Kıyamet vaktindeki gizliliğin sırrı
Ayet ve hadislerde kıyametin tam zamanı bildirilmemekle beraber Peygamberimiz (asm) onun vaktine yakın zamanda meydana gelecek bazı hadiselerden ve alâmetlerden
Mehmet Paksu-Zafer Dergisi
Enes bin Malik’in rivayet ettiği bir hadiste Peygamber Efendimiz (asm) bir gün, “Ben ve kıyamet günü şu iki parmak gibi yaratıldık” buyurmuş ve işaret parmağı ile orta parmağını birbirine bitiştirmiştir. (Müslim, Fiten:135)
Peygamberimiz bu sözleriyle kıyametin çok yakın bir zamanda meydana geleceğine işaret ediyordu. Kur’an-ı Kerim’de “Kıyamet yakındır” buyurulması ve Peygamber Efendimizin kıyametin çok yakın zamanda kopacağından bahsetmesine rağmen, 1445 sene geçtiği halde vuku bulmamış olmasında bir problem yoktur. Çünkü kıyamet dünyanın eceli ile ilgili bir meseledir. “Dünyanın ömrüne nisbeten bin veya iki bin sene, bir seneye nisbetle bir iki gün veya bir iki dakika gibidir. Saat-i kıyamet (kıyamet vakti) yalnız insaniyetin eceli değil ki, onun ömrüne nisbet edilip baid (akıldan uzak) görülsün.” (Sözler, s. 318)
Ayet ve hadislerde kıyametin tam zamanı bildirilmemekle beraber Peygamberimiz (asm) onun vaktine yakın zamanda meydana gelecek bazı hadiselerden ve alâmetlerden bahsederek, müminleri gafletten uzak tutmaya ve ölümlü bir hayat yaşadığının şuurunda olmaya teşvik etmiştir.
Kıyametin kopmasının gizli tutulmasının sebep ve hikmetlerine gelince:
Bunun pek çok hikmetleri vardır. Nasıl ki, insana öleceği zaman bildirilmiş olsaydı, hayatının yarısını tam bir gafletle yaşayacak, yarıdan sonra ise adım adım darağacına giden bir idam mahkûmu gibi ümitsizlik içinde ölümünü bekleyerek müthiş bir ızdırap duyacak ve acı çekecekti.
Musibet ve felaketlerin insanoğlu için gizli kalmasında da aynı hikmet vardır. Çünkü vakti belli olan bir felaketi beklemek o musibeti yaşamaktan daha fazla ıstırap verecektir.
İşte en doğrusunu Allah’ın (cc.) bildiği bunun gibi pek çok hikmetler için kıyametin vakti insanlara bildirilmemiştir.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Şualar’da bu mevzu ile ilgili olarak şu mealde izahlara yer verir:
Dünyanın eceli ve ölümü olan kıyametin vakti belli olmuş olsaydı, geçmiş çağlarda yaşayan insanlar, nasıl olsa kıyamete çok var düşüncesiyle ahiretten habersiz, gaflet içinde yaşayacaklardı. Ve son çağın insanları da kıyamet vaktini beklemenin dehşeti içinde dünya hayatının huzurunu ve lezzetini alamayacaklardı.
Ayrıca, eğer kıyamet vakti belli olmuş olsaydı, bir kısım iman hakikatleri apaçık bir şekilde ortaya çıkacak, herkes ister istemez iman edecek; netice olarak da imtihan sırrı bozulacaktı. İşte bunun gibi pek çok faydalar için, kıyametin vakti gizli bırakılmış ve herkes, her dakikada hem ecelini, hem de hayatının devamını düşünebilmiştir. Böylece ne dünya hayatı, ne de ahiret ihmal edilmemiştir. (Şualar, s. 488)
Kıyamet gününün gizli kalışı, kıyametin kopuşuna kadar devam edecektir. Ne zaman ki, güneş doğu yerine batıdan doğacak, artık insanlar için imtihan meydanı ve tevbe kapısı kapanacak, herkes kıyametin kopacağını yakinen bilecek, belki görecektir. Ancak, o zaman duyulacak pişmanlığın ve iman etmenin de faydası olmayacaktır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.