Kadınların hüsn-ü cemâlinin en güzeli
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Kadınların saadet-i uhreviyesi gibi saadet-i dünyeviyeleri de ve fıtratlarındaki ulvî seciyeleri de, bozulmaktan kurtulmanın çare-i yegânesi, daire-i İslâmiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur. Rusya’da o biçare taifenin ne hale girdiğini işitiyorsunuz. Risale-i Nur’un bir parçasında denilmiş ki:
Aklı başında olan bir adam, refikasına muhabbetini ve sevgisini, beş on senelik fâni ve zâhirî hüsn-ü cemâline bina etmez. Belki, kadınların hüsn-ü cemâlinin en güzeli ve daimîsi, onun şefkatine ve kadınlığa mahsus hüsn-ü sîretine sevgisini bina etmeli—tâ ki, o biçare ihtiyarladıkça, kocasının muhabbeti ona devam etsin. Çünkü onun refikası, yalnız dünya hayatındaki muvakkat bir yardımcı refika değil, belki hayat-ı ebediyesinde ebedî ve sevimli bir refika-i hayat olduğundan, ihtiyarlandıkça daha ziyade hürmet ve merhametle birbirine muhabbet etmek lâzım geliyor. Şimdiki terbiye-i medeniye perdesi altındaki hayvancasına muvakkat bir refakatten sonra ebedî bir mufarakate mâruz kalan o aile hayatı, esasıyla bozuluyor. [Yirmi Dördüncü Lem'a]
Bediüzzaman Said Nursi
Sözlük:
çare-i yegâne: tek çare
daire-i İslâmiye: İslâm dairesi
hayat-ı ebediye: sonsuz hayat, âhiret hayatı
hüsn-ü cemâl: güzellik
hüsn-ü sîret: ahlâk güzelliği
mufarakat: ayrılık
muvakkat: geçici olarak
refika: eş, hanım
refika-i hayat: hayat arkadaşı, eş
saadet-i dünyeviye: dünyaya ait mutluluk
saadet-i uhreviye: ahiret hayatındaki mutluluk
seciye: karakter, üstün özellik
terbiye-i diniye: dinî eğitim, ahlâkî terbiye
terbiye-i medeniye: çağdaş eğitim
ulvî: yüce, büyük
zâhirî: dış görünüşteki