Hikmet HOCAOĞLU
Kazan…
Kurt, içinde olduğu elmayı yiyerek büyür.
Yeterince büyüdüğünde ise, dönüp "bu elma çürük" der.
Elmayı satın almak isteyenler için bu sevindirici bir durumdur!
Zîrâ; değerini yitirmesi pazarlık sebebi olsa da, bilir ki satın aldıktan sonra da çok güzel meyveler vermeye devam edecektir...
Stratejik ya da psikolojik açılardan, yaşananları eleştirenlerin, hakkaniyete sorumlu ve mecbur olduğunu elmanın son durumu koyuyor ortaya...
Bu arada gözlerden kaçan ince bir nüans var ki; kökten silkelenince ağacın, titreşimin dalına gitmesi zaman alır! Bugün bize seyrettirilen senaryolar yazılalı, çamlar bardak oldu...
İçerideki ya da dışarıdaki şer kuvvetlerin, hem de ellerini ovuştura ovuştura, hem de ağızlarında kocaman bir kahkaha ile, hem de beklediklerinden fazlasını bulmanın şaşkınlığıyla, âdeta kendilerinden geçercesine bu kadar keyifle eğlenirken, kimse görmedi...
Son tahlilde içimizde olup nasıl sevinebiliyorlar sorusu, geçici vazifeli olduklarına ispat niteliğinde.
Şimdi tüm cemaatler ve her bir mensubu, tüm farklı görüşler, her kurum, her kuruluş ortak bir paydada birleşiyor bunu göremese de...
Kökünden silkeleniyoruz ve her şey bir elma ile başladığı gibi, İslâm’ın kalesi hükmünde olan ülkemiz onların ağzını elbette sulandırır...
Tüm yazarların, âlimlerin, liderlerin, söz sahibi kişilerin ve tek tek her Müslümanın birlik ve dirlik duasına çıkması, olur ya, bir rahmet yağmuru ile bu elmaya tekrar diriliş verilmesine vesile olur.
Ben ucundan ısırmadım, diyecek kimse varsa, bu duaya âmin demeyebilir...
Tarafgirlikte fanatik yazarların unutmaması gereken bir şey varsa; altını körüklediğiniz ateşin, üstünde kaynayan kazanın içinde siz de varsınız!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.