Benim son rıhletim sayfiye ile şitaiye arasında oldu. Tevafuklu yolculuğum bilad-ı Etrak’dan aşair-i Ekrad’a doğruydu.
M.Asıf Işık, Ali Demir, Mustafa Duman ve Nail Tüzüner ağabeyler ile Kerem Asılsoy, Osman Yiğit ve Fatih Ekinci kardeşlerimin şahsında diyar-ı garbı ve bilad-ı Etrakı en samimi ve kalbi duygularımla tebrik ediyorum.
Nezaketin, ihlasın ve yekdiğerinde fani olmanın ender numunelerisiniz ve mehdin her derecesine layıksınız.
Hizmetleriniz için hazer tebrik!

Ya aşair-i ekrad’ın yüz yıl sonra taşan çağlayanına ne demeli!
Teorik “aşair” paradigmamı alt üst eden Mehmet Emin Değer, Abdurrahman Iraz ve Mehmet Ali Kılıç ağabeylerin ve Mele Mehmet Aydın medresesinin fırtına misal ev sahipleri, hepinize eyvallah!
Nev’i beşerin sabahına ve baharına giden yollara kilometre taşları döşeyen Üstadımızın saff-ı evvel talebeleri ne bahtiyarsınız…
Bana hususi zaman ayırma kadirşinaslığı gösteren Said Özdemir Ağabeye ayrıca arz-ı hürmet etmeyi bir borç biliyorum.

Öte yandan Arap baharı bir gün kemaline erecekse (ki öyle görünüyor) İslamiyet bayrağının saff-ı evvelleri olan büyük Üstadlarımız bu uyanışın, bahusus zekâ ve cesaretlerinin nişaneleri olarak  “Kur’an ve İşarat’ül İ’caz, Kur’an ve Yirmibeşinci Söz, Kur’an ve Muhakemat ” adlı sempozyum dizilerine ev sahipliği yapmalarını ümit ediyoruz.

Nev’i beşerin sükûnet ve barış yolculuğunun bu önemli sacayağını eksik bırakmayacak olan bilad-ı Arabiye’nin muktedir ehline duyrulur!
Her ilk şifrelidir. Her küçük sıçrayış mucizevi uçuşların kozasıdır. Her başarı muhteşem zaferlerin habercisidir.
Mardin gibi…

Sevincimin sarhoşluğundan kime teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
İşin mutfağında yirmi beş yıllık bir hafıza var. Hafızalar, samimi niyetlerle donandıkça ve önüne barikatlar konulmadıkça her zaman mucizevi kerametlere gebedir.
Bu samimi niyetlerin halis kerametleri bu güne kadar binlerce defa görüldü.
Mutfağın yükünü çeken Risale Akademi, kurumsal işbirliğinin ender örneklerini sergileyen Akademik Araştırmalar Vakfı ve Mardin Artuklu Üniversitesi Türkiye’de bir ilke imza attı.

Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Prof Dr. Gürbüz Aksoy ve Dr. İsmail Benek’in şahsında üç kurumun tüm mensuplarını kendi adıma tebrik ediyorum. Mutfağa bereketli zihnini feda eden Doç. Dr. Ahmet Yıldız’ı ayrıca zikretmek ve tebrik etmek istiyorum.
Ev sahibi Diyarbakır’ın hem sistem kurucu hem de sistem meyvesi hizmet elçileri fiilleriyle “biz bu işi yaparız!” dediler.

Prof. Dr. Mehmet Aybak, Prof. Dr. Orhan Ayyıldız ve Yrd. Doç. Dr. İsmail Yıldız’ın şahsında Diyarbakır’ın Isparta misal kahramanlarını ve cevval gençlerini yürekten tebrik ediyorum.

Diyar-ı Bekir’in, Mardin’in ve Kızıltepe’nin bütün yiğit evlatları hepinize eyvallah!
Sempozyum, şarkın ve garbın fıtri cevelan merkezi gibiydi. Edirne’den Van’a bütün iller sempozyuma renklerini katmıştı. 

Türkiye kaybettiğini kaybettiği noktada arıyor, kelepçeleri bağladığı coğrafyada çözüyor. Türkiye hürriyetine ve vicdanına vurulan süfyani prangaları tarumar ediyor.

Evet bu büyük bir olaydır, hem de çok büyük bir olaydır.
Said Nursi bir Türkiye üniversitesinde ilk defa cesaretle konuşulmuştur.
Hürriyet-i fikir ve serbesti-i kelam bütün çıplaklığı ile tecelli etti.
Türkiye yaşadığı acıları ile yüzleşiyor. Bu kinsiz bir yüzleşmedir, Said Nursice bir yüzleşmedir.

Ümidimiz ve yakinimiz şu ki asıl insaniyet-i Kübra olan İslamiyet sema-i müstakbelde ve Asyanın cinanı üzerinde bulutsuz güneş gibi pertevefşan olacaktır.
Bu güneşin tecellisini hiçbir karanlık bulut engelleyemeyecektir.
Bu güneşe müştak bütün ruhlar, ayna bütün kalpler…
Hepinize selam olsun.
Durmak yok hizmete devam…
Haftaya yeni ufukları konuşmak ümidi ile…