü değil midir bu? Fıtratınıza uygun, ümmete faydalı bir hedefiniz olsun. Hedefe varılabilir ya da varılamaz o Allah azze ve cellenin bileceği iş ama çaba göstermek bizim görevimiz. Nuh aleyhisselamında başarısı değil çabası takdir edilmemiş miydi zaten?

Kaynak: Mekteb-i Suffa