Kanal 7'nin Alevi sunucusundan hatim açılımı
Canlı yayını bitirir bitirmez içlerinden biri alelacele çıkıyor. Akşama misafiri var çünkü. Hazırlık yapması gerekiyor. Tembihliyor iş arkadaşlarını "Erken çıkın, akşam trafiğine kalmayın sakın."
Gülizar Baki'nin haberi
Tabii ki birkaçı trafikte kalıyor, gecikenleri beklerken akşam namazları kılınıyor, sonra sofraya oturuluyor. Yemekler yeniyor, muhabbet ediliyor. Çay faslında konuklardan biri güzel sesiyle bir kaside söylüyor. Salâvat getirdikten sonra hafız Yuşa Yaşar, nefis tilavetiyle Fatiha, İnşirah ve İhlas sûrelerini okuyor. "Amin" dendikten sonra Mustafa Karataş hoca başlıyor dua etmeye. Bir ay boyunca okudukları hatmin duasını ediyor, orada olanların isteklerinin kabulü için niyazda bulunuyor. Herkes duaya içten bir "amin" diyor. Dua ekibinde tanıdık simalar var. Mesela adı Kanal 7 ile özdeşleşen türkücü Nur Ertürk. Ayda bir mutat olarak yapılan bu dua gecesinin organizatörü de o. 7 yıldır sunuculuğunu yaptığı gündüz kuşağı kadın programının yönetmeni, yapımcısı, kameramanı ve konukları aralarında cüz dağıtıyor. Her ay bir hatim yapıyorlar. Sonra da içlerinden birinin evinde toplanıp duasını ediyorlar.
Programın cuma günlerinin değişmez konuğu Mustafa Karataş hoca da ekibin cüz okuyanlarından. Bu ay eşiyle birlikte 19. ve 20. cüzü okumuş. Dua gecesi fikri aslında Nur Ertürk'le hocanın muhabbeti sırasında şekillenmiş. 5 ay önce program sonunda yapımcıların odasında günün kritiğini yaparlarken Nursel Tozkoparan'ın bir yere yetişmek için acele davrandığını fark etmişler. Fehmi Koru'nun fasıl gecesine gitmek için hazırlandığını öğrenince de Ertürk, "Hocam bizi davet etmiyorlar, biz de alternatif fasıl gecesi yapalım." demiş. Hoca da "Ben fasıl yapmam, dua yaparım. Var mısınız hatim duası yapmaya?" cevabını verince, Ertürk hemen orada organizasyonu yapmış. İlk dua gecesini Tozkoparan'ın anne ve babasının ölüm yıldönümü de yaklaştığı için onun evinde yapmışlar. Sonra yönetmen Şükran Karakurt'un evinde, ondan sonra da Nur Ertürk'ün evinde toplanılmış. Biz programın yemek köşesini yapan Meltem Açıkel'in evindeki dua gecesine katıldık. Ekipten herkes heyecanlı ve iştiyaklı fakat Ertürk'ünki bir başka. Kur'an okumayı bilmediği için ona tesbih çekmek düşüyormuş ama Karataş hocadan sözünü almış. Bu yaz Kur'an okumayı öğrenecek.
Tozkoparan, "Dünya meşakkatimiz çok yoğun. Ayda bir de olsa kendimize manevî anlamda bir zaman ayırıyoruz. Tazeleniyoruz, Kur'an okuyoruz. Kendim okuyayım dediğinizde erteleyebiliyorsunuz. Böyle bir organizasyonda başkalarının sorumluluğu da üzerinizde olduğu için ertelemiyor, okuyorsunuz. Herkes birbirini arıyor 'bitirdin mi, ne oldu?' diye. Bu açıdan çok faydalı." diyor.
Dua gecelerinden büyük manevi haz aldığını söyleyen Ertürk, "Bu hazzı hiçbir şeyle kıyaslamam mümkün değil." diyor. Çoğu kimse Kur'an'ı ancak bir yakını öldüğü zaman veya Ramazan'dan Ramazan'a hatmediyor. Hele de yoğun bir çalışma temposu olanlar, okumaya zaman bulamadığından yakınır. Ertürk, Kur'an'ın hayatın içinde olması ve bir aya veya ölüme endekslenmemesi gerektiğini vurguluyor. İşte bu sebeple organizasyonlarının çok önemli olduğunu düşünüyor. "İnsanların tepkilerinden örnek bir harekette bulunduğumuzu fark ettim. Günlük telaşlar bitmez, iş hiç bitmez. Ruhumuza soluk aldıracak zaman dilimleri ayırmamız gerekiyor." diyor.
***
Tahammüllü bir insanım
Nur Ertürk, aslen Sivaslı. Babasını çok küçükken kaybetmiş. 8 kardeşiyle birlikte onu annesi tek başına büyütmüş. Güçlü aile bağlarının kendisini koruduğunu söylüyor. Evli ve bir çocuk annesi olan Ertürk'ün eşi tekstilci. Oğlu ise 17 yaşında. Mustafa Karataş hoca seyircilerin sorularını cevaplandırıyor ama anlattıkları en çok da Nur Ertürk'ü etkiliyor. "Daha sükûnetli ve tahammüllü bir insanım." diyor.
Zaman