Ayşenur KAHVECİ
İşte hayat budur
Her şey bi’ yana da, daha kıvamında olmadı mı sizce de?
Bu sene Ramazan’da cevabı en tatlı olan soru değil miydi bu soru:
“Nasıl geçiyor Ramazan’ınız?”
“Çoluk çocuk evdeyiz işte. Bol bol okuyoruz.”
Hey Yüce Rabbim! Bu ne nezaket! Bu ne letafet böyle! Bu ne hikmet! Bu ne rahmet öyle!
Üstadımın marifetullah içindeki muhabbetullah dediği, muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniye dediği bu olsa gerek. Seni tanıdıkça sevmek! Doğru ya… Tanımadığını nasıl sevebilirdi ki yürek?
Her şey bi’ yana da, sokakları şenlik alanlarına çevirdiğimiz, davetlerden davetlere yetişemediğimiz, bir sürü organizasyonlarla mübarek gecelerinin kıymettar dakikalarını heba ettiğimiz Ramazan’larımızından “Aslında nasıl istifade edilir” dersi değil mi bu? “Sizden istediğim oruç öyle değil böyle” hatırlatması değil mi bu? “Siz size kaldınız ya, iftar sofralarınızı da daha mütevazi hazırlayıp vaktinizi mutfakta değil, kitabımın başında geçiriniz” ikazı değil mi bu? “Koşturmanıza hacet kalmadı, yuvanızda sakin sakin evlad-ü iyalinizle eda edin sünnetinizi” uyarısı değil mi bu? “Son günlerinde itikafa girmek zor gelirse nefislerinize, bütün bir Ramazanda itikafta bırakılırsınız öyleyse” ihtarı değil mi bu? “Kendiniz için istediğinizi, umumunuz için istemelisiniz” uygulaması değil mi bu? Ne güzel geçiyor son günlerimiz. Ramazan değil mi bu?
O öyle bir Rab ki; musibetini gönderir gönderir de, üzerine nice şefkat ve merhametten yaratılmış inci mercan hikmetlerini takar da gönderir. O öyle bir Rab ki; abes iş yapmaz. O öyle bir Rab işte! O’nu tanımak da, sıkılmış ruhuma tarifi imkansız bir lezzet sevdikçe. Öyleyse O’nu bana daha çok tanıtan ister hastalık, ister mezarlık olsun, hoşâmedi etmek boynuma borç olsun.
Kalabalık sahnelerin tozunda boğuluveriyorduk ki; “Hayat zannettiğiniz halat yalnız bulunduğunuz dakikadır” hakikatiyle ayıkmaya çalışıyoruz hâlâ. Bu kez Ramazan itikaf oldu her birimize. Bu kez kendi halimizde tadını çıkara çıkara çekiyoruz onu içimize. Bu kez bir ben, bir de Rabbim var sahurumda, iftarımda ve de teravihimde. Bu kez yalnızız işte. Belki hayat zannettiğimiz halat yalnız bulunduğumuz dakikadır. Belki o yalnızı bir de öteki yanından okumalıdır. İnsan en çok Rabbiyle yalnız kaldığında halini saklamaya ihtiyaç hissetmez ya, insan en çok Rabbiyle yalnız kaldığında kendisi olur ya, işte hayat budur!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.