Risaleler sahili geniş olan bir deniz; yürüdükçe, yüzdükçe açılıyor, berraklaşıyor derinleşiyor... İçine girdikçe gönül denizi dalgalanıyor, zihin genişliyor. Her günde yüzmek ve yüzleşmekle erişilir buna.

“Bir zihayat, cüz’i bir şifası veya bir rızkı veya bir hidayeti için Cenab-ı Haktan başkasına hakiki minnettar olmak ve başkasına perestişkarane medih ve sena etmek, rububiyetin azametine dokunur ve ulûhiyetin kibriyasını ilişir ve mabudiyet-i mutlakanın haysiyetini dokundurur, celalini müteessir eder.” (İkinci Şua, İkinci Makam)

Bir bakıma gayet açık ve net gerçekte derinliğine inmek için sahilde epey yürümek gerekiyor. İsmi Azam bahsini anlatan Otuzuncu Lem’a bilhassa “Kayyum” ismindeki zerrat ve esir bahsi iyi idrak edilince daha bir berraklaşır yukarıdaki söz!

Tevhide derinleşmenin sonu yok, Miraçtaki Kab-ı Kavseyn; boyutlar bir yere kadar sonrasında onlar da yok. Sebepler perde; hem göstermek hem de örtmek için. Akla kapı açar, mecbur bırakmaz.

Hayat, rızık, şifa ve hidayeti bu bağlamda iyi okumak gerekiyor, perdeye takılıp kalınırsa Celal incitilmiş olunur; fert, toplum, ülke, ümmet, dünya genelindeki afat ve musibetler celal penceresinden okunmayı bekliyor, sebeplerde boğulmayı değil!

Virüs bir boğulma! Ve korku aşılandı!

“Döviz düştü çıktı ah vah” bir başka boğulma! Keza kuraklık da. Başkaca endişeleri buna ekleyebiliriz.

Kimi küçük suda boğulur kimi sörf yapmak için dalgaların çıkmasını bekler. İman, tevhid, teslim, tevekkül zinciri sağlamsa korku yok; tecelliden tecelliye akış ve değişim var.  

Onun için Risalerde derinleşme okyanusa taşır; zihin ve kalp temizliği hale yansır, tavırlarda kendini gösterir, takvaya eriştirir, ahlakı güzelleştirir.

Olmuyorsa okumada, anlamada, hayata taşımada eksiklik vardır, başa dönmekte fayda var.

Kur’an’ın hikmet yönünü tefsir eden Risaleler okunduğu gibi Kur’an’ın kendisi günde 5, 10, 20 sayfa -kişinin tercihine kalmış- okunmalı ki bütünlük sağlansın. Galiba bu yönde eksiğimiz var!

Hayat, rızık, şifa, hidayet anlaşılmışsa hakikat da anlaşılmıştır, Hakka daha yakın olunmuştur. Anlaşılmamışsa anlamak için Hakka teslim olmaktan başka da çare yoktur.

Yoksa korku aşılanmaya devam ederiz!

Şimdi denizi yeniden keşfetme ve okyanusa açılma demindeyiz vesselam.