Nimetullah AKAY

Nimetullah AKAY

Küçük Gibi Görünen Büyük İşler

Öyle vakitler olur ki, birkaç dakikalık zaman bize büyük kazanımlar bahşedebilmektedir. Bazen de birkaç dakikalık zaman bizi insanlık değerlerinden uzaklaştırabilmektedir. Allah’ın bize bir nimet olarak verdiği zamanın değerini anlamaya çalışmak, hayatın boşa geçirilmemesi gereken bir nimet olduğunu bilmek ve bu dünya hayatında başıboş olmadığımızı her zaman düşünmek bizlere çok şey kazandıracaktır. Biraz dünyanın sonu gelmez meşgalelerinden başımızı kaldırıp da, bir emanet olarak bize verilen hayatı, bu imtihan dünyasında ne kadar yerinde yaşadığımızı düşünmemiz gerekmektedir.

Dünya hayatı o kadar bize tatlı görünmektedir ki, meselâ, manevî açıdan fakir olan, ancak makamı, mevkii ve maddî zenginliği olan insanlara hep daha fazla değer vermekte, maddeten zengin olamayan, makam ve mevki sahibi olamayan insanlar da nazarımızda değersiz görünmektedir. İnsanlara bakış tarzımız, Kur’an ve Peygamberimizin (asm) sünnetleri doğrultusunda olmazsa insanlar hakkındaki yanılgılarımız hep bizi yanlışlara düşürecektir.

İnsanların gerçek değerinin manevî yükselişinde olduğunu unutmamamız gerekir. Yüce Kitabımız Kur’an’da, insanların en değerlisinin, Allah’tan korkanlar ve emirlerini yerine getirenler olduğu ifade edilmektedir. Kur’anî bakış tarzı dışındaki yaklaşımlar, insanları günahlarla yaşamak zorunda bırakmaktadır. Oysa insanî yönümüzü yüceltecek, bize huzurlu hayatlar yaşatacak tek şey, inancımızın gereği olarak yapılması gereken, günahlardan kaçınmak ve başta namaz olarak, ibadetlerimizi eksiksiz yerine getirmektir.

Birer Müslüman olarak bizi yüceltecek olan değerlerimize yönelmezsek, bunun zararını hem dünyada hem de ahirette göreceğiz. Unutulmamalı ki, tamamen dünyaya yönelmiş olan insanların unuttuğu ve ihmal ettiği, Allah’ın emirlerini yerine getirmekten, dünyanın hiçbir işi daha değerli olamaz. “Şu insanlar acaba ne der?” değil, “Acaba benim yaptığımdan Allah razı mı?” demek ve buna göre doğrularla yaşamak, insanı ebedî saadeti hak eden gerçek bir mü’min gibi yaşamaya sevk eder.

Bilinmeli ki, dünyanın hiçbir işi için bir farz namazını bırakmanın mazereti yoktur. Küçük gibi görünen Peygamberimizin bir sünneti, dünyanın çok önemli görünen işlerinden daha ehemmiyetlidir. Yine Allah’ın emirleri istikametinde yaşayan fakirülhal bir insan, Allah’ın emirlerini önemsemeyen ve yerine getirmeyen yüksek makamlı insanlardan gerçekten daha değerlidir. Arkadaşlık için zenginliği, makamı veya başka dünyevî değerleri tercih edenler kendilerini bir nevi köleliğe mahkûm etmektedirler. Yoksul ve mütevâzi bir hayat yaşayan insanların arkadaşlığı kişiyi yüceltmekte, ona gerçek insanî değerler kazandırabilmektedir.

Zenginlerle değil, fakirlerle arkadaşlık Peygamberimizin (asm) tavsiyesidir. Zira o Yüce İnsan, insanlara insanlıkları ve imanları ölçüsünde değer vermiştir. Kendini diğer insanlardan üstün gören mütekebbirler aslında küçüklüklerini ortaya koymaktadırlar. Böyleleri insanların nazarında zaten değersizdirler. Her şeyde olduğu gibi, arkadaşlıklarda ve insanları sevmede de ölçümüz Allah’ın rızası olmalıdır. Allah’a yakın olanlara yakın, Ondan uzak olanlara uzak olmak en büyük bahtiyarlıktır.

Ne yazık ki, şeytan ve nefsimiz bizi değerler konusunda hep yanıltmaya çalışmakta, çoğu zaman da başarılı olmaktadır. Gerçekte küçük olan şeyleri bize büyük göstermekte, büyük olanları da bize küçük göstermektedir. Rağbet ettiğimiz çok şeylerle kendi geleceğimizi karanlıklara mahkûm etmekteyiz. Şu bir gerçek ki, her hal ve hareketimizin hesabını vereceğiz. Eğer insanlık nimetini yerinde kullanmıyorsak, hayvan gibi yaşamayı tercih etmişsek, eğer çok mal ve mülkümüz varsa ve eğer büyük makamlar sahibi olduğumuz halde hakkını veremiyorsak, işimizin kolay olmayacağını unutmayalım.

Allah için yaşanan bir saniye ve yapılan bir küçük faaliyet, sadece dünyevî bir sebep için yapılan binlerce faaliyetten daha değerlidir. İhlâsla, yani Allah’ın rızası dairesinde yaşamak, mü’min insanın ulaşacağı en yüksek makamdır. Kurtuluşun anahtarı ihlâstır. Gerçek insan olmanın yolu da, Allah’ın rızası dairesinde yaşanacak ihlâslı bir hayattan geçer.

Bizim için Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimizin (asm) sünnetleri, ne zaman ki her şeyden üstün ve önde olmaya başlarsa o zaman kazanmışız demektir. Aksi takdirde hem dünyada hem de ahirette kaybedeceğiz ki, karanlık hayatlar bizi bekleyecektir… Rabbim bizleri Allah’a ve Resulüne (asm) itaatkâr olanlardan etsin…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.