Abdullah Yargı'nın haberi
RİSALE HABER - ÖZEL

Risale Akademi'de Pazartesi günü "Yeni belgeler ışığında Bediüzzaman" konferansını veren araştırmacı-yazar Necmeddin Şahiner, Zübeyir Gündüzalp ile ilgili önemli hatıralar ve anekdotlar paylaştı. En dikkat çekici olansa Zübeyir Ağabeyin kendi el yazısıyla Hamza Emek'e yazdığı mektup...

İşte o mektup!

Zübeyir Gündüzalp'in kendi el yazısıyla yazdığı mektup, "Aziz Fedakar kardeşim Hazret-i Hamza (Haşiye)" diye başlıyor. Zübeyir Gündüzalp haşiyede şöyle yazıyor:

"Emin ol Kardeşim tam bu anda hatırıma Hazret-i Hamza diye geliverdi. Seyyidil Şüheda hürmetine Cenab-ı Hak bizi ölünceye kadar Hizmet-i Nuriyede azami ihlas ve sadakatla muvaffak kılsın. Âmin.

"Risale-i Nur güzeldir..."

Bediüzzaman'ın vefatından sonra da Risale-i Nur neşriyatıyla yakından ilgilenen Zübeyir Ağabey, Risale-i Nur neşrinde çalışan bir kardeşe şöyle bir not gönderir:

"Risale-i Nur güzeldir, güzel kağıt, güzel yazı, güzel cilt ister."

Şu üç halde sohbet edilmez!

Necmeddin Şahiner konferansta birçok defa Zübeyir Ağabey ile görüştüğünü anlattı. O görüşmelerden birisinde Zübeyir Gündüzalp'in şöyle dediğini aktardı:

"Aç, uykusuz ve sıkışıkken (idrar) sohbet edilmez."

Başka bir hatırasında Zübeyir Gündüzalp kendisine nerede ders çalıştığını sorar. Şahiner, "Kütüphanede ders çalışıyorum ağabey." deyince şu cevabı alır:

"Senin gibi Nur talebesi, karıların-kızların olduğu yerde nasıl ders çalışır! Beyazıt Camii ve Laleli Camii var sana yakın, git orada çalış."

Şahiner, bu ikazdan sonra derslerini sürekli camiide çalıştığını ve kütüphanede çalıştığından çok daha fazla istifade ettiğini söyledi.

Üstad nasıl yapmışsa öyle

Namaz tesbihatında, tesbîhatı yapan kardeşlerden birisi tesbihatta İmam-ı Azam'a ait olan bir takım tesbihler okur. Tesbihat bittikten sonra Zübeyir Ağabey namaz tesbihatı ister. Sonra tesbihatı yapan kardeşe "Kardeşim, bu tesbihatta söylediklerini göster bana." der. O kişi mahcub bir şekilde gösteremeyince Zübeyir Ağabey şöyle der:

"Kardeşim herkes bir şeyler eklerse ortada Risale-i Nur kalmaz. Biz Üstad nasıl yapmışsa hüvesi hüvesine aynısını yapacağız."