Şahin DOĞAN
Kıyamet alametleri ve Mustafa İslamoğlu
Ansızın gelecek olan bir şeyin alameti neden olmasın? Alamet: belirti, iz, işaret, gösterge, ipucu demek. Mesela deprem ansızın gelen bir şey ama gelmeden önce geleceğine dair yüzlerce alamet göstermek mümkün. Fay hatları, çarpık kentleşme, gecekondulaşma, izinsiz inşaatlar ve hepsinden önemlisi uzmanların ısrarlı uyarıları. Bunların tümü gelecekte olası bir depremin gerçekleşeceğine ilişkin alametlerden başka ne olabilir ki?
“Ama bu rutin bir tabiat olayıdır, kıyametin saati gaybi bir hadisedir” şeklindeki itiraz bizce yersizdir çünkü kıyametin kopuş anı gaybidir, alametleri değil. Ansızın gelecek olan bir şeyin alameti olmaz ise eğer, kıyamet saatinin yaklaşmasından söz etmek de anlamsızdır çünkü yaklaşmak başlı başına bir alamettir, hatta her geçen gün, ay, yıl, asır kıyametin geleceğine dair bir alamettir. Zaten birçok ayette kıyametin yaklaştığından bahsedilir. Demek ansızın gelecek olan kıyametin alameti olur ve bunun olması aklen mâkuldur.
Bütün bunları niçin anlatıyorum? Şunun için. Mustafa İslamoğlu geçenlerde Siretü’l Kur’an dersleri’nin birinde şöyle bir cümle sarf etti:
“Kıyamet alametleri… Hepsi uydurma… Ansızın gelecek olan bir şeyin alameti mi olur behey gafil!”
Elbette bu İslamoğlu’na has orijinal bir buluş değil, kıyamet alametlerini inkar eden modernist temayüllü âlimlerin tipik argümanı. Kıyamet alameti olarak rivayet edilen birçok şeyin mevzu (uydurma) olması mümkün ve anlaşılabilir ancak bu kıyamet alametleri hakikatini iptal etmez, ortadan kaldırmaz. Zira kıyamet alametleri Kuran’ın tevil götürmeyen ayetleri ile sabittir:
“Onlar kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar ki?” (Muhammed Suresi/18)
Bu ayet-i kerime bütün Türkçe meallerde yaklaşık olarak böyle geçer. Bu apaçık ayete rağmen “kıyamet alametleri hepsi uydurma, ansızın gelecek olan bir şeyin alameti olmaz” demek ne anlama gelir, takdiri size bırakıyorum.
Şimdi sıkı tutunun ilgili ayeti Mustafa İslamoğlu’nun kendi mealinden okuyoruz:
“Şimdi onlar Son Saat’in ansızın gelip kendilerini bulmasından başka bir şey mi bekliyorlar? Doğrusu, işte onun tüm alametleri gelmiş bulunuyor. Hal böyleyken, o geldikten sonra hatırlamak nasıl bir yarar sağlar ki?” (Hayat Kitabı Kur’an, s. 1009)
Mealinde böyle yaz, konuşmanda böyle söyle. Bunun adı ne? Takdiri yine size bırakıyorum. Bu zatın tutarsızlıklarını sergilemekten bizâr oldum artık. Hemen belirteyim ki Mustafa İslamoğlu ile kişisel hiçbir sorunum yok, tek derdim nazenin olan hakikatin ortaya çıkması. Hatta bu kadar aşikar tutarsızlıklarına rağmen yeri gelince kendisinden istifade ettiğimi itiraf etmeliyim. Ülkedeki az bulunur hatiplerden. Müessir bir üslubu var ama muhteva hatalarla, tezatlarla malûl.
Hâsılı, Mustafa İslamoğlu’nun mezkûr iddiası hem aklen hem naklen isabetsizdir ve hatta batıldır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.