Kanunu çıkarmasaydık Risale-i Nur basılmayacaktı
Kültür Bakanı Çelik'ten bandrol açıklaması: Kimse basmasa devlet basar!
Kültür Bakanı Ömer Çelik, Risalei Nur'un bandrol problemiyle ilgili "Biz bu kanunu çıkarmasaydık bu eser ebediyen basılmayacaktı, böyle kalacaktı. Biz yayın zorunluluğu getirmişiz, kanunda var. Kimse basmazsa devlet basacak" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bütçelerine ilişkin milletvekillerinin sorularını cevaplayan Çelik, Telif Hakları Kanunu ve Risale-i Nur'a ilişkin sorular üzerine ise eserin telif sorununa ilişkin şöyle konuştu:
BAKANLIK BANDROL VERMEKLE SUÇ İŞLİYORDU
"Bize bir başvuru geldi. Başvuru şu, şikayet; Risale-i Nur basanların hiçbirinin basma yetkisi yoktur. Çünkü hiçbir yasal varis değildir diye. Biz bir araştırdık ki hakikaten biz bakanlık olarak bandrol vermekle suç işliyoruz. Çünkü bandrol verdiğimiz yayınevlerinin müellifin ölümünden henüz 70 yıl geçmediği için müellifinin varislerinin hakkı var kitap üzerinde. 70 yıl geçseydi isteyen istediği gibi basabilirdi. Ama 70 yıl geçmediği için bizim bandrol verme hakkımız yok, yasal mirasçılardan vekaletname getirilmediği müddetçe.
MÜELLİF TAHRİF EDİLMESİN DİYE VASİYET ETMİŞ
"Yasaklama mı yaptık başka bir şey mi yaptık. Sonra şunu bunu veremeyeceğimize göre bu basılsın diye de toplumun önemli bir kesiminden önemli bir talep var. Bir de tabi müellif bütün hayatı boyunca her gördüğüne bu kitapların tahrif olmaması ile ilgili vasiyet ve tembihte bulunmuş. Bir de bunu tahrif edenler var. Netice olarak yapacağımız iki şey var; bandrol vermeyeceğiz ve eserler basılmayacak. Gidecek yayınevleri yasal varislerden vekaletname alacak. Yasal varislerden bir tanesi galiba kardeşinin kızı Saadet Hanımefendi 'ben hiç kimseye vekaletname vermiyorum kim ne yapıyorsa yapsın' demiş. Bu durumda bu yol da kapandığı için eserlerin basılabilmesinin tek yolu bunun devlet eliyle basılmasına imkan sağlamak. Aksi takdirde eser ebediyen basılamayaak.
DİYANET YETKİLİ
"Böyle bir eser toplumda önemli karşılığı olan sivil yapılanmaların bu kadar önemsediği bir eser basılamadığı zaman da ciddi bir travma çıkacak. Biz mi basacağız, hayır biz basmayacağız. Biz bunu Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredeceğiz. O da sadece tahrifat ile ilgili kısmını korumakla görevli bir vakfa ya da başka bir yere devredecek.
KANUN ÇIKMASAYDI RİSALE-İ NUR BASILAMAYACAKTI
"Bir eser var ortada, bizim kültür tarihimiz açısından siyaset tarihimiz açısından önemli, müellif vefat etmiş ve ölümünün üzerinden 70 yıl geçmemiş, mirasçıları bulunamıyor ya da mirasçılar vekaletname vermiyor. Bu eseri basmayacak mıyız. Biz bu tip eserlerin basılmasına yol açan bir yöntem geliştirdik. Yasal varisler gelir de 'hayır ben bundan normal telif hakkımı almak' isterse onu da kanuna derç ettik. Makul bir şekilde o telifini alacak. Ya da hiçbir yasal varisi olmayan bir kitabı biz tutup bastık, üstünden 70 yıl geçmemiş ama o 70 yıl içinde yasal varisleri çıktı geldi. Dedi ki benim kitap üzerinde hakkım var ona bu şey ödenecek. Burada önemli olan kitabın basılmasını sağlamak, aksi takdirde kitap basılamıyor.
"Biz devletleştirme ya da yasaklama değil kitabın basılabilmesine yönelik özgürlük kapısını açmış olduk. Yoksa kitap basılamayacak. Biz bu kanunu çıkarmasaydık bu eser ebediyen basılmayacaktı, böyle kalacaktı. Biz bandrol veremeyecektik."
YAYIN ZORUNLULUĞI GETİRDİK KİMSE BASMASA DEVLET BASACAK
Milletvekillerinin, kanunun kitabın yasaklanması anlamına da gelebileceğini söylemeleri üzerine ise Çelik, "Biz yayın zorunluluğu getirmişiz, kanunda var. Kimse basmazsa devlet basacak. Eserin hayatiyetinin korunması ile ilgili kanuna zorunluluk derç etmişiz biz. Eğer kimse devralmıyorsa üzerine eninde sonunda devlet basacak." diye konuştu.
Cihan
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.