Mehmet PAKSU
Kimde, ne daha güzeldir?
Hadisler zamana adanmış sözlerdir. Düne değil yarınlara ve bütün bir geleceğe...
Her zaman herkesin bu Peygamber pınarından kana kana su içmesi mümkündür.
Bu suyu belki her gün içmemiz gerekir. Çünkü içtikçe içesimiz gelir. Bıkmazsınız, uzanmazsınız.
Bir âb-ı hayat gibidir hadisler. Hem nefsimizi temizler, aklımızı tatmin eder hem de kalbimizi aydınlatır ve ruhunuzu doyurur.
Öyle hadisler vardır ki, belki yüz defa okumuş veya duymuşsunuzdur. Ama her okuyuşunuzda ve duyuşunuzda ayrı bir tat alırsınız, ayrı bir zevk duyarsınız.
Çocukluk yıllarımda, babamın kitaplarını karıştırırken okuduğun bazı hadisler vardı. Bir vesileyle o hadislerle şimdi karşılaşınca, bir çocukluk arkadaşımı görmüş gibi seviniyorum, tatlı bir hatıramı yâd etmiş gibi heyecanlanıyorum.
Sözünü edeceğim şu hadis hem yüzlerce kez okunsa tekrarı usandırmıyor hem de her okuyuşta değişik bir zevk ve haz duyuyorum.
***
Hadisi, büyük hadis bilgini Deylemi ulaştırıyor bize...
Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Adalet güzeldir, fakat idarecilerde daha güzeldir.
Cömertlik güzeldir, ama zenginlerde daha güzeldir.
Takva güzeldir, lâkin âlimlerde daha güzeldir.
Sabır güzeldir, ancak fakirlerde daha güzeldir.
Tövbe güzeldir, fakat gençlerde daha güzeldir.
Hayâ güzeldir, lakin kadınlarda daha güzeldir."
***
"Adalet, cömertlik, takva, sabır, tövbe ve hayâ gibi vasıflar" insan hayatının vazgeçilmezleri arasında yer alır. Bu vasıfları kaybeden, bu özelliklerden mahrum kalan kimse zaten pek çok şeyi çoktan kaybetmiştir.
Toplum olarak idarecilerden adalet, hakkaniyet ve denge arıyoruz. Adalet güzelliğiyle süslenmelerini istiyoruz.
Varlık sahibi insanların ellerinin açık olmasını, fakir fukaraya el uzatmasını bekliyoruz. İmkânlarını muhtaçlarla paylaşmasını bekliyoruz. Onların bu güzelliklerle parlamalarını talep ediyoruz.
İlim ehlinin, alimlerin bildiklerini, öğrendiklerini ve öğrettiklerini hayatlarına geçirmelerini gönlümüzden geçiriyoruz. Takva dediğimiz günahlardan kaçınmak, güzel ameller ve davranışlar sergilemek ilim ehlinin süsüdür. Bildiklerinin ve öğrettiklerinin tersini yapan âlimlerin, özellikle din adamlarının toplum üzerindeki yanlış imajını da üzülerek görüyoruz.
Fakir ve yoksul insanlarda sabır çok üstün bir vasıftır. Fakirlerin, kısmetine razı olması, kanaate alışması, kendi yağıyla kavrulmasını bilmesi, kimseye el-avuç açmaması, nâmerde muhtaç olmaması onun en büyük servetidir. Yoksa her şeyden şikâyet eder, dert yanar, devamlı surette yoksulluğunu insanlara açarsa, kendi huzurunu kendi eliyle yitirir.
Tövbe ilacı gençler için her zaman kullanmaları gereken bir ilaçtır. Çünkü her gün çeşitli vesilelerle yüzlerce günahla iç içe olan gençler, kirlenen kalplerini tövbe suyuyla temizlerse, arı-duru bir hayat geçirirler. Tövbe, işlenen günahlardan dolayı Allah'tan özür dilemek, aynı hataya bir daha düşmemek için Allah'tan yardım istemektir.
Hayâ, iffet ve utanmak ise, kadınlarımızın en önemli süsü, en hayati güzelliği ve en değerli servetidir. Ar damarı çatlamış, utanmaktan "utanır" hale gelmiş, ayıbı "ayıp" sayan bir kadının, bu kayıplarını telafi etmek imkânı var mıdır? Bu değerlerin yerine koyabileceği başka bir şey bulabilir mi?
Bugün
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.