İstiklal Marşı'nı değiştirmek istediler
Şair Mustafa Özçelik, 'Mehmet Âkif Ersoy'un şiirleri, o çağın toplumsal tutanağıdır. Dolayısıyla o çağı anlamak ve yorumlayabilmek Akif’i okumakla mümkün hale gelebilir' dedi
Millî Mücadele döneminde resmî çevrelerce de el üstünde tutulan Âkif’in bu mücadele kazanıldıktan sonra yalnızlığa terk edildiğini belirten Özçelik, şöyle konuştu: ‘’İkinci Meclise milletvekili olarak alınmamış, 20 yıllık memuriyet hayatı olmasına rağmen kendisine emekli maaşı bağlanmamış, dergisi kapatılmış, kısacası yalnızlığa, sıkıntıya terk edilmiş, bu ülkede yaşaması adeta imkânsız hale getirilmiştir. Bu yüzden Mısır’a gitmek zorunda kalmış, hayatının son 10-11 yılını burada bir münzevi olarak geçirmiştir. Vefatına yakın ülkesine döndüğünde ise yine resmi çevrelerce kendisine ilgi gösterilemeyen biri olmuştur. Sonuçta cenazesi de bu boykottan nasibini almış, Mithat Cemal’in ifadesiyle bir garip ölümüyle ölmüş ve bir fukara cenazesi gibi defnedilmiştir.’’
İSTİKLÂL MARŞI’NDAN RAHATSIZ OLANLAR
Özçelık, İstiklâl Marşı’nın, kurucu mecliste büyük bir çoğunlukla millî marş olarak kabul edilmiş bir eser olduğunu belirtti. Fakat, bu marşın muhtevasındaki değerler dünyasının, kimilerini rahatsız ettiğini ve bu marşın yönünü Batıya çevirmiş bir ülkenin marşı olamayacağı, bunun için de değiştirilmesi gerektiği söylediklerini anlatan Özçelik, ‘’Hatta bu konuda bazı teşebbüsler bile yapılmıştır. Meselâ 1926 ve 1939 yıllarında yeni bir marş için yarışma bile açılmış, yine 1960 darbesinin ardından, 12 Mart döneminde yani ülkede kırılma dönemi olarak da isimlendirebileceğimiz demokrasi dışı güçlerin yönetime el koyduğu zamanlarda bu teşebbüsler hep olmuştur. 28 Şubattaki girişim bunun son örneğidir. Fakat bu konudaki teşebbüsler, belli bir azınlığın dışında kabul görmemiş ve başarılı olamamıştır’’ dedi.
Yeni Asya