Küçük dile müdahale çözüm değil

Küçük dile müdahale çözüm değil

Horlamayı önlemek için çeşitli yöntemler var.

Bunlardan birinin ‘uzayan küçük dilin ameliyatla küçültülmesi’ olarak bilindiğini söyleyen Acıbadem Levent Tıp Merkezi KBB Uzmanı Ahmet Hamdi Önay, bu görüşün tıbben ve bilimsel olarak doğru olmadığını belirtiyor.

Horlama ve tıkayıcı uyku apnesi 40-50 yaş arası erkeklerde yüzde 4-8 oranında görülüyor. Horlama burun, gırtlak ve yutak bölgesindeki sorunlardan kaynaklanıyor. Ancak horlama sorunlarının yüzde 85’ini, gırtlak ve ağız bölgesindeki sorunlar oluşturuyor. Acıbadem Levent Tıp Merkezi KBB Uzmanı Dr. Ahmet Hamdi Önay, küçük dilin uzaması nedeniyle ameliyat edilmesinin horlama tedavisinde sihirli bir formül olarak sunulmasına karşı çıkıyor. Dr. Önay, “Küçük dilin cerrahi operasyonla kesilip küçültülmesi, böylece horlamanın sona ereceğinin söylenmesi tıbben ve bilimsel olarak doğru değildir” diyor.

Dr. Ahmet Hamdi Önay, uyku sorunları ve horlama konusunda merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor:

Horlama nasıl oluşuyor?

Nefes alıp verme sırasında dışarıdan aldığımız ve sonrasında da dışarı verdiğimiz havanın yolculuk yaptığı gırtlak, ağız boşluğu ve burun bölgesindeki anatomik yapılara çarpması (türbülansı) sonucunda çıkan gürültülü sese horlama diyoruz.

Horlama en çok kimlerde görülüyor?

Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre daha fazla olmakla birlikte özellikle ileri yaşlarda görülme sıklığı erkeklerde daha da artıyor. Obez kişilerde veya solunum sorunu olan kişilerde görülme sıklığı da diğer gruplara göre daha fazla oluyor.

Horlamanın nedenleri nelerdir?

Horlamanın nedenleri vücudun başlıca üç bölgesindeki sorunlardan kaynaklanıyor. Bunları da üç ana bölgede topluyoruz: Burun, Ağız ve Gırtlak bölgesi.

Burun bölgesindeki temel sebepler: Burun eti büyümeleri, kronik sinüzitler ve burunda oluşan deviasyon sonucunda havanın sağlıklı bir şekilde dolaşamamasından kaynaklanan sorunlardır.

Ağız bölgesindeki nedenler: Dil kökü, bademcikler, yumuşak damaktır.

Gırtlak bölgesindeki nedenler: Bu bölgenin içini döşeyen mukozanın gevşekliğidir. Toplumda daha çok horlamaya, burundaki sorunların neden olduğu düşünülüyor. Aslında tam tersi sözkonusudur. Bilinenin aksine burnun horlama ve uyku apnesi sıklığındaki payı sadece yüzde 15’tir. Avrupa ve ABD’de bu konuda yapılmış tüm klinik çalışmalarda bu ispatlanmıştır. Horlama sorunlarının yüzde 85’i gırtlak ve ağız bölgesindeki sorunlardan kaynaklanıyor. Bu yüzden problemi çözmede burun anatomik yapılarını düzeltmek yeterli olmayabiliyor.

Horlama sorunu olan kişiler günlük hayatta hangi sorunları yaşıyor?

Horlayan ve nefes tıkanıklığı olan kişiler uykunun Delta ve REM aşamalarına ulaşamadıklarından dolayı, sürekli yorgun, bitkin bir şekilde günlük hayatlarına devam ediyorlar. Bunun sonucunda gün içinde uyuklama, algıda bozukluk, motivasyon eksikliği, sinirlilik, hareketlerde uyuşukluk, yorgunluk belirtileri ortaya çıkıyor.

Hürriyet